52- Sadece Sen

2.6K 134 99
                                    

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 49

12 Ocak Cuma, 19. Hafta 6. Gün

Herkes yemeyi bitirdikten sonra çoğunlukla ufak çaplı sohbetler edilmişti. Jinho ona bu konuda sataşırken Kyungsoo gerçekten de mütemadiyen annesinin koluna yapışıp duruyordu. Ama sonrasında kafasına bir şans kurabiyesi yemiş ve somurttuğuyla kalmıştı.

Ve gerçekten Jongin'in Hyuk ve Yewon hariç herkeste nişanlısının yüz hatlarından izler görüyor olması çok garipti. Jinho'nun somurtmasıyla hemen nişanlısını anımsaması garip ve bir nevi ürperticiydi.

Hyuk bir şekilde kucağına geri gelmiş ve onunla bol bol gıdıklamalar eşliğinde bir çeşit çatlak patlak yusyuvarlak oyunu oynamıştı. Açıkçası bebeklerin bu kadar eğlenceli olabileceklerini hiç bilmezdi, Hakyeon mızmızın ve şeytanın teki olduğu için daima onlardan kaçmıştı. Ama Hyuk çok tatlıydı ve terbiyeliydi, en azından ona karşı.

Hepsi gitmeye hazır olduğunda ağlamaya bile başlamış ve onu annesine geri vermek zorunda kalmıştı. Elini kaldırıp Jongin'e uzanması gerçekten çok üzücüydü ve tek yapabildiği suçlulukla öylece dikilmekti.

Bu sırada Kyungsoo annesiyle vedalaşıyor ve cezası kalkana kadar onu göremeyeceği için ağlamamaya çalışıyordu.

"Hediyeni eve gidene kadar açma, tamam mı?" Annesi ona hatırlattı ve Kyungsoo gönülsüzce başını salladı. Gerçekten şu anda açmak istiyordu ama bekleyeceğine dair söz vermişti.

"Tamam." Başıyla onayladı ve annesi gitmeden önce ona son bir kez sarılıp öptü. "Seni seviyorum anne."

"Ben de seni seviyorum lati lokumum." Annesi tekrar iyi ki doğdun demeden önce ona gülümsedi ve alnından öptü. Jongin'e onunla tanıştığına memnun olduğunu söyledi ve hâlâ yeni hyungu için mızmızlanan Hyuk'u kucaklamadan önce ona da sarıldı.

Araba gözden kaybolup baş başa kalana kadar oldukları yerden el salladılar.

"Jongin iyi misin?" Kyungsoo birazcık ağlamaklı görünen nişanlısının yüzüne bakıp sordu.

"Bana hyung dedi." Burnunu çekti, Hyuk'un gitmek zorunda olduğu için üzülmesine üzülüyordu.

Kyungsoo ona, araya giren karnına bakılınca tuhaf bir biçimde sarılmadan önce gülümsedi. "Gördün mü, gerçekten iyi bir baba olacaksın." Ağlamayacağını umarak sırtını sıvazlarken sordu.

"Ya Yunwoo da Minjung gibi şeytan olursa?" Jongin sevimlice somurttu ve Kyungsoo onu Jaejoong'un kendilerine el salladığı yere yönlendirmeden önce cıvıl cıvıl güldü.

"Sen onun babasısın ve o seni seviyor, en azından sana karşı şeytan olmayacaktır." Önce Jongin'i arabaya bindirerek yorumladı.

"Ya bir tek bana karşı öyle olursa?" Jongin itiraz etti, dudaklarında dünyanın en büyük somurtuşuyla koltuğunda oturuyordu.

Bu, arabanın kapısını kapatırken Kyungsoo'ya göz devirtti ve Jongin de aynını yaparken emniyet kemerini bağladı. Yunwoo tarafından nefret edilmekten endişelenmesi gereken biri varsa o da kendisiydi. Zira Jongin oğullarıyla konuşurken bebek deli gibi tepiniyordu. Jongin'in sesini seviyordu ve Kyungsoo bunun sadece bir tesadüf olup olmadığından veya Yunwoo'nun, babasının kim olduğunu şimdiden bilip bilmediğinden emin değildi.

"Jongin, Yunwoo senden nefret etmiyor, güven bana." Genç oğlanın baldırına hafifçe vurarak belirtti.

"Ama ya ederse!" Jongin çocuk gibi mızmızlandı.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin