31- Eski Sevgili Vakası

Start from the beginning
                                    

"Ben şişko değilim!" Kyungsoo somurtarak sızlandı. "Jonginnie ona şişko olmadığımı söyle!"

"O şişko değil. Bir göz muayenesi olmalısın Jongdae."

"Yav he anam he." Jongdae de somurtarak homurdandı.

"Ve sorunun cevabı, evet, bütün kafeteryayı yemeyi planlıyorum." Kyungsoo gülümseyip başını sallayarak söyledi. Jongdae iç çekti ve iyi gizlenmiş göbeğe baktı. Kyungsoo gri ceketini çıkaracak olursa artık gizli olmayacaktı. Görünüşe bakılırsa yaklaşan bir badireleri vardı.

Ama hamile oğlanın morali iyi gibi göründüğünden bu keşfiyle moralini bozmadı. Sehun ve Tao görünüp sonrasında dün gece gözünü bile kırpmamış gibi görünen Yixing gelene kadar konuştular. İlk çakan Kyungsoo olmuştu.

"Yixing iyi misin?" Endişeyle sordu. Büyük olan kızardı ve başını salladı. O anda morluğu fark etmişti ve oh. Unutun gitsin.

"Dün gece eğlendin mi?" Diyerek sırıttı. Yixing sızlandı ve yüzünü Jongdae'nin ceketine sakladı. Kahkahalarla güldü ve Tao ile olan istişaresine devam etti.

"Kyungsoo-ssi!" Sekreterlerden birinin ona seslendiğini duyunca başını kaldırdı. Jongin'in kucağından kalktı ve kadına yürüdü.

"Buyurun Bayan Song?" Nazikçe sordu, niye çağrıldığına dair kafası karışmıştı.

"Senin sınıf düzeyinde yeni bir öğrencimiz var. Derslerden önce ona okulu bir gezdirebilir misin? Ofiste."

"Tabii!" Neşeyle cıvıldadı.

Başkanı olduğunu bırakın, hâlâ okul konseyinde olduğunu tamamen unutmuştu. Bebek ve Jongin meselesiyle gerçekten çok meşguldü. Dönüp çantasını toparladı ve diğerlerine nereye gittiğini söyledi. Jongin üzülmüşe benzemiyordu ama ona hoşça kal öpücüğü vermeyi neredeyse unuttuğunda somurtmuştu. Onu öpüp binanın önüne yürümeden önce gözlerini devirdi.

Ofise girip yeni çocuğu ararken mırıldanıyordu. Beklerken topukları üzerinde ileri geri sallandı. Biri omzuna dokundu, dönüp gülümsemek üzereydi ama oğlanı gördüğünde midesi rahatsızca takla attı ve gözleri pörtledi.

"Sen Do Kyungsoo musun?" Nazikçe sordu. Gözlerini yüzünden ayırmadı ve sersemce başını salladı. "Selam! Ben Kim Moonkyu, tanıştığımıza memnun oldum Kyungsoo-ssi!" Parlakça gülümsedi ve Kyungsoo'nun yüzü kızardı.

"M-Memnun oldum Moonkyu-ssi." Alışkanlıkla eğildi ama önünde bir el olduğundan titrekçe de olsa elini tuttu. Oğlanın elleri sıcaktı ve tutuştuklarında ciddi anlamda gıdıklandığı için çabucak elini çekmiş ve garipçe gülümsemişti.

"Şey ııı, gezintiye çıkalım mı?" Oğlan açık bir biçimde onu süzerken sordu.

"Cidden çok tatlısın." Dedi Moonkyu ve hemen utanıp ayaklarına baktı. Neredeyse gülümsemişti ama bunu aklından geçirdiği için dahi kendini azarladı. İnsanların ona tatlısın demesinden nefret ederdi. Bu herif de istisna değildi.

"Değilim." Somurttu ve oğlan ona güldü.

"Tabii. Evet, gezelim!" Neşeyle cıvıldadı. Kyungsoo başını salladı ve onu spor salonuna götürmeye başladı. Başlangıç için daima iyi bir yerdi. Sessiz bir biçimde koridorlarda yürüdüler, Moonkyu hayretle etrafındakilere bakıyordu.

"Kaç yaşındasın?" Sessizliği doldurmak için sordu. Açıkçası pek umursamıyordu.

"On altı ama önümüzdeki ay doğum günüm var!" Parlakça gülümsedi. Kyungsoo karşılık verdi. "Benim de!"

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now