33- Pipiligiller

3.1K 162 64
                                    


Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 32

11 Aralık Pazartesi, 15. Hafta 2. Gün

Kyungsoo masanın karşısında kendisine dik dik bakan oğlana baktı. Neredeyse üç yıllık lise hayatında ders verdiği insanların içinde en çok Kim Moonkyu'dan nefret ediyordu. Herif başlangıçta hoş ve çekiciydi ancak şu an tam bir baş belasıydı.

Hem kızlara hem erkeklere karşı tam bir çapkındı ve bu onu kudurtuyordu. Gerçi Jongin'e bakmaya cüret etmiyordu ki bu iyiydi zira hamile olsun olmasın, onu eşek sudan gelene kadar döverdi. Ama oğlandan nefret etme sebebi bu değildi.

Gerçekten de tamamen zıt kutuplar idiler. Matematik veya fen olmadığı sürece dersleri Moonkyu'nun umurunda değildi. Üniformasını paçozca giyiyordu; şamata olsun diye okulu asıyordu. Tamamıyla Kyungsoo'nun asla iyi geçinemeyeceği bir tipti.

Ve bu berbattı çünkü Sehun dışında (Allah bu çocuktan razı olsundu) tüm arkadaşları ondan hoşlaşıyordu.

Sorun ilk başta o ve Baekhyun idi. Sonrasında Jongin ve Jongdae. Şimdi ise o ve Moonkyu; ikide bir birbirlerini gırtlaklıyorlardı. Jongin çoğu zaman Kyungsoo çocuğun ümüğünü sıkamadan onları ayırmak zorunda kalıyordu.

Elleri ona hiç de hoş olmayan şekillerde dokunmak için kaşınıyordu. Tıpkı şu an Soojung kütüphanede bir kitabı ararken gayet bariz bir biçimde kızın kıçını röntgenlediği anlardaki gibi. Kafasına kalem fırlattı.

"Dikkatini buraya ver!" Diye çıkıştı. Kütüphanede oturdukları masaya kalemler, defterler, kitaplar dağılmıştı. Geç nakledilen Moonkyu edebiyat dersinde geride olduğundan bu Perşembe ve Cuma günkü sınavlardan önce arayı kapatmasına onun yardım etmesi gerekiyordu.

"Ah!" Moonkyu ahşap nesnenin kafasına temas ettiği yeri ovaladı.

Do Kyungsoo'nun peşinden gidebileceğini düşündüğünde bile birçok düzeyde yanılmıştı. Oğlan sinirli bir pislikti. Jongin'in nasıl olup da onunla olduğunu anlamıyordu. Herif şeytandı. Acayip manyak sevimliydi ama şeytandı.

"Acıttın hyung." Masanın karşısından tip tip baktı.

"Bana öyle seslenme Moonie." Kyungsoo anında parladı, güzel dudakları somurtuyordu. "Dikkatini ver ki ben de sana bir şeyler fırlatma yoluna başvurmak zorunda kalmayayım."

"Oh hadi ama. O piliç seksiydi, inkâr edemezsin." Moonkyu alaya aldı ve kızı aradı ama kız çoktan gitmişti. Lanet olsun bu hayat.

"İlk olarak o kız eşcinsel. Üniversiteli bir sevgilisi var. İkincisi ben kızlardan hoşlanmıyorum." Kyungsoo onu geçiştirdi ve ödevinde hatalı bulduğu her şeyin altını çizmeye geri döndü. Konunun bile ne olduğuna dair hiçbir fikri yoktu. Ümitsiz vaka idi gerçekten, herif boku yemişti.

"Bence hoşlanmalısın zira en azından o zaman götveren bir sürtük olmazdın."

Kyungsoo'nun kalemi ikiye ayrıldı ve ölümcül bakışlarını oğlana çevirdi ama Moonkyu sadece göğsünde kavuşturduğu kollarıyla sırıtıyordu. Buraya kadar. Mapushane damlarına düşecekti.

"Sen az önce bana ne dedin lan seni küçük çük kafalı?" Parladı, elleri oğlanı ölümüne gırtlaklamak için titriyordu. Ama karnında bir oraya bir buraya kıpraşan bir bebek olduğu için cinayeti sonraya bırakmaya karar vermişti.

"Çüküm küçük değil, bebeğim." Moonkyu sırıtıp masanın karşısına eğilerek yüz yüze gelmelerini sağladı. "Seni şuraya dayayıp göstermeme ne dersin?" (Ç.N: SİKTİR GİT :D )

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now