26- En İyisini Babişko Bilir

Start from the beginning
                                    

Yeni peyda olan bir merakla, uyuyan sevgilisine döndü ve yüzünü dürttü. Jongin'in burnu kırıştı ve gözlerini yavaşça kırparak açmadan önce kaşları çatıldı.

"En sevdiğin renk ne?" Hemen sordu. Jongin ona yarı uykulu ve şaşkın bir biçimde bakıyordu.

"Uh, kırmızı?" Boğuk sesiyle fısıldadı, sesinde hala uyku vardı.

"Benimki yeşil. En sevdiğin yemek ne?"

Jongin sol dirseği üzerinde doğruldu ve gözlerini ovaladı, Kyungsoo'nun onu sabahın yedi buçuğunda sırf soru cevap oynamak için uyandırmasına şaşırmıştı.

"Kızarmış tavuk." Esneyerek cevapladı.

"Benimki kimçi. Ya da hayır, dokbokki olabilir. Aslında artık bilmiyorum. Bebek bütün damak zevkimin içine etti." Tekrar sırt üstü yatmadan önce Jongin ofladı. "Neyse, kaç kişiyle seks yaptın?"

Jongin gerinmeyi bıraktı ve masumca kendisine bakan Kyungsoo'ya inanmazlıkla bakakaldı. Belki tam olarak uyanmamıştı, belki de hala rüya görüyordu. Kyungsoo bunu bilmek istemezdi.

"Eee?"

"Ciddi misin s-sen?" Sersemce sordu. "Neden bunu bilmek isteyesin ki?" Kendini kızarmamaya ve kelimelerini yutmamaya zorladı. O bir erkekti, seks muhabbetlerini kaldırabilirdi. Değil mi?

"Sevgilin böyle şeyleri bilmesin mi yani?" Kyungsoo omuz silkti ve esmer oğlana bakmak için yan tarafına döndü.

"Sen dâhil mi? Üç." Kyungsoo'nun tepkisini görmek istemeyerek sırt üstü yatmaya devam ederken garipçe öksürdü. "Peki sen?" Diye topu ona attı. Cevabı duymaya hazır olmadığını düşünmesine rağmen, kendisinden önce başkalarının ona elini sürdüğünü düşünmek onu sinirlendiriyordu.

"Sıradaki soru!" Kyungsoo bu karşı saldırıyı bu kadar erken beklemeyerek ciyakladı. Görev başarısız.

"Ne? Hayır, cevap vermek zorundasın." Jongin yüzünü kızaran sevgilisine çevirdi ve midesinde iyi şeyler olmamaktaydı.

"B-Ben, ııı, hayat güzel kuşlar uçuyor."

"Kyungsoo." Jongin sert bir biçimde cevapladı. Adı geçen oğlan inleyip yüzünü sakladı, sadece doğrudan kendisine yönelen yoğun bakışlar hissettiğinde parmaklarını ayırıp gözetlemişti. Doğrulup yorganı da beraberinde çekmeden önce derin bir nefes aldı, Jongin de ona uymuştu.

"Sen dâhil mi?"

"Evet." Sabırsızca söyledi. Kyungsoo yine derin bir nefes alıp cevabı mırıldandı. Jongin gözlerini kıstı ve ne dediğini anlayamayınca öne eğildi.

"Ne?"

"İki."

Jongin iç çekti, Kyungsoo'sunu kendisinden başka sadece bir kişi çıplak gördüğü için rahatlamıştı. Allah'a hamd-ü senalar olsun. "Oh, o kadar kötü değilmiş." Tekrar sırt üstü yattı. "Niye sanki on kişiymiş gibi davranmaya çalıştın ki?"

"Bilmem, neyse, sıradaki soru. Bisiklet sürebiliyor musun?" Kyungsoo dikkatini dağıttı.

"Evet ama neden bana sabahın köründe böyle şeyler soruyorsun? Yorgunum hyung." Jongin inledi ve yorganı çenesine kadar çekti. Bunun için çok erkendi.

"Sadece bilmek istiyorum." Kyungsoo somurttu ve tekrar uyuma girişimiyle gözlerini kapamaya başlayan esmer oğlana baktı. Omuzlarını itti. "Uyansana! Seninle konuşmaya çalışıyoruz burada!"

"Olmaz, uyu şimdi. Sonra konuşuruz." Jongin mırıldandı ve ona sırtını döndü. Kyungsoo gözlerinin sinirle titreştiğini hissedebiliyordu. Şu piç yok mu şu piç.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now