Belki de dün geceki uykusuzluğu onu bugün aşırı duygusal yapmıştı. Daha öncesinde Yixing ona yorgun göründüğünü söylediğinde neredeyse ağlamıştı. Evet ya, uykusuzluk ve tüm bu gebelik hormonlarındandı.

"İyi misin? Yorgun görünüyorsun..." Jongin sordu ve görünüşe bakılırsa bu söylenecek yanlış şeylerden biriydi.

Sorulacak o kadar sorunun içinde onu ağlatan bu soruyu sormak zorundaydı. Kyungsoo ansiklopedinin kapağına doğru hıçkırmaya başladığında panikledi. Hassiktir.

"Tabii ki yorgunum!" Diye cırladı. "Neredeyse tüm gece ayaktaydım çünkü aptal tarih sınavıma çalışmam gerekiyordu, uyandığımda tarçınlı turta yoktu, Yixing kötü göründüğümü söyledi, üçüncü dersten sonra kustum, beş kilo almışım, sadece giderek şişmanlıyorum ve bunların hepsi senin siktiğim suçun!" Hıçkırdı ve tuttuğu kitabın arkasına gizlendi.

Kapak muhtemelen sırılsıklam olup mahvolmuştu ve kusursuz kütüphane rekorunun da içine etmişti. Daha çok ağladı.

Jongin telaşlandı ve onu sakinleştireceğini umarak Kyungsoo'ya sarıldı.

Ona iyi olup olmadığını sormanın saatli bir bombayı patlatabileceğini düşünmemişti ki. Niye her zaman bir şekilde Kyungsoo'yu incitmeyi başarıyordu?

"Şşş, üzgünüm." Saçlarına doğru konuştu. "İyi görünüyorsun hyung." Ağlayışı azalıncaya kadar çocuğun sırtını sıvazladı.

Kyungsoo'nun hıçkırıkları yavaşça burun çekmelere dönüştü ve nihayetinde o da uzun oğlana geri sarıldı.

Kyungsoo'ya göre Jongin tarafından tutuluyor olmak güzeldi. Sıcacıktı, güzel kokuyordu ve boynuna doğru sokulması için mükemmel bir boya sahipti. Durumun gerçekliği aklının gerisinde bir yerde olmasa gülümseyebilirdi.

Jongin'in onu istemediği gerçeği.

Kyungsoo onun sarılışından kurtularak geri çekildi ve gözlerini sildi. Tanrım, kız gibi o şekilde ağlamıştı. Az evvel düşürdüğü kitabı almak için eğilirken yüzünün yandığını hissetti.

"Üzgünüm... Bu cidden utanç vericiydi." Jongin'in yüzünden uzağa bakarak mırıldandı.

"Ablam Kayıp Balık Nemo'yu izlerken ağlamıştı." Onu iyi hissettirmeyi umarak konuştu ancak tüm elde ettiği sessizlikti.

Kyungsoo gözlerini kırptı.

Jongin öksürdü.

Sessizlik çoğaldı.

Kyungsoo, tüm o moral bozucu düşüncelerin aklının gerisinde güvende kalmalarını umarak nihayet güldü. Jongin çok tuhaf ve harikaydı.

"Ay çok komikmiş!"

Jongin, Kyungsoo kahkaha atmaya başladığında rahatlayarak iç çekti. Kyungsoo'yu ağlarken görmenin eğlenceli bir şey olmadığını fark etmişti. Bu onu üzüyordu. Yanı sıra, gülerken daha iyi görünüyordu o, gözleri küçük hilaller oluyordu. Dudakları orantısız bir sırıtışla şekillendi.

Kyungsoo'nun telefonu ikisini de korkutarak o anda çalmaya başladı. Kütüphanecinin zil sesini duymamasını umarak cebine uzanıp telefonunu çıkardı ve cevapladı.

"Biliyorum üzgünüm dikkatim dağılmıştı." Kyungsoo telefona doğru konuştu.

Jongin kim olduğunu anlamak için dinlemeye çalıştı ancak diğer kişinin kim oluğunu çıkaramıyordu.

"Olmaz!" Kyungsoo kütüphanecinin ön sıradaki yerinden onları susturmasına sebep olarak çığırmıştı.

"Seninle arabamın orada buluşuruz, gidip orada bekle. Görüşürüz."

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now