PORTOLA VALLEY ∣ Tamamlandı ♕

By bsrarikan_

1.8M 101K 20.9K

" Her doğum içimizdeki sancının sesidir. " " Değerli sağlık çalışanları , Portola Valley kasabasında çalışaca... More

♕Tanıtım♕
♕1.bölüm♕
♕2.bölüm♕
♕3.bölüm♕
♕4.bölüm♕
♕5.bölüm♕
♕6.bölüm♕
♕7.bölüm♕
♕8.bölüm♕
♕9.bölüm♕
♕10.bölüm♕
♕11.bölüm♕
♕12.bölüm♕
♕13.bölüm♕
♕14.bölüm♕
♕15.bölüm♕
♕16.bölüm♕
♕17.bölüm♕
♕18.bölüm♕
♕19.bölüm♕
♕20.bölüm♕
♕21.bölüm♕
♕22.bölüm♕
♕23.bölüm♕
♕24.bölüm♕
♕25.bölüm♕
♕26.bölüm♕
♕27.bölüm♕
♕28.bölüm♕
♕29.bölüm♕
♕30.bölüm♕
♕31.bölüm♕
♕32.bölüm♕
♕33.bölüm♕
♕34.bölüm♕
♕35.bölüm♕
♕36.bölüm♕
♕37.bölüm♕
♕18 Mart ♕
♕39.bölüm♕
♕40.bölüm♕
♕41.bölüm♕
♕42.bölüm♕
♕43.bölüm♕
♕44.bölüm♕
♕Yürek Mürekkebi Karahindiba Tozuna Damladı♕
♕ 45.bölüm♕
♕ 46.bölüm♕
♕47.bölüm♕
♕48.bölüm♕
♕49.bölüm♕
♕50.bölüm♕
♕51.bölüm♕
♕52.bölüm♕
♕53.bölüm♕
♕54.bölüm♕
♕55.bölüm♕
♕56.bölüm♕
♕57.bölüm♕
♕58.bölüm♕
♕59.bölüm♕
♕60.bölüm♕
♕61.bölüm♕
♕62.bölüm♕
♕63.bölüm♕
♕64.bölüm♕
♕65.bölüm♕
♕Karahindiba Tozu Satırlara Bulandı♕

♕38.bölüm♕

19.2K 1.1K 260
By bsrarikan_

Anıların tükenmez denklemlere eşit ve denk olduğu o fırtınalı zamanda, ruhu öyle derin bir çığlık attı ki... Genç kız gerçekten çığlık atıp atmadığını soğuktan titreyen bedenine soramadı.

Ama uyku ile uyanıklık arasındaki o bulanık evrede uykusunun bölündüğü gün gibi aşikardı. Ve karşısında duran buz mavisi gözlerde...

Kuru dallar rüzgarın uğultusuyla beslenirken yutkunarak parmak uçlarından damlayan merakı aseton kokan adama savurdu. İçine dolan korku ve belirsizlik sarmaşığa dönen zehirli otları andırıyordu.

Usulca, "Sen kimsin?" dedi.

Ruhunu görmek, kim olduğunu bir de ondan duymak istedi.

"Ben canavarın ta kendisiyim." dedi adam,"Ama bu benim sıfatım kim olduğumu çoktan unuttum."

Kara peçe yeni tıraş ettiği yüzünden kayarken zaman yoktu. Akmıyordu. Akrep yelkovana isyan ediyordu.

Düşündü adam, balçığa dönen çamuru, reçine kokan kulübesini, sonbaharın kurumuş yapraklarını, eğrelti otlarının rüzgarda salınışını, çocukken beslediği kuzusunu, kana susayan kurdun acımasız pençelerini...

Hayat masumlara şans verecek kadar adil değildi ve canavar olmak hiçbir zaman ilk tercihi olmamıştı.Ta ki masum kuzusu canavar bir kurdun pençelerinde can verene kadar.O zaman anlamıştı genç adam eğer bedelini ödemeye razıysa her günahın kendisinin olduğunu biliyordu artık.

Derin bir nefes alarak karşısındaki genç kıza baktı. Kız, onun öznesiydi şimdi. Ne demişti ona 'canavarların da kalbi vardır.' İlk kez kalbinin attığını hissediyordu. Tek cümlelik hayatının gizli öznesi karşısında dururken kurşuni renkteki anıları gözbebeklerinde büyüyordu.

Karanlık, kimliğini gizlemesi için güvenli bir sığınaktı ; fakat karşısındaki ufak tefek ebenin peçeyi usulca indirişi ona koşulsuz ve geri dönülemez bir biçimde güvenmesini sağlamıştı.Her şeyden sıyrılabilirdi, her şeyden kopabilirdi.Ta ki beklenmedik bir misafir satırlarının öznesi olana kadar.

"Hey, hey siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz?"

Samuel, kararlı adımlarla kulübeye doğru yürürken aklındaki tek isim Chelise idi.Fakat gördüğü manzara suratına gece ayazı gibi vurdu.Örgütün yeni lideri , genç bir kıza yüzünü tanıması için fırsat veriyordu ya da Tanrı korusun ona kim olduğunu fısıldıyordu.

Samuel'in uyarı dolu sesiyle kendine geldi.Fısıltıyı andıran nefesi panik dalgası halinde yayılırken ani bir refleksle kaymak üzere olan peçeye uzandı. Ona, kendisini tanıma ayrıcalığını sağladığı için kendinden nefret ediyordu eğer gecenin karanlığı olmasaydı eğer o peçe yeri boylasaydı...Tanrı aşkına, çılgın bir yanı bunu deli gibi arzuluyordu.

Çığ gibi büyüyen öfkesini kontrol edemeyerek Samuel'in yüzüne baktı.Güçlü bağlantıları olan, ateş bakışlı Samuel belli ki içindeki canavarı susturmakta kendisi kadar yetenekli değildi; fırtına gibi gürledi.

"Sana buradan ayrılmaman gerektiğini söylemiştim lanet olası."

Gölge adamın saçları esen meltemle yüzüne doğru savruldu.Ağır ağır nefes alarak sakinleşmeye çalıştı.

"Halletmem gereken bir iş çıktı ve-"

Samuel'in kaşları alayla havaya kalktı "Öyle mi? Bu örgüte tonlarca para ödüyorum ve fahişelerin bir hiç uğruna ölmesi benim ölüm yasalarıma aykırı. Anlıyorsun değil mi?"

Üzerinde bıraktığı etkiyi hafifletecek sebepler aradı bir süre. Samuel'i iyi tanıyordu. Chelise ile yattım ya da eski bir hesabı kapattım demek yalnızca öfke fitilini ateşlerdi.Bunun yerine "Anladım," diye geveledi.Örgütün yeni lideri olması adamın himayesinden çıktığı anlamına gelmiyordu.

Samuel en güvendiği adamına hayal kırıklığını gizlemeden baktı.Bu gece Chelise'nin yanından ayrılmaması gerektiğini defalarca söylemesine rağmen o,  gitmişti.Sorumluklarının bilincindeydi anlaşılan o ki gece ortaya çıkan karanlık kimliğine alışması zaman alacaktı.Oğlu yaşındaki adamın farklı şeyler peşinde olduğunu tuhaf bir iç güdüyle hissediyordu hatta bunu fırtınanın yaklaşmakta olduğunu haber veren yıldızlar kadar iyi biliyordu.

Şah damarındaki ani şişkinlik kan akışındaki hızla doğru orantılı olarak artarken, "Ona bir şey olabilirdi."diye bağırdı "Ve emrim altındaki birini ancak ben öldürebilirim. Nedenler ya da koşullar değil."

Bahar, duyduğu son sözün şiddetiyle afallayarak birkaç adım geriledi.Bu sezginin ithamı zayıf bedenine ağır gelmişti.Bakışları Samuel'in göbekli ve kısa bedeninde bir süre gezindikten sonra tekrar gölge adamın gözleriyle buluştu.

"Ah,lanet olsun," diye mırıldandı "Benim burada olduğumu ne zaman fark edeceksiniz?"

Samuel elini kaldırarak çenesini ovmaya başladı bir yandan göz ucuyla karşısındakini süzüyordu.Mavi pijamalarının içindeki kız oldukça tuhaftı.Onu daha önce bu kasabada gördüğünü hatırlamıyordu.Belki de yeni fahişelerden biridir diye düşünerek bakışlarının okunu hedefine odaklandı.

"Chelise iyi mi?"

"O da bebek de iyi."

"İyi."

Üç harfi barındıran kelimenin içerisinde binlerce düş kırıklığı gizliydi fakat bunu ne Bahar ne de Gölge adam fark edemedi. Samuel cebinden çıkarttığı sigara paketine uzanarak kalın dudaklarının arasına bir dal sıkıştırdı. Chelise... Sevdiği kadındı.Sevdiği fakat başka adamlara pazarladığı kadın.

Kafası karışmış bir halde bir süre iki adamı inceledi.Biri öfkeli ve yaşlı öbürü ise...Gizemli ve heybetli.İki saniye.Yalnızca iki saniye farkla gölge adamın yüzünü görememişti.Eğer yaşlı adam gelmeseydi...Derin bir nefes alarak pamuklu pijamasının sıcaklığına sığındı.Her şey son derece farklıydı kendisi hariç.

"Pekala, tehlikeli beyler bu gizemin sırrını bana kim açıklayacak?" diye sorduğunda kendisini kaçıran karanlık gölgemin kırışan gözlerinden güldüğünü anlayabiliyordu. Tehlikeli olmasına rağmen ondan korkmadığını fark etti.Yalnızca endişeliydi. Chelise ve bebeği için.

"Gerçekten gördüğüm en tuhaf kadınsın,"

"Nerede yaşadığımı dahası kim olduğumu nereden öğrendin?"

Gölge adam Samuel'e bir bakış attı. "Zor olmadığını söylesem hata etmiş olmam zira herkes yeni ebenin nerede kaldığını adı soyadı gibi biliyor. Sana ulaşmam tahmin ettiğin gibi zor olmadı." 

"Ah, cidden bu harika,"diye homurdandı Bahar.Bir yandan doğuma tam zamanında yetişmiş olmanın verdiği hissin ağırlıyla savaşıyordu.

Yanı başlarındaki tuhaf yaşlı adam, son bir nefes çektiği sigarasını yere atarak ayakkabısının ucuyla ezdi.Genç kız fahişe olamayacak kadar masum görünüyordu.Masum fakat bir o kadar da dişi.Onunla bir gecenin ne çok zevke gebe olacağını düşünerek yutkundu. Chelise'yi seviyor olması bir başkasıyla yatmayacağı anlamına gelmezdi zira bunun yalnızca fiziksel bir ihtiyaçtan ibaret olduğunu bilecek olgunluktaydı.

Gözleri bir süre vücudunda oyalandı ardından bakışlarını örgütün yeni liderinde sabitledi. 

"Pekala, evlat yeni ebenin de yardımıyla Chelise güvende olduğuna göre artık gidebilirsin gerisini ben hallederim."

Niyeti genç adamı yatıştırmaktı ama o kaskatı kesildi ve Samuel sözlerinin tam tersi bir etki yarattığını anladı.

Gölge adamın çenesi kırıştı. Adamın kıza olan bakışları hoşuna gitmemişti.

"Şiddete başvuran yöntemlerinizin gelişigüzel bir stratejiden ibaret olmadığının farkındayım ancak kızın benimle beraber olduğunu belirtmek isterim."

Bu söz karşısında yalnızca sırıttı. Genç liderin bu kızın diğerlerinden farklı olduğuna atıfta bulunması garipti.

Bu... Bu bir infazın kokusu gibiydi. Samuel'in öz oğlu yerine koyduğu biri tarafından yapılmış bir infaz. Bir an için Samuel'in tek duyabildiği kızın iç çekişi oldu.

"Bu kadar kafasız olma. Her zaman yeni tatlar denemeyi öğütleyen sendin. Şimdiki tahammülsüzlüğün bunu değiştirmez."

"Ancak bu meydan okumayı yapmak benim hakkım,"diye üsteledi Gölge adam. "Ve siz de bunu kabul etme hakkına sahipsiniz."

Elini kolunu bağlayan endişeyi fark etmiş olmalıydı, çünkü Bahar'a yaklaşarak tane tane konuştu.

"Senin düşmanlarımıza olan anlamsız sevginden vazgeçmen için daha kaç tanemizi içeri tıkmaları gerekiyor?"

Gölge adam onun bu küstahça karşılık vermelerini daha fazla kaldıramayacaktı. Yüzüne oracıkta bir yumruk savurmamak için kendini zor tuttu; ancak tam da o anda şiddet uygulamanın konumunu güçlendireceğini fark etti.

Genç adam dövüşmeyi biliyordu, geleneklere uygun olarak öğrenmişti. Gölge adam şahinse, Samuel onun yanında ancak sinek olabilirdi.Derin bir nefes alarak sakinleşti. Bahar'ın, Chelise'nin ve bebeğin iyiliği için. Duygularının kalbine hükmettiği gerçeklere değil, mantığına sıkıca tutunmalıydı. Şimdi şiddete başvurmak, örgütün birliğini hiçe saymak anlamına gelecekti.

Rüzgarda her an uçacakmış gibi görünen ebenin ince bir buz kütlesine dönen eline uzanarak "Gidelim," diye fısıldadı.

Bahar'ın karanlığa alışan şaşkın bakışları, Samuel'in kirli sarı sakalında gezinirken kendisini aniden Gölge adamın kucağında buldu aynı anda kulübenin arkasındaki ağıllardan birinde, bir at kişnedi.

Samuel ağıllara doğru koşan genç adama öfkeyle baktı.O, kimliğini gizlemeyi başarmış olabilirdi; fakat bu kendisi için geçerli değildi kız kendi yüzünü görmüştü.Kasabaya vardığında kendisini ele vermesi işten bile değildi.Binlerce kez lanet olsun! Onu nasıl bir tehlikenin içine attığının farkında mıydı?

Gölge adam çok kısa bir süre için Samuel'e acıdı; zira adam canavarın en sadık hizmetçisiydi.Ya da cesetlerin kanlı sofrasında yemek yiyen bir soyludan ibaretti. İşaret parmağını Gölge adama doğru suçlarcasına doğrulttu."Kurdun kanlı sunağında öldürmeye çalıştığı kuzu benim vasıtamla yaşıyor. Bir hata yaptın lider. Yanlış canavara hizmet ediyorsun."

Gürleyen sesindeki otorite Gölge adamın midesini bulandırmıştı; fakat örgütün eski liderine bağırmaktansa, kelimelerini içine gömerek beyaz atının yelelerini okşadı. Kalan bir parça sağduyusu da alev altındaki yaprak gibi eriyip gitti.

*

Ana yolun kenarına doğru gümbür gümbür giderlerken, Bahar rüzgardan uğuldayan sesine aldırmadan "Ne kadar kaldı?" diye bağırdı. Küheylan karşı koyarak hırçın bir hamleyle soludu.At en engebeli arazilere bile yabancı değildi ; fakat onu yabancıladığı kesindi.

Başını istemsizce Gölge adamın göğsüne yaslayarak yaşadığı geceyi düşündü.Zor bir doğum ve gizemli adamlar...Tanrı aşkına, tüm bunlar onun alışkın olduğu hayat tarzına öyle uzaktı ki...

Birkaç kurdun, ıssız caddeye dörtnala sapan atı fark etmemeleri için kör olmaları gerekirdi. Kurtlardan biri ya ölmüş ya da ölmek üzereydi.Kahverengi canavarlar koyu bir pelerin gibi gecenin üzerine çökmüşlerdi,o kadar yakındaydılar ki Bahar onların vahşi kırmızı gözlerini gördü.

Ürpererek "Daha gidecek miyiz?" diye sordu.

"Daha önce bu yolu kullandım mı ki? Önüne bak sen."

Yakınlarında daire çizen tehlike çemberini görmezden gelerek parmaklarını dizginlere bastırdı.İlk kez ata biniyordu ve son olmaması için Tanrı'ya dua etti.

Gölge adam gözlerini iyice açarak geriye baktı.Lensler gözlerini sulandırıyordu.

Ulumalar git gide azalıyordu.

Bu zihninin bir oyunu değildi ; ses neredeyse kesilmişti.Bahar'ı getirirken her şeyin daha kolay olduğunu düşündü kız uyku sersemiydi ve BMW'nin plakasını fark edemeyecek kadar kördü fakat ikinci kez bu riski alamazdı.

"Bay Gölge?"

"Kapa çeneni Bahar."

"Tanrı aşkına biraz daha kibar olamaz mısın?"

"Şu anda değil."

Genç kız kafasını geriye atarak gökyüzüne doğru ağzını açtı ve çıkarması mümkün olan en tiz sesle bir çığlık attı.Çığlık sessiz gecede yankılanarak boşlukta kayboldu.

"Bu...Tanrım, bu harika sanki uçuyor gibiyim."

"Gerçekten gördüğüm en tuhaf kadınsın."

"Bunu daha önce de duymuştum."

Aseton kokan yolculuk nihayet kulübesinde sona erdiğinde yere inmelerini kolaylaştırmak için at kendini yere paralel atarak bir adım sıçradı.

Mavi pijamanın içindeki bacakları titremeye başladı.Adrenalin salgılayan narin bedeni gökyüzüne varan salıncaklar gibiydi.Üçüncü kez Gölge adamın göğsünde soluklandığında onun özünde iyi bir adam olduğunu düşündü.İyi fakat içindeki canavarı beslemek zorunda olan bir adam.

Gölge adam tek omzuyla kulübe kapısını açtığında özünde eski fakat kendisi için yeni yatağı özlediğini fark ederek gülümsedi.

Her şey başa sarıyordu.Sarmaşığa dönen uzun saçları yastığıyla buluştuğunda "İsmin ne?" diye soludu.

"Canavar."

"Gerçek ismin ne?"

"Ölüm."

İnatla kapanan göz kapaklarına direnerek son bir hamleyle karşısındaki genç adama baktı.Adam askılarından çekip çıkarttığı silahın şarjörünü büyük bir ustalıkla doldurarak kendisine doğrulttu.İkinci kez.

Korku , gevşemiş prangalar gibi üzerinden dökülüyordu.

Hayatında ilk kez umarsızca yaşamak istiyordu.Zihninden akıp giden imgeler büyük bir boşlukta yankılanıyordu annesi, babası, Daniel, kasaba, çocukken yaşadığı travmalar ,gök gürültüsü, karanlık, çığlıklar...

"Bırak beni!" diye feryat ettiğini duydu.

Yeni imgeler zihnine hücum ediyordu. Brendan'ın gülüşü, çenesindeki ufak gamzesi...Gözlerini kapattığında gördüğü yüz kalbinin ritmini değiştiren adamın yüzüydü.Aşkın yüzü.

Beyaz atın yeleleri zihninin yamaçlarında salınırken, hayallerle dolu bir dünya kendisini kucaklıyordu.

Bu , Bahar Danielle Johansen'in içinde bulunduğu ve tamamen kontrolü dışında olan bir dünyaydı.Yüzünü beyaz yastığına bastırarak sulanan gözlerini sımsıkı kapattı ve Brendan hariç her şeyi kafasından silip attı.

Bölüm parçası ; Jaymes Young_I'll Be Good 

Dikkat Turuncu 'ı es geçmeyin lütfen!




Continue Reading

You'll Also Like

2.1M 35.1K 20
Alt dudağımı dişlerken bana uzandı ve omuzlarımdan sert bir şekilde tutup yatağa atarken çığlığı bastım ama üzerime abanması ve bana iltifatlar yağdı...
2.1M 84.9K 18
"Karanlıkta kalınca gözlerini sımsıkı yumardı çünkü kendi yarattığı karanlık, maruz kaldığı karanlıktan daha vicdanlı gelirdi." 21 Ağustos 2005. Saat...
5.2M 428K 96
1 KIZ, 6 ERKEK, ÖLÜMCÜL BİR EV. Afra'nın diğer tutsaklardan dört farkı vardı: Birincisi, bir kız olmasıydı. İkincisi, tutsak alınan son kişi olmasıyd...
25.8M 916K 78
♌ İNTİKAMDAN DOĞAN TUTKULU BİR AŞK ♌ Küçük yaşta anne ve babasının ölümüne şahit olan acımasız genç bir adam... Edim Demiray. Daha on sekizinde uyuş...