26- En İyisini Babişko Bilir

4.2K 196 73
                                    

Knocked Up

Yazar: jjokkomi

Çeviri: Minnie Hyung

BÖLÜM 25

26 Kasım Pazar, 13. Hafta 1. Gün

Kyungsoo'nun bir sorunu vardı ve sorunun adı Kim Jongin idi. Kyungsoo Jongin'den hoşlanıyordu, hem de çok, bilhassa dün geceden sonra. Ama Kyungsoo ona âşık değildi. Gönlünü kaptırmıştı evet, Jongin'den normal denilebilecek seviyeden biraz daha fazla hoşlanıyordu ama âşık mıydı? Kesinlikle değildi, şey, en azından henüz. Haklı olarak yani, Allah aşkına daha sadece yaklaşık iki haftadır beraberlerdi. Henüz âşık olmak onun için her türlü mantıksızdı.

Ama Jongin ona âşıktı. Dün gece öyle söylemişti, genç olan onun uyuyor olmadığının farkında olsa da olmasa da fark etmezdi çünkü onu duymuştu. Onu duymuştu ve tüm yapabildiği Allah bilir ne kadar zaman boyunca, hızla çalışan aklı ve göğsünde küt küt atan kalbi ile öylece yatmak olmuştu.

Jongin'in onu sevmesinin iyi bir şey olması gerektiğini düşünüyordu ama bunun hakkında mutlu veya heyecanlı değildi. Endişeliydi ve korkuyordu, şu an hissetmemesi gereken her şeyi hissediyordu. Kendi evi ve kendi yatağında olmasa çoktan kaçmıştı. Ama bu, yine boş bir yatağa uyanan Jongin için pek adil olmazdı.

Bu yüzden bedeninin ve aklının ona söylediği her şeye rağmen put gibi durmuş, ertesi sabah yedi civarında uyanmadan önce belki altı saatlik bir uykuya dalmıştı. Artık biraz sakinleşmişti ama şu an nasıl davranması gerektiği konusunda hâlâ ödü bokuna karışıyordu.

Onu hiç duymamış gibi yapıp her şey yolundaymış gibi mi davranmalıydı yoksa onunla yüzleşip hiçbir şeyi yanlış anlamadığından emin mi olmalıydı? Bilmiyordu ve şu an cidden kimseyle konuşamazdı.

Yixing hala Çin'deydi ya da uçakta olup geri geliyordu ve Chanyeol böyle şeylerde asla iyi olmamıştı. Bu konuda neden bu kadar telaşa kapıldığını anlamayacaktı büyük ihtimalle. Elinde Minseok ve Jongdae kalmıştı ama artık Minseok tavsiye almak için pek de doğru biri değildi, çok duygusaldı.

Bu yüzden mümkün olduğunca sessiz bir biçimde komodinden telefonunu aldı, yan tarafına yattı ve bir mesaj yazdı. Jongdae muhtemelen hâlâ uyuyordu ve mesajına cevap vermeyecekti ama uyuyan sevgilisine yüzünü dönmeden önce yine de göndermişti.

Babası uyanana kadar yaklaşık iki saatleri olduğunu fark etmişti, bu yüzden onu uyandırmak yerine bir süre yüzüne bakmayı tercih etti.

Jongin, o morarıkla bile bir elamet gibiydi. Şekilli bir çene hattı, yüksek elmacık kemikleri, kusursuz bir burnu ve mükemmel dudakları vardı. Neden kendisinden hoşlanıyordu ki?

Kafasında bir ses büyük ihtimalle bebek yüzünden olduğunu söylüyordu ve onunla savaşacak gücü yoktu, çünkü muhtemelen haklıydı.

Hamile kalmamış olsaydı Jongin şu an onunla beraber olmak istemezdi bile. Sanki onu bu ilişkiye zorluyormuş gibiydi. Sırf bebek için yanında olduğu fikriyle midesi acıyla burulmuştu. Aşırı düşündüğü için kendine küfretti, özellikle de sabahın kör vaktinde.

Derin bir nefes alarak sırt üstü yatmak için yuvarlandı, tavana bakmayı seçmişti çünkü beyni haklı olamazdı. Jongin onunla olmak zorunda değildi, neredeyse iki haftadır değildi. Gönüllü olarak gelmişti, değil mi?

Yani belki de aslında Jongin'in ona olan hislerinden şüphe etmiyordu, kendi hislerini gerçekten bilmiyordu.

Jongin'i seviyor olabilirdi ama öyleymiş gibi hissetmiyordu. Onun hakkında pek bir şey bilmiyordu bile ve belki de onu engelleyen şey buydu. Gerçekte bu ikili tüm bu fiyasko patlak vermeden önce birbirlerini cidden hiç tanımamışlardı. Bu yüzden olmalıydı.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now