"Ya Monggu onu sevmezse?" Kâğıt çantadan sandviçini çıkararak sordu.

"Saçmalık." Kyungsoo pofladı. "Monggu harika bir hyung olacak."

"Bilemiyorum..." Jongin şüpheyle belirtti, içeceğini yudumladı ve diyet kola olduğunu fark ettiğinde kaşlarını çattı. Suratını ekşiterek içeceği yere koydu.

"Yani senin köpeğin olabilir ama benim olamaz öyle mi?" Kyungsoo ona dik dik baktı, gelgitli ruh hali tam gaz etkisini göstermişti.

"Öyle demedim!" Jongin panikle bağırdı. "Öyle mi dedim ben şimdi Sehun?" Yardım için en iyi arkadaşına baktı ama o sırt üstü yatmış, telefonuna bakıyordu.

"Zavallı Janggu'yu rahat bırak öyleyse, o hassas." Kyungsoo minik köpeğinin üzerine titreyip ona öpücükler vererek söyledi. Jongin kaşlarını çattı, tüm dikkatini bir başka köpek çekmişti. Sevgilisinin yamacına kaydı ve köpeğin yüzüne saldırdığı yerden uzak olan şakağına bir öpücük kondurdu.

"Eee benim gerçek oğlum nasılmış bakalım?" Sandviçinden başka bir büyük lokma alarak sordu. Öylesine açtı ki komik bile değildi bu.

"İyi, galiba biraz önce hareket etti." Kyungsoo ondan bir kızartma çalıp gülümseyerek belirtti.

"Eee siz ikiniz ona benim adımı verecek misiniz?" Taemin Kyungsoo'nun hoşnutsuzca surat ekşitmesine neden olarak pilav dolu ağzıyla araya girdi.

"Hiç sanmıyorum." Ruhsuzca belirtti. "Ona kimsenin adını vermeyeceğiz, yani hiç zahmet etmeyin."

"Ben hâlâ ona Jongin adını vermeliyiz diye düşünüyorum." Sevgilisi belirtti. Başını salladı ve sırtını yaslamak için hareketlendi, cidden son zamanlarda onu öldürüyordu.

"Aptalca." Dedi. "Seks yaparken senin adını inlediğimde sanki oğlumuzun adını inliyormuşum gibi olacak, bunu gerçekten istiyor musun?" Sehun yerde yarıla yarıla gülüp kedi gibi yuvarlanmaya başlarken Jongin ile Taemin utanmıştı. Janggu Kyungsoo'nun gülümsemesini sağlayarak Sehun'un yüzüne saldırdı.

"Sehunnie'yi sevdi!" Jongin somurturken sevinçle ellerini çırpıyordu.

"Ona öyle seslenme." Jongin bir kızartmayı ketçap paketine saplayarak homurdandı.

"Niyeymiş?" Kyungsoo ona somurttu. "Sehun için sakıncası yok, değil mi?" Hâlâ minik kaniş tarafından saldırıya uğrayan oğlana baktı.

"Gerçekten de öyle, gerçi Tao hyung ile bir sorun yaşayabilirsin." Omuz silkti. Kyungsoo ofladı ve kızartma çaldı ama Jongin o ağzına atamadan önce kızartmayı elinden kapmıştı.

"Bu kadar çok yağlı yemeyi bırakman lazım hyung, bu bebek için zararlı." Diye belirtti ve yağlı yiyeceği ağzına atıverdi.

"Ne bok istersem onu yerim Kim Jongin." Kyungsoo diklendi ve avuç dolusu kızartma kapıverdi. Jongin başını salladı ve onu tekrar durdurdu.

"Lütfen hyung? Benim için?" Jongin ona dudaklarını büzdü.

"A-Ama." Büyük olan kızartmalar elinden alınırken hasretle onara baktı. Az önce Müge Anlı'nın yayından kaldırıldığı söylenmiş gibi hissediyordu. Kaşlarını çatsa da başını salladı. Son zamanlarda gerçekten çok fazla abur cubur yiyordu.

"Bebeğe isim vermek demişken, içinizde gerçek bir önerisi olan var mı?" Jongin sordu ve Kyungsoo'ya Taemin'in yemeğinden bir salatalık uzattı. Koyu saçlı oğlan somurtmuş ama yine de yemişti.

"Jongsoo'ya ne dersiniz? İkinizin isimlerinin mükemmel bir birleşimi olur." Taemin önerdi ancak Kyungsoo hemen onaylamazca başını salladı.

"Myungsoo nasıl?" Sehun katıldı. Kyungsoo tekrar başını salladı.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now