► İslâm'da Modern, Ilımlı Müslüman, Demokrat ve Aşırılık Yoktur!
İslâm Tarihini İnceleyen Hiçbir Ferdin, Modern veyâ Ilımlı Müslüman Tanımlamalarıyla Karşılaşması Mümkün Değildir. Çünkü Bu İki Terim Ne Rasülullah Zamanında Ne de İslâm Devletinde Görülmüştür. Bu Tür Tanımlamalar, İslâm Devletinin Kaldırılmasıyla Ortaya Çıkmış ve Günümüzde Dozu Daha da Artmıştır.
Tarihimizde Müslümanlar Takvâlarıyla, Îmânlarıyla ve Rabblerine Olan Korkularıyla Tanınırken Bugün, 'Modern, Demokrat veyâ Ilımlı Müslüman' Olarak Sınıflara Ayrılmıştır. Oysaki Üç Grup İnsan Vardır:
✘ Allah'a Îmân Eden Müslüman,
✘ Hakkı Örten Kâfir ve...
✘ ve İçinden Gerçek Anlamda Îmân Etmemiş Olup, Dışından Müslüman Görünen Münâfık ki, Bu Tip İnsanlar da Aslı İtibârıyle Kâfirdirler.
☘ Kimi İnsanlar Var ki, "Allah'a ve Âhiret Gününe İnandık!" Derler Ama Aslında İnanmamışlardır. [Bakara 8]
Çünkü İnsan ya Hakkı Kabûl Eder ya da Reddeder; ya Müslüman ya da Kâfirdir.
İslâm Beldelerindeki Yöneticiler Halkla Ne Kadar Aynı Dili Konuşuyorlar Olsalar da Onların Anlayacağı Dilden Asla Konuşmazlar. Halk Müslüman Olduğu İçin Anlayacağı Dil, Elbette ki İslâmî Kavramları Açık Bir Şekilde Ortaya Koyan Dildir. Yöneticiler Direkt Batılı Gibi Konuşsa, Müslümanlar Hemen Uyanır ve Yöneticilerin Gerçek Yüzlerini Tanır. İslâmî Kavramlarla Konuşsalar, Bu Kez de Kendilerinin Düşüncelerine Ters Düştüğünü Anlarlar. Bu Yüzden İki Yolun Ortasını Bulmuşlardır. Aslını Batıdan Alıp Üzerinde Kullandıkları Kavramlar da İslâmî Kavramlardır. Bu Durumda Müslümanlar Temeline Bakmaksızın O Kavramlara Aldanarak, "Başımızdaki Yöneticiler İyi Müslümanlar!" Diyecek Konuma Geldiler. Böylece Bu Hâin Yöneticiler de Hedeflerinde Başarılı Olmuşlardır. Örneğin, Demokrasi veyâ Laiklik, Bizim Hiç Bilmediğimiz Tanımadığımız Kelimelerdir, Bunların Temeli Batıdan Alınmıştır. Üzeriniyse, 'Özgürlükle, Herkesin İstediği Gibi Yaşamasıyla' Biraz Süsleyerek İnsanlara Dayatmışlardır.
Yine Demokrat, Ilımlı, Modern Gibi Terimler İslâm'dan Olmayıp, Biz Müslümanlara Aslında Çok Yabancı Kelimelerdir Ama Öyle Süslenmiştir ki, Müslümanlar Bunları Maâlesef Benimsemişlerdir.
Küfür İdeolojilerine Dayalı Olan Bütün Nizâmları Reddedip, İslâm Devletini Kurmak İçin Çalışanlara, 'Aşırı' Derler. Bir Müslüman, İslâm Devletine Tâlip Değilse, Sadece Taklide Dayalı Îmânı Varsa ve Atalarından Gördüğü Gibi İbâdet Ediyorsa, 'Ilımlı' veyâ 'Muhafazakâr' Derler. Müslüman Olup Batılı Gibi veyâ Günün Şartlarına Göre Yaşayanlara ise, 'Modern' Derler. İşte Bütün Bunları Hazırlayan ve Bu Şekilde İsimlendirenler Kâfirlerdir. Gâyeleri, Müslümanları Birbirine Düşürmek ki, Maâlesef Bunu da Başarmış Oldular. Nasıl mı? Ilımlı veyâ Modern Müslümanlar, Aşırı Diye İsimlendirilen Mücahid ve Mücahidlerden Korkar ve Nefret Edecek Konuma Geldiler. Îmânları Taklidî Bir Îmâna Dayanmayan, Allah'ın Hükümlerine Bağlı Olan ve İslâm Devleti Kurmak İçin Canlarını Ortaya Koyan Müslümanlardan İlişkilerini Kestiler. Hattâ Bu Kişilere, "İslâm'ı Saptırıyorlar!" Gözüyle Bakmaktalar?!
Yukarıda da Belirttiğimiz Gibi Kâfirler veyâ Yandaşları Hiçbir Zaman Direkt Olarak Saldırıda Bulunmazlar. Çünkü Biliyorlar ki, Direkt Olarak Açık Bir Şekilde Saldırırlarsa, Müslümanlar Bunu Hemen Fark Edeceklerdir. Bu Yüzden Endirekt Saldırırlar, Bunu da Birtakım Üslûplarla Yaparlar. Meselâ, 'Modern Müslüman'ı Bize Şu Şekilde Öğretmişlerdir:
✘ Modern Müslüman, Kur'an'ın Çağdışı Kalmış Olduğunu ve İslâm'ın Günümüzde Geçerli Olmadığını Düşünen İnsan Değildir. Asıl Gâyesi, İslâm'ı Günün Şartlarıyla Değerlendirip, Yobazlık ve Bağnazlıktan Uzak Kalarak Yaşamaktan Başka Bir Şey Değildir...
Bu Cümle İlk Duyulduğunda veyâ Okunduğunda veyâ Yüzeysel Bir Bakışla Bakıldığında Yanlış Bir Şey Görülmeyebilir. Lâkin Dikkatli ve Aydın Bir Bakışla Okunduğunda Büyük Bir Yanlışlık Görülür; Birbirine Zıt Olan İki Cümle! Öncelikle İslâm'ın Geri Kalmamış Olduğunu, Bu Çağda da Yaşanması Gerektiğinden Bahsetse de, İkinci Cümlede, Günün Şartlarına Göre Yaşanması Gerektiğinden Bahsediliyor. Yani Günün Şartlarına Bakıldığı Zaman, Okullara Başörtüsüyle Girmek Yasaksa, Başörtüsü Takılmayabilir. Yine Günün Şartlarına Göre Herkes Faiz Alıyorsa, Hattâ Ev veyâ İş Sahibi Olmak İçin Faiz Mecbur Koşuluyorsa, Faizi Almakta Bir Sakınca Kalmıyor. Oysa Diğer Taraftan Rabbimizin:
☘ Başörtülerini Yakalarına Sarkıtsınlar. [Nûr 31]
☘ Faiz Yiyenler Şeytân Tarafından Çarpılmış Kimseler Gibi Ayağa Kalkarlar. Bu Onların, "Alışveriş de Faiz Gibidir." Demelerinden Dolayıdır. Oysa Allah Alışverişi Helâl, Faizi ise Harâm Kılmıştır. Kim Kendisine Rabbinden Bir Öğüt Gelir Gelmez Faiz Yemeye Son Verirse, Geçmişte Aldığı Faizler Kendisinden Geri Alınmaz. Onun İşi Allah'a Kalmıştır Fakât Kimler Tekrar Faizciliğe Geri Dönerlerse Onlar, Orada Ebedî Olarak Kalmak Üzere Cehennemliktirler. [Bakara 275] Âyetleri Unutulmuş Oluyor?!
İşte Bahsettikleri Modernlik Budur! Müslümanlar Fikren Düşündüğü İçin Bu Büyük Yanlışlığı Göremiyor ve "Ben İçkimi de İçerim, Dışarıda Açık da Gezerim Ama Namazımı da Kılarım!" veyâ "Kumar da Oynasam, Zina da Yapsam En Kral Müslüman'ım!" Diyecek Duruma Düşüyorlar Ne Yazık ki.
Demokrat Müslüman'a Gelince, 'Barış İçinde Bir Arada Yaşama' İlkesi Diye Adlandırılır. Herkesin İstediği Dini Yaşadığı, Kimsenin Kimseye Karışmadığı ve Kâfirle Dost Olunduğu Bir Düşünme Tarzı da Denilebilir. Peki, Bir Müslüman Demokrat Olabilir mi? Bunun İçin Önce Demokrasinin Tarifine Bakalım:
✘ Çoğunluğunun Yönetimi,
✘ Halkın, Politik Gücünün Kaynağı Olduğu ve...
✘ Toplum İçinde Bireyler Arası Eşitlik ve Saygı İlkesine Dayanan İdâre Şekli.
Demokrasinin Tarifinden Dahi Müslüman'ın Demokrat Olmaması Gerektiği Aşikâr Ortadadır. Çünkü Demokrasi Bâtıl (İslâm Dışı) Olan Bir Yönetim Şeklidir. Onu Alan, Benimseyen Küfre Girmiş Olur. Durum Bu Kadar Tehlikeli Olmasına Rağmen Demokrasiyi Savunan ve Hattâ, "Demokrasi Olmadan Hiçbir Hedefe Ulaşılamaz!" Diyen Müslümanlar Mevcut. Çünkü Diğer Bâtıl Kavramlar Gibi Demokrasi de Bizim Bir Parçamızmış Gibi Yansıtıldı.
Ilımlı, Modern veyâ Demokrat Kavramları İslâm'danmış Gibi Gösterilmesi Sonucunda, Müslümanlar Bu Kavramları Benimsediler ve Her Biri, Kendini Bu Kategorilerden Birine Koydular. Bunu Kabûl Etmeleri Yetmiyormuş Gibi, 'Aşırı' Diye Adlandırılan Müslümanlara da Savaş Açtılar. Böylece Kâfir ve Yandaşları da Hedeflerine Kolaylıkla Ulaşmış Oldular.
İslâm, Bu Kavramlardan Hiç Birini Kabûl Etmez. Bizi Bağlayan ve İlgilendiren Yalnızca Allahû Teâlâ'nın Bize İndirdiği Öğüt, Uyarı ve Gösterdiği Yoldur. Yani İslâm'ın Emri ve Metodudur. Bu Nedenle Biz Bunları Anlamak ve Tatbik Etmek İçin Rasülullah'ın Çalışma Metoduna Bakarız. O, İslâm'ı Nasıl Yaşamışsa, Biz de O Şekilde Yaşarız. Rasülullah'ın Çalışma Metoduna Baktığımızda da Görürüz ki:
O, İslâm'ın Temel Âkidesi Olan Kelime-i Tevhîdi Yeryüzüne Hâkim Kılmak İçin İnsanları Bu Âkideye Dâvet Etmiştir. Bunu Yaparken de Hiç Kimseye Yapmacıkta Bulunmamış ve Tâviz Vermemiştir. Ne Demokrat, Ne Ilımlı Ne de Modern Olmuştur. Tevhîdi Yeryüzüne Hâkim Kılana Kadar da Bu Böyle Devam Etmiştir. İslâm Devleti Kurmasıyla Birlikte Başlayan Silâhlı Çalışma (Cihad) da, Kâfirlere Tâvizde Bulunmadığı Gibi, Onlara Karşı da Yumuşamamıştır ve Kâfirleri Allahû Teâlâ'nın Emri Üzerine Düşman Olarak Kabûl Etmiştir. Onlara Yağmacılık Yapmamıştır.
Bugün Biz Müslümanlara Düşen Görev, Rasülullah'ın Çalıştığı Gibi Çalışmaktır. Eğer Aşırılık İslâm'ı Bütünüyle Yaşamaksa, Bu Durumda Allah'ın Rasülu Muhammed (s.a.v.) de Aşırıydı?! Peki, Bunu Söylemeye Cesaret Edebilirler mi? Bunu Söylemeleri Rasülullah'a Hakâret Olacağı Gibi Müslümanların Tepkilerini Alacaklarını Çok İyi Bilirler Ama Aynı Hareketi Müslümanlara Yapmakta Çekinmezler!
Evet, İslâm'da Modern, Demokrat ve Ilımlı Müslüman Yoktur ve İslâm, Aşırılığı da Barındırmaz! Çünkü İslâm'da Bu Terimler Yoktur ve İslâm'ın Âkidesine Taban Tabana Zıttır. Kim Bunları Bilerek veyâ İdrâk Ederek İslâm'ın Bir Parçası Olduğunu Söylerse veyâ Kabûl Ederse, Küfre Girmiş Olur.
Kâfir ve Yandaşlarının Tek Hedefi Yeryüzünde Tek Güç Sahibi Olmaktır. Güç Sahibi Olmak İçin de, En Güçlü Olan İdeolojiyi Kaldırmak Durumundadırlar ve En Kuvvetli, Sağlam Olan İdeoloji de Şüphesiz İslâm'dır. İstedikleri İslâm'ı Tamamen Kaldırmaktır ve Bunun İçin de Bizi İslâm'dan Uzaklaştırmak İçin Ellerinden Geleni Yapmaktalar. Bu Terimleri Çıkartmaları, İslâm'dan Bir Parça Olarak Göstermeleri, Planlarından Biridir. Bu Yüzden Müslümanların Bu Konuda Gerçekten Çok Uyanık Olmaları Gerekir.
Bugün Teknoloji Genişlemiş, Mekân Değişmiş Olabilir Ama Değişmeyen Bir Şey Var ki, O da İslâm'dır. Zamanın Değişmesi ile Manâ ve Cevherin Değişmeyeceğini, Değişenin Sadece ve Sadece Vesile ile Üslûpların Olduğunu ve Bu Açıdan da İslâm'ın Her Zaman ve Her Yerde Geçerliliğini Koruduğuna Kesin ve Hiç Şüphesiz Îmân Etmemiz Gerekiyor...
Sevâd-ı A'zam