50- Hastayım Dedim Dedim İnanmadınız Bak Ne Oldu Şimdi?

En başından başla
                                    

"Onun on altı yaşında olduğunun neresini anlamıyorsun?" Jaejoong iç çekti, mahallelerinden çıkarken sinyal verdi. "Ona bağırdın ve doğum gününü iptal ettin. Senden nefret ediyordur muhtemelen."

"Benden nefret etmemesi gerekiyor!" Yunho anında dayılandı. Jaejoong hangi Do erkeğinin daha çok çocuk gibi davrandığından emin değildi. Nişanlısı mı yoksa Kyungsoo mu?"

"Neyse. Şimdi, öfke sorunların konusuna gelelim. Bence bir yogaya falan gitmelisin."

"Benim öfke sorunum falan yok anasını satayım!" Yunho parladı, Jaejoong ona bir bakış attığında olduğu yerde sinmişti. Pekâlâ, belki de vardı.

"Bağırmadan önce düşünmeyi öğrenmen gerekiyor."

"İyi, bağırmadan önce düşünmek. Tamam."

"Ve Kyungsoo'nun hamile olmasını aşman gerek. Artık yolu yarıladı ve hâlâ ona kin güdüyorsun." Jaejoong gözlerini tekrar yola çevirmeden önce Yunho'ya yandan bir bakış atarak sertçe söyledi.

"Sadece hayal kırıklığına uğradım." Yunho fısıldadı, ısıtıcıyla uğraşırken büyük bir iç çekiş dudaklarını terk etmişti. "O benim minik mükemmel oğlum olmalıydı."

"Yunho, Kyungsoo mükemmelliğin yanından bile geçmiyor. Hâlâ büyürken yapacağı çok şeyi var ve sen onu bebek gibi nazlayıp sonra da bağırarak ona yardımcı olmuyorsun. Bu onu geriyor ve bu da torunun için iyi değil."

"Daha dede olacak kadar yaşlı bile değilim!"

"Evet ama hayat işte. Aş artık Yunho. İlgisizliğinle Kyungsoo'yu üzüyorsun."

"Ne?" Yunho büyüğe kafası karışarak bakıp kaşlarını çattı.

"Bebeğin tekmelerini hissetmek istediğini söylemiyor veya onu bebek alışverişine götürmüyorsun bile. Sadece besliyorsun."

"Ha..." Alışkanlıkla radyoyla oynayarak sessizleşti. "Tüm bunları en son... Biliyorsun... Kyungsoo doğmadan önce yapmıştım. Sadece bu çok garip. Beşik almaya en son Kyungsoo için gitmiştim. Şimdiyse onu beşik almaya götürmek zorundayım. Bu garip ve anormal."

"Her şeyi Jieun ile ilişkilendirmekten vazgeçmelisin yoksa buna asla alışamayacaksın." Jaejoong homurdandı, dudakları ince bir çizgiye dönüşmüştü.

"Kıskanıyor musun?" Sırıttı, Jaejoong'un yüzü kızardığında kahkaha atmıştı. "Cidden onu kıskanıyor musun?"

"Sürtüğün tekiydi ve benden nefret ediyordu, kapa çeneni."

"Ayy, ne şeker."

"Kapa. Çeneni."

"Tamam, tamam." Yunho teslim olarak ellerini kaldırdı. İç çekti, camdan dışarı baktı ve az önce konuştukları her şeyi zihninde tekrarladı. Gerçekten de bağırma basamağından inip destekleyici olma basamağına geçmesi gerekiyordu.

"Ne kadar beklemeliyim?" Kyungsoo'nun kendisinden nefret etmesine ne kadar süre izin vermesi gerektiğini merak ederek sordu.

"Gittiği için özür dilemeye hazır olana kadar." Jaejoong, bunun yakın bir zamanda olmayabileceğini fark etmeyerek yanıtladı.

--------------

10 Ocak Çarşamba, 19. Hafta 4. Gün

Kyungsoo babasıyla on gündür tek kelime konuşmuyordu ve evet, Jongin günleri saymaktaydı. Yunho'nun ertesi gün eve biraz sakinleşerek gelip özür dilemeye başlayarak Kyungsoo ile arasını düzelteceğini bekliyordu ama hayır, öyle olmamıştı.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin