46- Evet, Ediyorum... Galiba

Start from the beginning
                                    

"Ona yıllık fotoğraflarına bakıp çavuşu tokatladığımı mı söyledim?!" Panikle bağırdı.

Bu sır onunla mezara gitmeliydi, bırakın Kyungsoo'yu, bir Allah kuluna bile bahsedilmemeliydi.

"Evet, şimdi dönüp bakınca aslında epey komikti. Aradığında ona ne kadar sevimli olduğunu söylüyordun, sonra da pat diye bunu söyleyiverdin. Ben onunla konuştuğumda sesi biraz delirmiş gibi geliyordu. Ve ah tabii ya, striptizci çağırmışlar."

Koro hâlinde bir "Ne?!" sesi odada yankılanarak Sehun'un gözlerini şaşkınlıkla pörtletmişti. Kimsenin uyandığını duymamıştı bile ve şimdiyse Joonmyun ile Chanyeol ona dehşetin şok edici bakışlarını atıyor ve Luhan ile Kris birilerini gebertmeye hazır gibi görünüyorlardı. Hay Allah yav.

"Striptizci mi çağırmışlar?!" Jongin tersledi, Kyungsoo'nun kendisi olmayan yarı çıplak bir adama baktığı düşüncesiyle aniden ziyadesiyle ayılmıştı. Son zamanlarda çok kıskançlık yapmamaya çalışsa bile bu çizgiyi aşan bir şeydi.

"Kyungsoo'nun yukarıda olduğunu da belirteyim sana." Sehun homurdandı. "Dün gece sıkıldığı için aradı ve seninle konuşmak istedi, bütün gece yukarıda kaldı. Hatta bu sabah onu aradığımda Tao da aynısını söyledi."

"Jongdae'm ve bir striptizci mi?!" Joonmyun ciyakladı, boğazı kuru olduğundan sesi çatlamıştı.

"Minnie'm benim!" Luhan feryat etti, karaciğerinin tüm o içkileri sindirecek zamanı olmadığı düşünülünce dün geceden hâlâ biraz sarhoştu muhtemelen. "Benim zavallı masum Minseok'um!" En büyükleri asık bir suratla yere yığıldı.

"Bakın yarısının yaşının tutmadığını ve Minseok ile Kyungsoo'nun hamile olduğunu düşünürsek sadece yapabildikleri kadar eğlenmeye çalışmışlar. Rahatlayın yahu." Sehun gözlerini devirdi ve bir anlığına gözleri geriye kaçtı.

Kris ile Luhan Allah ne verdiyse dalmaya hazır görünerek hızlı ve öfkeli bir Çince ile konuşmaya başladıklarında neredeyse düşecekti.

"Nasıl bu kadar sakinsin?!" Chanyeol nihayet kalkacak gücü bulmuş ve biraz su içmek için mutfağa yönelmişti.

"Çünkü Tao'nun beni sevdiğini ve beni asla aldatmayacağını biliyorum. Bu sabah konuştuk, her şey yolunda."

"Eh iyi o zaman Yixing ayvayı yedi!" Kris az önce sardığı yalancı sarmayı ağzına tıkıp öfkeyle çiğneyerek atarlandı.

"Cidden Yixing'e kızabileceğini falan mı sanıyorsun sen? Yixing yahu bu." Sehun vurguladı ve şey, adam haklıydı beyler.

"Haklısın galiba." Kris minnak sevgilisini takım elbise içinde düşünerek gülümsedi. "Hadi bakalım beyler kusup duş alın ve sonra yemeğe gelin. Törene kadar dört saatimiz var."

Luhan üzerine sinen alkol ve kusmuk kokusundan kurtulmak için banyoya koşmadan önce ciddi anlamda ciyak ciyak bağırmıştı.

Jongin telefonuna baktı, kendini tamamen aptal durumuna düşürdükten sonra Kyungsoo'nun yüzüne nasıl bakacağını düşünürken kafası tamamen boşalmıştı.

------------------------

Jongdae banyonun kapısında beklerken yüzünü ekşitti, Kyungsoo'nun kusma sesleri ahşap kapının ardından duyulabiliyordu ve safranın tuvalete düşüşünü duyduğunda kendisi de kusacak gibi olmuştu.

"İyi mi?" Baekhyun sordu, her zamankine benzer ifadesine dönmeden önce yüzünde endişeli bir ifade vardı.

"Sabah bulantıları." Diye açıkladı, sifonun çekildiğini ve musluğun açılma sesini duyduğunda bir rahatlama gelmişti.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now