10- Unicorn'un Doğum Günü Pt. 1

Start from the beginning
                                    

Gün için hazırlanmayı bitirdiğinde saçlarını kurutmaya girişti ancak midesi gurulduyordu ve sabırsızdı. Aşağıya yönelirken saçlarını havanın kurutmasına izin verdi.

Tembel hissederek bir kase mısır gevreği hazırladı, muzlu sütüyle de çikolata tozunu karıştırmıştı. Bu bileşime homurdandı. Bunu neden daha önce düşünmemişti ki?

Telefonu çalmaya başladığı zaman çoktan kendine başka bir kase hazırlıyordu. Almadan önce sütü dökmeyi bitirdi, körlemesine yeşil butona bastı ve merhaba diyerek cevapladı.


"Allahıma bin şükür ki uyanıksın! Bana yardım etmelisin!" Luhan'dı ve sesi histerik geliyordu.

"Ne konuda yardım edecekmişim?" Kafası karışarak sordu.

"Minseok'un ağlaması kesilmiyor!" Şimdi yakından dinleyince kuzeninin, bilmediği bir şey üzerine hıçkırıklarını ayırt edebiliyordu. Ancak bunun Luhan'ın suçu olduğunu hissedebiliyordu.

"Ne yaptın Luhan?" Mavi kaseye daha çok gevrek dökerken sordu.

"Sadece ona domuz pastırmasını azaltmasını söyledim ve hıçkırarak ağlamaya başladı! Onu sakinleştirmeye çalıştım ama durmuyor!"


Büyük olanın sözlerine homurdandı ve boştaki eliyle şakaklarını ovalamaya başladı. Luhan o kadar aptaldı ki.


"Minseok hamile. Hormonlu yani. Ağlamayı kesmeyecektir." Bir kaşık dolusu gevreği alıp ağzına tıkarken basitçe açıkladı.

"Ama ben hiçbir şey yapmadım bile!" Luhan mızırdandı. Kyungsoo gözlerini devirmişti.

"Bak, ben mısır gevreğimi bitireceğim ve sen de her zaman olduğunu iddia ettiğin gibi lanet olası bir erkek olacak ve kuzenimin ağlamasını durduracaksın, tamam mı?"

"A-Ama... Az önce kafama kaşık attı." Luhan karşı hattan burnunu çekti. Kyungsoo'nun gözleri seyirdi.

"Lanet telefonu ona ver." Ayak sürüme sesi ve biraz bağrışma duyuldu, burun çekmeleri duymadan önce Luhan'dan bir bağırtı gelmişti.

"Kyungie?"

"Ta kendisi, niye ağlıyorsun Minseok hyung?"

"Luhan bana şişko dedi." Daha çok burun çekme ve arka plandan "Demedim!" ciyaklaması duyuldu.

Bu gülünçtü. Her ikisi de yetişkin erkeklerdi ve çocuk gibi davranıyorlardı. İç çekti, burada çocukluk etmesi gereken kendisi değil miydi?

"Minseok şişko falan değilsin." Sandalyesinden kalkıp musluğa yönelirken telefonu omzuna sıkıştırdı. "Muhtemelen bir yanlış anlaşılmadır. Eminim Luhan onu kastetmemiştir."

"O zaman neden bana yemek yemeyi bırakmamı söyledi?!"

"Belki de çok fazla yemene alışkın olmadığındandır?" Kaseyi musluğun içine bırakırken önerdi.

"Oh şimdi de sen mi bana şişko diyorsun ?!"

Minseok'un ağlaması şiddetlenirken telefonu yüzünden uzaklaştırdı. Gözleri pörtledi. Cidden ne çüküm oluyordu burada be?

"Ne?! Hayır hyung! Öyle demedim!"

"LUHAN ! KYUNGSOO BANA ŞİŞKO DİYOR !"

"Öyle bir şey söylemedim!" Mantıklı olmaya çalışıyordu ancak bu büyük olanı daha çok ağlatmıştı.

Minseok telefonu kapatmadan önce Luhan'ı çağırmıştı. Kyungsoo az önce neler olduğunu merak ederek telefona baktı. Minseok gerçekten bu kadar duygusal mıydı?

Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now