mevdudi-seyyid kutup

137 5 37
                                    

Mevdudi

Mevdudi, Çeştiyye tarikatının büyüklerinden olan hoca Kutbuddin Mevdudi Çeştinin torunlarındandır. Ecmir'de medfun olan Mu'inuddin-i Çeşti, Kutbuddinin halifelerinden Osman haruninin halifesidir. Kutbuddin Mevdudi 1132'de Çeşt'de vefat etti. Çeşt, Hirat kariyyelerindendir.
Mevdudi, 1903 senesinde Haydarabad'da doğdu. 1979 Eylül ayında Amerika'da öldü. Pakistan'da defnedildi.

Gazeteci olarak hayata atıldı. İlk olarak 1927 de (İslamda Cihad) kitabını yazdı. Bu kitabında ihtilal fikirlerini yayıyordu. Arapçaya tercüme edilince, Hasan El-Benna'nın düşüncelerine tesir ederek Mısır'da devlete karşı ayaklanmasına ve öldürülmesine sebep oldu.

Mevdudinin ilmi kifayetsizliği böyle sayısız müslümanları, maddi ve manevi ölüme sürüklemiştir. Çünkü hiçbir İslam âlemi siyasete karışmamış, ihtilali hatırından bile geçirmemiştir. Milleti ilmi ile, nasihat ile irşad etmişlerdir. İslamiyetin ihtilal ile değil, ilim ile ahlak ile yayılacağını bildirmişlerdir.

Mevdudi, İslamın bütün ana prensiplerini kendi mantığı ile çözmeye kalkışmış, İslam âlimlerinden hep ayrılmıştır. Kitapları incelenirse kendi mantığını, kendi düşüncelerini, İslamiyet olarak yaymak çabasında olduğu kolayca sezilir. İslamiyeti modern hükümet şekline uydurmak için çeşitli kılıflar uydurmaktadır.

İngilizlerin ve uşaklarının o dönemde İslam âlimlerini yok etmesi ve fetret devri Mevdudi'ye yaradı. Mevdudi bu dönemi kendi lehine kullanmayı başardı. Hind müslümanlarının milli hareketlerine karıştı. İslam müctehidlerinin başarılarını kendisine mal etmek için çok yazılar neşretti. Bu yazılarında, kendisine milli önderlik ve telkin edicilik süsü verdi. Çok kurnaz davranarak partinin başına geçti. Hâlbuki Pakistan'ın kurulması fikrini ortaya koyup bu yolda çalışanlar başkalarıydı. Başlarında Ali Cinnah bulunuyordu. Ali Cinnah, Hind Müslümanlarına istiklal fikrini aşılarken ve onları birleşmeye çağırırken Mevdudi kendi çıkarına isteklerde bulununca fitneyi önlemek için haps edilmesine fetva verildi.

Fitne bastırılıp 1947'de Pakistan devleti teşekkül edince, 1950 yılında serbest bırakıldı. Ehli Sünnetin temiz müslümanlar yeni devlet içinde İslam davasını güderken, Mevdudi (Kadıyani) denilen bozuk bir din ile fikirleri meşgul etmeye başladığından 1953 de mahkeme olunarak 26 ay daha hapsedildi.

O hapiste iken Müslümanları korunan anayasa hazırlanmıştı ve 1956'da kabul edildi. Fakat hapisten çıkar çıkmaz ihtilal fikri aşılayan yazıları ortalığı hemen karıştırdı. Anayasanın yasak edilmesine ve örfi idarenin ilanına sebep oldu. 1962'de yeni anayasa yürürlülüğe kondu. Fakat mevdudi yine rahat durmadı. İslam Cemaati teşkilatının kapatılmasına da sebep oldu. 1964 başında tekrar hapsoldu. Fakat genel afdan istifade ederek az zamanda kurtuldu.

İnsan hakları ve adalet diye bağırarak ihtilal çıkarma sevdasına düştü. Keşmir'de karışıklıklara yol açtı. Hintliler bundan yararlanarak Keşmire saldırdı.

Mevdudi el altında Suudi Arabistan ile de işbirliği yaptı. Mezhepsizliği her İslam ülkesine yaymak için kurulmuş olan Medine'deki istişare heyetine a'za oldu. Yine yanaşmaya kalkıştığı kimseler tarafından hapsedildi.

Karaşi Medresesinin müdürü (Pakistan Medreseeleri vifakı)nın reisi Muhammed Yusuf Benuri 1977 senesinde vefat etti. "El-üstadül-Mevdudi"kitabında Mevdudi'nin ehliyetsiz ve mezhepsiz olduğunu uzun uzun anlatmaktadır. Bu kitap Arabi olup, İstanbul'da ofset ile bastırılmıştır. Yedinci sahifeden başlayarak diyor ki:
"gençliğinde, niyaz Fethpuri isimnide bir mülhidi katip yaptı. Bunun sapık fikirleri ile bozuldu. Bunun yardımı ile çeşitli dergilere yazı vererek geçimini sağladı. Sonra "Cemiyyetül Ulema'il Hin" idaresini ele aldı. Müftü Muhammed Kifayetullah ve Şeyh Ahmed Sa'idi Dehlevinin yardımları ile "Müslim", 1933'de "Tercüman-ül Kur'an" dergisini çıkardı. Sonra dört arkadaşı ile birlikte "Darül İslam" idaresini kurdular. Bu arkadaşları, Muhammed Mauzur Nu'mani, Ebül Hasen Ali nedvi Lüknevi, Emin Ahsenü İslahi ve Mes'ud Alimül-Nedvi idi.
Nihayet 1941'de "El-Cemaatül İslamiyye" idaresini tesis etti. Şeyh Münazır Ahsen-ül Geylani, Seyyid Süleyman-ün-Nedvi, Abdülmacid Deryabadi gibi meşhur kimselerin methiyelerine kavuştu fakar sapık fikirlerini yaymaya başlayınca ipler koptu.
Kitaplarına karşı ilk reddiyeyi yazan şeyh Münazır Ahsen-ül Geylani oldu. Abdülmacid Deryabadi'nin çıkardığı "Sıdk-ul Cedid" dergisinde "Yeni bir harici" başlığı ile ilk reddiyesini yazdı. Sonra Süleyman-ün Nedvi ve Hüseyn Ahmed-ül Medeni, Mevdudiye reddiyeler yazdılar."

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Where stories live. Discover now