3- Unicorn ve Baozi

Start from the beginning
                                    

Minseok hemşire giderken iç çekti ve minnoş kuzeninin perişan yüzünü algıladı. Zibilyon yıl düşünse, tüm yerlerin içinde burada onunla karşılaşacağı aklına gelmezdi. Kendi vaziyeti yüzünden zaten balataları sıyırmıştı, kardeşi asla ona bunu unutturmazdı ve mezuniyetine halen iki yılı olduğunu göz önünde tutarlarsa ailesi de muhtemelen üzülecekti. Bu durum onu delirtmesine, Luhan ile mezun olduktan sonraya kadar bir çocuk sahibi olmayı planlamadıklarını göz önünde bulundurmasına rağmen, bununla başa çıkabileceğini biliyordu. Kendisi de Luhan da çalışırlardı ve onlara yardım edecek ebeveynleri vardı. Bilakis Luhan'ın annesi böyle genç bir yaşta babaanne olacağı için muhtemelen kıçı başı dağıtırdı. 

O iyi olabilirdi, ama Kyungsoo kendisi değildi. Kyungsoo yalnızca on altı yaşındaydı ve liseye gidiyordu Allah kitap aşkına. Onun sadece babası vardı ve buna rağmen adam sürekli çalışıyordu.

Luhan onu hafifçe dürtükledi ve kuzeninin yanına gitmesinden bahsetti.

Tekrar iç çekerek ayağa kalktı ve yatağa doğru yürüdü. Dili dışarı sarkmış Jongdae'yi itti fakat yine de yoldan çekildi. Yixing de yataktan kalkıp Jongdae'yi kucağına alarak esas koltuğuna döndü. Kyungsoo hemen kendini kuzenine itti ve büyük olanın siyah tişörtüne hıçkırdı. 

Minseok manzarayı hazmetti, kendini ağlamamak için tutmak zorundaydı. Lanet olası hormonlar. Bir süreliğine o şekilde durdular, Minseok ağlamayı bırakmasını beklerken kuzenine sarıldı. (Ç.N: NE KADAR DA SARILMAYI SEVEN PONÇİK BİR MİNNİE :'3 )

Yixing'in kucağında oturan Jongdae, önündeki görüntüye baktı ve kaşlarını çattı. Üzücü durumlardan nefret ediyordu çünkü onu daima garip ve rahatsız bir hisle bırakıyorlardı. Şakacı yaratılışından ötürü, ciddi durumlar daima kendisini veya bir başkasını aptal durumuna düşürmesiyle sonuçlanıyordu. 

Üçüncü sınıftayken, bir adet ağlayan Chanyeol'ün ona evcil dağ gelinciğinin öldüğünü söylemesi üzerine, saf bir uygunsuzlukla kazara kahkahalarla güldüğü anıyla tüyleri ürperdi. 

Dikkatini dağıtacak bir şey arayarak Yixing'in telefonunu ellerine aldı ve iyi bir espri malzemesi aramaya başladı. Kilidi kolayca açmıştı, Kris'in adından oluşuyordu ve kafası karışmış bir ifadesi olan bir yüzle karşılaştı. 

Duvar kağıdında Yixing ve Kris'in ponçik bir resminin olmasını veya sadece Kris'in ne kadar kibirli olabileceğini gösteren lanet olası bir resmini bekliyordu, ama bunun yerine elle çizilmiş bir keçi resmi onu selamlamıştı. Belki de bir köpekti ? Hayır, bu doğru olamazdı.


"Yixing, bu ne lan ?"


Luhan ilgilenmiş görünüyordu ve ikilinin oturduğu yere doğru hareketlendi. Kyungsoo nihayet ağlamayı kesmişti ve sessizce kuzeniyle konuşuyordu, fakat Jongdae konuştuğunda şaşırmıştı.


"Bir inek mi o ?" Luhan'ın yüzü kafa karışıklığıyla buruşmuştu. 


"Hayır, bir keçi zannımca." Jongdae telefonu Kyungsoo ve Minseok'a doğru fırlattı.


"Bir geyik gibi görünüyor ?" Minseok başını o tarafa çevirirken söyledi.


Yixing'in suratı utanç içinde parlak bir kırmızıya dönmüştü. 


"Hayır, bir zebra olduğuna kesinlikle eminim." Kyungsoo cırladı, beyaz düğmeli gömleğiyle gözyaşlarını kuruluyordu.


Knocked Up ★ [ÇEVİRİ]Where stories live. Discover now