28- Aşk Hassas Bir [M]evzu Olabilir Bu Da Bize Koyabilir

5.5K 188 82
                                    


Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

Ç.N: Smut var :D

BÖLÜM 27

29 Kasım Çarşamba, 13. Hafta 4. Gün

Jongin ile akşam yemeği yemek tuhaftı. Normalde kendisi yemek yerken oğlanı eğlendiren Kyungsoo olurdu ve o da ikisini görmezden gelirdi ama oğlu uyuyordu, görünüşe göre gece boyu kendinde olmayacaktı. Jongin yemek çubuklarıyla oyalanırken hâlâ moralsiz görünüyordu ve gözleri suluydu.

Rahatsız ediciydi. Onu rahatlatmalı mıydı? Yoksa onu görmezden gelmeli ve orada yokmuş gibi mi davranmalıydı? Yunho'nun hiçbir lanet fikri yoktu. Kyungsoo'nun eve getirip de beraber akşam yemeği yediği tek erkek arkadaşı Jongdae idi o da kaç, on üç yaşındayken miydi? On dört müydü? O zamanlar oğlanı tanıdığı için bu garip bir şey değildi. Jongdae ona baba diyordu, rahatlardı.

Oysa Jongin ile kendisi hâlâ ikisinin de birbirlerine ne diyeceklerini bilmedikleri noktadaydılar. Sohbetleri 'işte yemeğin' ve 'teşekkür ederim'lerden ibaretti. Yoksa geçen gece kendi evinde kendi oğluyla yattığı için onu neredeyse gebertmek istemişti yani.

Odadaki hava on beş yaşındaki çocuk yüzünden iç karartıcı ve karanlıktı, bu yüzden Yunho siktir edip bir yerde oğlana karşı kibar olmayı denemek zorunda olduğuna karar vermişti ve şu an iyi bir zaman gibi görünüyordu.

"Konuşmak ister misin?" Diye sordu, Jongin şok içinde ona bakakalmıştı, muhtemelen ona bağırmamasını beklemiyordu. Ki bu boktan bir durumdu, oğlunu hapsedip dünyadan saklayan ve potansiyel tüm sevgililerini korkutan aşırı korumacı bir baba olarak tanınmak istemiyordu. Jongin'in kendisini sevmesini, Jongin'i sevmeyi istiyordu çünkü o zaman her şey daha iyi olacaktı.

O zaman oğluyla mükemmel bir ilişkisi olabilirdi. Jongin'e ısınabilirse Kyungsoo da daha mutlu olacaktı. Bundan nefret etse bile denemeye hevesliydi.

"Kyungsoo içecek dükkânındaki çocukla flört etti." Jongin hüngür hüngür ağlamadan önce hıçkırarak söyledi. Yunho'nun gözleri oğlunun böyle bir şey yapabilmiş olduğu ve şu an elinde baş etmesi gereken hıçkırarak ağlayan bir Jongin olduğu gerçeğiyle yuvalarından fırlamıştı. Kız evladı olmadığına mutluydu yoksa bu şey gayet normal olacaktı.

"Üzgünüm." Dedi, hâlâ şoktaydı, oğlunu nasıl bu kadar iyi tanıdığını sorguluyordu.

"Yapmayacağını söylemişti ama yine de yaptı ve onu sevdiğim için bunu umursuyorum! Onu seviyorum ve o-"

Jongin tekrar hıçkırdı, hunharca ağladığı için cümlesini tamamlayamamıştı. Yunho için için tebessüm etti ve ona sarılmak için kalktı. Genç oğlan ona yapışmakta tereddüt bile etmemişti, gözyaşlarıyla gömleğini ıslatıyordu.

Yapabildiği en iyi şekilde onu teselli etti. Ona sarılıp sırtını okşadığından emin oldu, yöntem Kyungsoo'da işe yarıyordu o yüzden Jongin'de de yaramalıydı. Sadece on dakika önce temel olarak pat diye bir itirafta bulunduğu göz önüne alınacak olursa nispeten hızlı bir şekilde sakinleşmişti.

Jongin gözlerini ovaladı ve az önce Kyungsoo'nun kendisinden zerre kadar hoşlanmayan babasına sarıldığını fark ettiğinde utandı. Yunho'ya oğlunu sevdiğini söylemişti, kırk yaşındaki adam için bu biraz tuhaf kaçmış olmalıydı.

"Ö-Özür dilerim, genelde böyle değilimdir..." Sesi kısıldı ve hafifçe burnunu çekerek yere baktı.

"Sorun değil." Yunho özrünü önemsemedi. "Bana söylediğine sevindim. Sabaha daha iyi hissedeceksin, neden gidip dinlenmeyi denemiyorsun?"

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now