11- Unicorn'un Doğum Günü Pt. 2

Начните с самого начала
                                    

"Ben ne? Kyungsoo sırf hamile olduğunu söylemek için beni yok saymayı bıraktı. Başka ne söyleyeyim?"

Chanyeol'ün parmakları soda şişesini tutarken sıkışmıştı, şişe baskı yüzünden gıcırdıyordu.

Şu an Kyungsoo ile konuşmuyor olabilirlerdi fakat bu, genç olanı umursamaktan onu alıkoymuyordu. Onlar sonsuza dek en iyi arkadaşlardı. Kyungsoo ne zaman incinse, Chanyeol oradaydı. İlkokulda ne zaman Kyungsoo sırt üstü yere itilse, onu ayağa kaldıran kişi kendisi olurdu. En yakın arkadaşı için her şeyi yapardı, onu hamile bırakan piçi dövmek de dahil.

Lanet olsun, Jongin'e bizzat kızgın bile değildi ki. Sadece hissetmekte olduğu tüm o bastırılmış öfkesi yüzünden patlamış ve Jongin'in yüzü de bundan nasibini almıştı. Yine de özür falan dilemeyecekti.

"Yani öyleyse ne yapacaksın?" 

Baekhyun, ikinci domuz pastırmalı ve tavuklu pizza dilimi üzerinde çalışırken sordu. Chanyeol'ün kulakları erkek arkadaşı sorarken dikilmişti. Cevapla kendisi daha çok ilgileniyordu.

Jongin iç çekti ve pizza kabuklarıyla oynadı, ismini hecelemeye çalışıyordu. Çocukça bir şeydi ve bunu evinde yapıyor olsaydı babası kahkaha atarken annesi onu azarlıyor olurdu.

İsterseniz ona bencil deyin fakat o, gelecek birkaç yılını bebek bezi değiştirerek ve gecenin kör saatinde mama hazırlayarak geçirmek istemiyordu. Lisedeki son yılını bir çocuk için aşırı endişelenerek ve okul işlerini yürüterek geçirmek istemiyordu. Gelecek on dokuz yıl için bu böyle olabilirdi ve bununla başa çıkmaya hazır değildi.

"İstemiyorum." Nihayet konuşmuştu.

Baekhyun, az önce pizzasına bakan sevgilisiyle bakıştı. Farklı şeyler isteyen Jongin'i ikna etmek için yapabilecekleri bir şey yoktu.

Chanyeol, Kyungsoo'nun tek başına çocuk büyütmesini istemiyordu fakat onunla olmak istemeyen biri yüzünden sefil olmasını da istemiyordu. Zor bir karardı, bir yanı bununla asla yüzleşmek zorunda olmamasını diliyordu fakat gerçek tam da buydu.

Konuşma sırası Chanyeol'deydi, yüzünde çok ciddi bir ifade vardı.

"O zaman ona söyle."

------------------

 Kyungsoo, Joonmyun Pokémon oyununda bir kez daha Jongdae'ye yenilirken güldü. Luhan, Minseok ve kendi tarafındaki herkes pizza, kek ve bolcana alkol tükettikten sonra Joonmyun eski Nintendo 64'ünü bulmuştu ve ellerindeki tek oyun şu fotoğraf oyunuydu.

Oyunu içmece oyununa dönüştüren, Kris'in bir arkadaşı olan Henry idi. Çekildiğin her güzel fotoğraf için bir yudum alıyordun. Ve bunun bir çocuk oyunu olduğu göz önünde tutulursa neredeyse herkesin yasal sınırına ulaşması çok da uzun sürmemişti. Gerçi Joonmyun hâlâ oynayan tek kişiydi, herkes eğlenerek izlerken sevgilisinden daha yüksek bir puan almaya kararlıydı.

Nihayet durmuşlar, böylece Yixing de hediyelerini açabilmişti. Jongdae, çocuk için Kyungsoo'nun burnunu kırıştırmasına sebep olarak McDonald's'tan hediye kartı vermişti. Fakat Yixing gülümseyerek kabul etmiş ve Jongdae de tavuk nuggetlarını saklamıştı.

Tao ve o uzun aramalar sonucunda beraber bir hediye seçmişlerdi ve doğum günü çocuğu beyaz ince kağıt kaplı hediyeyi mavi poşetten çıkarırken beyin özürlü bir fok gibi gülüyordu.

"Bu bir unicorn!"

Arkadaş grubu, Kris'i ve diğer misafirleri manyak gibi karışmış kafalarıyla bırakarak yarıla yarıla gülmeye başlamışlardı.

"Anlamıyorum," Uzun adam konuştu ve herkes daha çok güldü.

Tüm hediyeler açıldıktan ve birkaç kişi gittikten sonra, kalanlar şu anda yeni çıkan yabancı bir filmi izlemeye çalışıyorlardı ancak kimse dikkatini ekrana vermiyordu.

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Место, где живут истории. Откройте их для себя