Bölüm 5

158 4 2
                                    

► Tarih-i Taberî'den / Bölüm: 05

Haberde Gelmiştir ki, Kıyâmet Gününde Allahû Teâlâ Buyuracak da, Bu Mahlûkâtın Amel Defterlerini Levh-i Mahfûz'da Yazılanla Karşılaştıracaklar. Bir Zerre Kadar Artık ve Eksik Gelmeyecek ve Hiçbir Şey Yoktur ki, Allahû Teâlâ Onu Bilmesin. Nasıl Bilmesin ki Kendi Yaratmıştır ve Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Sonra Arş'ı Bir Yeşil Cevherden Yarattı. Altı Yüz Bin Ayağı, Altı Yüz Bin Perdesi Vardır ve Her Biri Yerden, Göklerden Büyüktür. Rüzgârlar Meydana Gelince, Cenâb-ı Hakk Toplayıp Suyu Onun Üzerine Koydu ve Suyun Üzerine Arş'ı Koydu. Şimdi Arş Bu Kadar Ululuğuna Böbürlenerek Dedi ki, "Hakk Teâlâ Benden Büyük Bir Nesne Yaratmadı..." Hakk Teâlâ Bir Yılan Yarattı. Başı İnciden, Cismi Kızıl Altından, Gözleri Yakûttan. Ona Emretti; Arş'ı Yedi Kerre Dolandığı Hâlde Yarısı Aşağı Sarkıyordu ve O Yılanın Dört Başı Vardır. Her Başında Yedi Yüz Bin Yüzü Vardır ve Her Yüzünde Bin Ağzı Vardır ve Her Ağzında Bin Dili Vardır ve O Dillerle Allahû Teâlâ'ya Tesbih Eder Türlü Lisânla ve O Tesbihten Bu Dünyâ Kadar Bir Cevher Yaratılır ve O Cevherin Rezelerinin Kimi Yakût Kimi Zümrüttür. Cennet İçine Saçılır ve Cennetin Bütün Cevherleri O Yılanın Tesbihindendir, Göklerin Nûru Onun Tesbihinin Nûrudur. O Yılan Dünyâ Yılanlarına Benzemez ki İnsanoğlu Ondan Nefret Etsin ve O Yılanın Seksen Bin Boynuzu Vardır. Uzunluğunu, Kalınlığını Hakk Teâlâ Bilir. Bu Kadar Azâmetle Arş, Onun Ortasında Görünmez Olmuştur. Eğer Allahû Teâlâ Emredeydi, Arş'ı ve Kürsî'yi ve Levh'i ve Kalem'i ve Yedi Kat Yerleri ve Gökleri, Cümlesini Aslan Sinek Yutar Gibi Yutardı ve Arş'ın Altında Yüz Bin Kandil Asılmıştır. Eğer Yerleri ve Gökleri Ol Kandilin Birine Koysalar, Bahr-ı Umman'a Bir Yüzük Bırakmış Kadar Gelmezdi ve Arş'ın Üç Yüz Altmış Bin Ayağı Vardır. Her Ayağının Arasında Üç Yüz Altmış Bin Âlem Vardır. Her Âlemin İçi Dolu Feriştehlerdir. Onlar İstiğfâr Edip, Sevâbını Çihâr Yâr-i Güzîne ve Sevmeyenlere Lânet Ederler ve Kürsî de Lâtif Bir Cevherdir ki, Yedi Kat Yerler ve Gökler Kürsî Yanında Bir Ulu Sahrada Bir Halka Kadardır. Kürsî de Kendisini Beğenip Hakk Teâlâ Onu Bir Kandil Gibi Arş'a Asıverdi ve Arş'ın Altında Bahrul Mescûr Adında Bir Ulu Deniz Yarattı ki, Arş'ın Sağ Yanında Yedinci Kat Gökten Yukarıdır. Hakk Teâlâ Bu Dünyâyı Fânî Kıldıktan Sonra Yine O Denizden Hayat Verse Gerektir ve Bu Yıldızların Her Biri Bir Gökte Olduğundan Kimi Büyük ve Kimi Küçük Görünür ve Bu Yıldızların Beşi Müteberdir ki Şems ve Kamer ile Yedi Olurlar ve Onlara, Seyyara-ı Seb'a Derler. Her Biri Olduğu Göğün Padişâhıdır. Şimdi, Bu Yedi Kat Göklerin Evvelkisi Yeşil Zebercettendir, Adı Berkîâ'dır. Onun Feriştehleri Öküz Suretindedir. Ona Bir Ferişteh Müekkeldir, Adı İsmâil'dir. Kamer, Bu Göktedir. İkincisi Kaydûm'dur, Sarı Yakûttandır. Onun Melekleri Ankâ Suretindedir. Ona Bir Ferişteh Müekkeldir, Adı Mîhâîl'dir. Utarıd, Bu Göktedir. Üçüncüsü Mâûn'dur, Kızıl Yakûttandır. Onun Feriştehleri Kerkis Suretindedir. Ona Bir Melek Müekkeldir, Adı Safrâîl'dir. Zühre, Bu Göktedir. Dördüncüsü Ak Gümüştendir. Onun Feriştehleri İnsan Suretindedir. Ona Müekkel Olan Feriştehin Adı Salsâîl'dir. Şems, Bu Göktedir. Beşincisi Kızıl Yakûttandır, Adı Reknâ'dır. Bunun Feriştehleri Huru'l-îyn Suretindedir. Ona Müekkel Feriştehin Adı Kelkâîl'dir. Merih, Bu Göktedir. Altıncısı Refîâ'dır. Onun Feriştehleri Âdemî Suretindedir. Ona Müekkel Feriştehin Adı Şemhâîl'dir. Müşteri Bu Göktedir. Yedincisi Garîbâ'dır, Açık Nûrdandır. Onun Feriştehleri Âdem Suretindedir. Ona Müekkel Olan Feriştehin Adı Ekrâîl'dir. Zuhal, Bu Göktedir.

Bu Göklerin İçi Dolu Feriştehtir. Bunların Gıdası Tesbihtir. Bu Feriştehlerde Nefs Yoktur Amma Akıl Vardır. Allahû Teâlâ İnsana Hem Nefs Hem Akıl Verdi, Eşref-i Mahlûk Kıldı. Şimdi Güneş, Nebâtâta ve Meyvelere Terbiye Verip Yetiştirir. Hakk Teâlâ Bu Hâssayı Ona Vermiştir. Bu Nebâtâta ve Meyvelere Dokunmasa Kemâl Bulamaz ve Yemişi Acı Olur. Bu Güneşin Cürmü Üç Yüz Altmış Bu Yeryüzü Kadardır. Zirâ Güneş, Dördüncü Kat Göktedir ve Yerden Birinci Göğün Arası Beş Yüz Yıllık Yoldur ve Göğün Kalınlığı da Beş Yüz Yıllık Yoldur. İkinci, Üçüncü Tâ Yedinci Kata Kadar Böyledir. Bu Takdirce Yerden Güneşin Arası Dört Bin Yıllık Yol Olmuş Olur. Bu Kadar Yoldan Ziyâ Verip Terbiye Eder. Sual Olunursa ki, Güneşten Aşağı Olan Gökler Hâil (Perde) Olmaz mı? Cevap Şudur ki, Bu Gökleri Hakk Teâlâ Lâtif Cevherden Yaratmıştır, Billûr Gibidir. Ay, Evvelki Göktedir. Onun Cürmü, Yüz Seksen Bu Yer Kadardır. Ay Arttıkça Meyveler de Büyür ve Ana Karnında Çocuk da Böyledir ve O Beş Yıldızların da Dünyâda Tesirleri Vardır ve Bu Dünyâya Hakk Teâlâ Yetmiş Bin Yıl Ömür Takdir Etmiştir. Her Yedi Bin Yılda Bir Çeşit Kavim Gelirdi. Zirâ Bu Yedi Göklerin Her Birine, Bir Yıldız Hükmeyler, Her Birinin Bin Yıl Hükmü Vardır. Bu Yedisinin de Hükmü Tamam Oldukta Bir Kavim Daha Yaratılırdı. Son Devirde Âdem Aleyhisselâm Gelmiştir. O da Nihâyete Erince Artık Kavim Gelmez. Bunlar Fânî Olduktan Sonra Haşir ve Neşir Zâhir Olur ve Allahû Teâlâ'nın Ne Arş'a İhtiyacı Vardır, Ne Kürsî'ye ve Ne de Hiçbir Mahlûka. Belki Bütün Mahlûkât O'na Muhtaçtır, O Hepsinden Müstağnîdir.

⚛ Dördüncü Sualin Cevabı Budur ki; Rasül-u Ekrem Buyurdu, "Allahû Teâlâ Bu Âlemi Baştan Başa Sudan Yarattı ve Heybetle Suya Bir Kez Nazar Kıldı. Su O Heybetten Coşup Kaynadı ve O Sudan Bir Tütün Hâsıl Oldu. O Tütünden Gökleri Yarattı. Nitekim Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] ve Şöyle ki, Bu Gökleri O Tütünden Yarattı, Hem Âhir Kıyâmet Gününde Helâk Ettiği Vakit Yine Tütün Olacaktır. Şöyle ki, Allahû Teâlâ Buyurur [...Arapça Metin...] Bu Yedi Göğü O Yarattıkta Bir Pâre idi. Ondan Sonra Buyurdu, Tâ Yedi Pâre Oldu. Birbiri Üzerinde Kat Kat Olup Durdu. Şöyle ki, Allahû Teâlâ Buyurur [...Arapça Metin...] Çünkü Yedi Kat Göğü Yarattı ve Her Bir Göğün İşini Bitirdi. Ayı ve Güneşi Yarattı. Her Bir Feriştehe Bir Yer Tâyin Etti ve Her Bölük Hangi Gökte Olacağını Bildirdi [...Arapça Metin...] Yani, "Yıldızları Bu Göklerde Kıldık. Tâ ki, Onlara Ziynet Ola..." Halk Bakalar Göreler, Göklerin İşi Tamam Olunca Bu Su Allahû Teâlâ'nın Heybetinden Kaynadı ve Köpüklendi ve O Köpük Bir Yere Toplandı ki, Cihânın Ortası Orası idi. Şimdi Kâbe-i Muazzama-Şerrefehâllehü (Allah Onu Şerefli Kılsın) Oradadır ve Hakk Teâlâ O Köpükten Yeri Yarattı ve Döşedi. Bu Hususta Şöyle Buyurulur [...Arapça Metin...] ve Bu Yerler de Önce Bir Pâre idi, Allahû Teâlâ'nın Emri ile Gökler Gibi Yedi Kat Oldu. Kur'an'da Bu Manâyı Şöyle Zikretmiştir [...Arapça Metin...] Yani, "Allahû Teâlâ Buyurur; Bu Kâfirler Bilmediler mi ki, Gökler ve Yerler Bir Pâre idi, Biz Bu Gökleri Yedi Pâre Kıldık ve Yerleri de Böyle Yaptık..." Bu Hususta da Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Yerleri Yedi Pâre Eyleyince, Su Üzerinde Kondu ve Her Yerden Pınarlar Akıttı. Nitekim Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Buyurur ki, "Yerden Sular Çıkardı ve Otlar Bitirdi..." ve Bu Yerleri Su Üzerinde Bir Balığın Arkasında Koydu ve O Balık Su İçerisindedir ve O Su, Bir Taş Üzerindedir ve O Taş, Bir Feriştehin Avucu Üzerindedir. O Ferişteh Muallâktadır, Ayağı Altında Hiçbir Şey Yoktur. Tâ O Balık Bile ki, Yer Benim Üzerimdedir Amma Yalnız Ben Götürmezem Belki Onu Benim Altımda Muallâkta Duran Ferişteh Ayağı Altında Hiçbir Şey Olmadığı Hâlde Tutuyor. Allahû Teâlâ Bildi ki, Bu Halk Mustarib ve Titreyici Yer Üstünde Dirlik Edemezler; Bunun Üzerine Dağları Yarattı ve Yere Baskı Yaptı. Nitekim Şöyle Buyurur [...Arapça Metin...] Bu Dağları Yere Mıh Kıldı. Tâ ki, Titremeye ve Halâik Onun Üzerinde Dirlik Edebilsin ve Bunları Altı Bin Yılda Yarattı ki, O Bu Cihânın Altı Günüdür ve Yedinci Gün de Bin Yıl Miktarı idi. Bu Felek Dönmeye ve Yıldızlar Yürümeye Başlayınca, Yedi Bin Yıl Bu Cihâna Ömür Verdi. Sonunda Gene Virân Kalsa Gerektir ve O Kalem'i Yarattığı Vakitten Kıyâmet Kopacağı Vakte Kadar Bu Cihân Harâp Olur. On Dört Bin Yıl Miktarı Olur idi. Bin Yıl Yaratılması Müddeti ve Yedi Bin Yıl Bekâsı Müddeti.

Devamı İçin Bölüm 06'ya Geçin ►►►

İNDİRİLEN DİN Mİ ? UYDURULAN DİN Mİ  ?[Tamamlandı]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin