Merhaba arkadaşlar. Nasılsınız iyi misiniz? Umarım çok iyisinizdir. Sizlere tatil boyunca sık sık bölüm paylaşmaya devam edeceğim. Çünkü tatil boyunca bende hem yeni hiyakeyemizi hemde bu hikayemizi yazıyorum ve zaman sıkıntım olmuyor. İkisinide rahatlıkla birlikte yazabiliyorum. Yayınlanacak olan yeni hikaye hakkında ki fikirlerinizi acayip merak ediyorum. Aslında baya bir bölüm yazdım orda ve artık yavaş yavaş düzeltmelere geçtim. Güzel bir tanıtım hazırlamaya çalışacağım sizler için. Onun da yayım tarihini burdan duyuracağım sizlere. Zor açılan bir hikaye olacak. Başlarda normal gitsede gittikçe kapan diyeyim. Sonra tekrar anlatılan. Sizi biraz şaşırtmak istiyorum ama bakalım. Neyse ben lafı çok uzatmayayım. Sizleri çok seviyorum yorumlarınızı bekliyorum.
İyi okumalar kuzular♥
》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》 》
" Zeynep o her zaman güvende hissettiği kolların arasındayken sıcak dudaklarını boynunda hissediyordu. Arkasını dönmek istemiyordu, kocasının kollarında biraz daha uyumak istiyordu ama rahat bırakılmayacağına da emindi. Göğsünün altında ki elini kendi elleri arasına aldı ve öyle devam etti uyumaya. "
_ Biraz daha uyuyalım. Uykum var
_ Ama öğlen oldu artık. Hem sen değil miydin başka bir yere gidelim diyen.
_ Tamam uyandıktan sonra gideriz.
_ Uyanıksın zaten güzelim. Hadi kalk artık.
"Zeynep onun ısrarları ile gülümsemeye başlarken gözlerini açtı ve yavaşça ona döndü. "
_ Tamam. Kalktım.
" Kerem gülümserken uzanıp alnını öptü. Elini yanağına koyup yavaşça okşamaya başladı. "
_ Günaydın bebeğim. Hadi kahvaltı yapalım sonra inelim.
_ İnelim mi ?
"Nereye ineceklerdi ki? Sorusu üzerine kaşları çatıldı istemeden de olsa. "
_ Göreceksin güzelim.
" Kerem yataktan kalkıp Zeynep'i de kaldırdı ve yukarı çıktılar. Zeynep etrafına yeniden baktığında hissettikleri rüzgarlı hava yoktu. Sıcak hava çarpıyordu yüzlerine. Başını Kerem'in göğsüne yaslayıp gözlerini oluştururken inceledi. Birden gözleri açıldı çünkü karşılarında kocaman bir otel duruyordu. Ne ara gelmişlerdi buraya ? Otel oldukça yüksekti ve dönerek çıkıyordu katları. Başını göğsünden çekip gözlerine odaklandı. "
_ Kerem ne ara geldik buraya?
_ Ee uykunun ne kadar derin olduğunu bir kez daha anlamış olduk. Burdada kimse rahatsız edemez bizi.
_ Burda insan gerçekten rahatsız edilmek istemez insan.
" Kerem gülümsemeye devam ederken ellerini sımsıkı tuttu ve dudaklarına götürüp öptü. Kendine daha çok çekti. "
_ Biz istemedikten sonra kimse rahatsız edemez. İzin vermem buna. Hem ben seni asla üzmeyeceğime hep mutlu edeceğime söz vermedim mi ? Seni asla üzmeyeceğim hep mutlu edeceğim. Bir kez daha söz veriyorum. Senin istemediğin hiç bir şey olmayacak.
"Bir kez daha aşık olurken karşısındaki adamın boynundan tuttu ve zaten yakınken dudaklarını birleştirdi. Geri geri gitmeye başlarken durdu ve sadece dudaklarını çekip alnını alnına yaslayıp elini tutup kalbinin üzerine koydu. "
_ Sen beni üzemezsin çok iyi biliyorum. Baksana seni öpücünce sarılınca kalbim nasıl atıyor. Yerinden çıkacakmış gibi. İlk gün ki gibi. Aşkımı ilk hissettiğim gün ki gibi. Ve emin ol hergün daha da artıyor. Sen kalbimin hep böyle hızlanma sebebi ol ben hep dünyanın en mutlu olurum. Ki öyleyim de. Çünkü benim kalbim gibi senin ki de deli gibi atıyor.
" Nefes nefese kurduğu cümlelerden sonra alnındaki dudaklar dudaklarına inmişti. "
_ Benim kalbim senin yanında hızlı atmadığı an durmuş demektir zaten. Bu kalp sadece sana böyle atıyor. Bende dünyanın en şanslı erkeğim çünkü bu kalp sadece benim için atıp benim yanımda hızlanıyor.
_ Seni çok seviyorum sevgilim.
_ Seni çok seviyorum meleğim.
" Kocasının kolları arasındaki yerini alırken hiç ayrılmadı ordan. Zaten bırakılmaya da niyeti yoktu. Yattan inip tahta olan bölgeye geçtiler ve en sonunda kumsala ulaştılar. Kumlar eğer ayakları çıplak olsa ayaklarını yakacak derecede sıcaktı. Dolanarak kapıya geldiklerinde kapı açıldı ve içeri girdiler. Zeynep bir anda hızlıca yanlarına gelip Kerem ile el sıkışan adama baktı. "
_ Kerem bey hoşgeldiniz efendim. Hayırlı olsun öncelikle.
_ Hoşbulduk. Sağolun.
" Kerem'in elini sıkarken adam ona odanın olduğunu gösteren kartı vermişti. "
_ Buyrun efendim. Herşey dediğiniz gibi.
_ Umarım öyledir. Teşekkür ederim.
"Kerem'in ilerlemesi ile elini tutarken aynı zamanda kolunu da tutmaya başlamıştı. Asansöre geldiklerinde Kerem elini bırakıp beline sarılmıştı ve kendine çekmişti. Hemen onun beline sarılırken asansöre girdiler. Kaç kat çıktılar bilmiyordu. En son rakamlara bakmayı bırakmıştı çünkü. "
_ Aşkım bunun birde aşağıya inmesi var.
" Belindeki el harekelenirken başını kaldırdı. Artık daha yakınlardı ve Kerem sayesinde dudakları arasında neredeyse hiç mesafe yoktu. "
_ Biz de hiç inmeyiz o zaman.
" Dudaklar yine dudaklarının üstünü örterken hemen karşılık verdi. En sonunda geldiklerine dair çıkan ses ile yavaşça ayrıldı ve gülümseyip beline geri sarıldı. Asansörden çıkıp sağa döndüler ve biraz gittikten sonra karşılarında ki odaya ilerlediler. Onların odasının sağında solunda karşında başka bir oda yoktu. Asansörün diğer tarafında kalıyordu diğer odalar. Kerem kartı okuttuğunda kapı açılmıştı. Yeni bir yere daha adım attıklarında etrafı incelemeye başlamıştı. Şaşırmadığı gibi burası da mükemmeldi. Herşey tastama dinlenmeye kocasıyla olmaya hazırdı. Belindeki o tanıdık eller vücudunu başka bir yöne çevirdiğinde kocasına dönmüş oldu. "
_ Tahmin ettiğim gibi. Mükemmel. Ama yine de şaşırıyorum biliyor musun? Nasıl bu kadar ayarlayayıp hazırlayabiliyorsun? Nasıl hemen aklına geliyor?
_ Şöyle; bu dünyada senden güzel hiç bir şey yok. Bende sana layık en iyi şeyleri bulmaya çalışıyorum. Ve bu çok da kolay olmuyor. Çünkü en en en iyilerine layıksın.
" Kollarını boynuna sarıp dudaklarını öpüp geri çekildi. "
_ Ben zaten herşeyin en en en iyisine sahibim. Benden başka kimsede olmayan, olmayacak şeye sahibim. Sana. Bunların hiç biri olmasada olur. Sen böyle bana sarıl yeter. Buranın bunların senin yanında en ufak bir değeri yok. Senin için, herşeyi herkesi siler atarım ben. Bunlar ne ki.
"Dudakları sevdiği adamın dudaklarına değdiğinde hemen karşılık verdi. Belindeki baskı arttığında bedeni havlanmıştı ve etrafında dönemeye başlamıştı. Dudaklarını ayırmazken gülümsemeye başladı. "
_ Benimde dediğim gibi bunlar önemsiz sen varsa güzel, herşey, her yer.
"Kerem'in yatağa kadar getirdiği kahvaltıyla uyanmıştı Zeynep. Doğrulup kucağına koymasına izin verdi ve gözüne değen ilk şeyi ağzına attı. Yanağına aldığı öpücük ile de keyfi iyice yerine geldi. "
_ Yatağa kahvaltılarda gelirmiş.
_ Sen bana yedir diye.
" Kerem ensesinden tutup dudaklarını birleştirdi beklemeden. Tepsi sallanırken son anda tutmuştu ve mecburen ayrılmıştı. "
_ Deli.
_ Sana deliyim ben. Sana.
_ Bende sana. Hadi kalk müzik aç.
_ Gerçekten mi?
_ Hadi Kerem. Durmuyorsun. Kalk.
" Kerem oflayıp başını yukarı kaldırdı. Zeynep yanaklarını tutup öptü ve ittirip yataktan kalkmasını sağladı. Kerem zorla kalkıp içeri doğru ilerledi. Bir kaç müzik baktıktan sonra Zeynep'in sevdiklerinden bir tane açtı ve sesini biraz yükseltip geri yatağa döndü. "
_ Aferin.
_ Hadi şimdi sen bana yedir.
" Zeynep gülüp hem ona yedirdi hemde kendisi yedi. Tepsiyi kenara koyup kocasına döndü. "
_ Artık iyileştim bana verdiğin sözü tutmalısın.
" Kerem kaşları çatılırken doğruldu ve sırtını yatak başlığına yasladı. "
_ Hangi söz güzelim?
_ Hani bana demiştin ya birlikte motorsiklete bineceğiz diye. Bundan baya bir önce. Burda hava sıcak ama orda havalar soğumuştur. Çok kötü olmadan binelim. Ama burda değil İstanbul'da.
_ Peki bakalım. Dönünce binelim.
" Zeynep gülümsemeye başlayıp başını göğsüne koydu ve beline sıkıca sarıldı. Kerem saçlarını okşayıp öperken gözlerini kapattı. Duş alıp üstlerini giyinmişlerdi ve havuza inmişlerdi. Zeynep her zaman ki gibi Kerem'e atılan bakışlardan rahatsız olurken elini bıraktı ve beline sarıldı. "
_ 18 yaşındaki kızlarında sana böyle bakmaları ayrı bir şey. Duymuştur herkes evliyiz artık.
_ İsteyen istediği gibi baksın. Benim böyle bakan gözlere karşı kalkanım var onların bakışları oraya çarpıp geri dönüyor.
" Zeynep gülümsemeye başlarken başını kaldırdı. "
_ Bu kalkan ben mi oluyorum?
_ Hem evet hem hayır. Yani aslında sen olduğun ve hep sen olacağın için. Senden başkası umrumda değil. Etkilenmiyorum ben. Çünkü sen varsın. Ve az da olsa hayırın cevabıda gerçekten kötü görünmeleri. Tip olarak değil karakter olarak, iç olarak.
_ Desene beni bulamasaydın yanmıştın.
" Gülümsemesi genişlerken omzundaki elini karısının beline indirdi ve daha çok çekti. "
_ Hemde nasıl. Ama biz mutlaka bir araya gelirdik. Bir şekilde olurdu çünkü birbirimiz için varız biz.
_ Kesinlikle.
" Kendisine yönelen dudakları hemen karşıladı Zeynep. İnsan içinde olduklarını bildiğinden mecburen ayrıldı ve ilerlemeye başladılar. Havuzlar dışarıdaydı ve sıcak çok net bir şekilde hissediliyordu. Şezlonglara ilerlerken Kerem'in yönlendirmesi ile oraya değil biraz daha arkada kalan kapısı dışında kapalı olan ve güneş gelmeyen koltukların olduğu yere döndü. "
_ Diğer taraf havuza daha yakındı.
_ Burası daha iyi.
" Peki deyip içeri girdi ve yüksek koltuğa oturdu. Kerem hemen üstündeki tişörtü çıkarttı ve kenara attı. Zaten çok sıcaktı bir de incecik tişört iyice ağırlık yapıyordu. Zeynep de üstündeki tişörtü ve şortu çıkartıp kenara koymuştu. Biraz daha geri çıkıp sırtını yasladı ve ayaklarını uzattı. Neden burda olduklarını kocası yanına oturup boynunu öpmeye başladığında bir kez daha anlamıştı. "
_ Sen varya çok fenasın. Kimse görmesin diye geldik değil mi buraya?
_ Beni çok iyi tanıdığını bir kez daha anladım karıcığım.
" Gülerken ellerini ensesine götürdü. Kerem'in başını göğsüne koyması ile saçlarını okşamaya başladı. İsteği üzerine kalkıp havuza girdiler. Zeynep Kerem'in boynuna sarılırken sırtı havuzun kenarına yaslıydı. "
_ Aklıma bir şey geldi.
_ Ne geldi o güzel aklına?
_ Biz çok güzel anlar yaşıyoruz. Gerçi ben seninle olduktan sonra herşey güzel ama yine de bunların hep kalıcı olmasını istiyorum. Zaten kalıcı ama mesela artık bazı şeyleri videoya mı çeksek? Hem biz eğleniriz hem de onları izleme fırsatımız olur. Çok güzel anılar zaten kalbimizde hafızamızda varken bir de somut bir şekilde elimizde olur. Birilerine gösterip bir yerlerde paylaşmak zorunda da değiliz. Ama eğer istersek paylaşırız da başlarına gösteririzde. Belki bazılarını da ileride çocuklarımıza gösteririz. Ne dersin?.......................