Haru hastaneden taburcu olduktan sonra, ilk işleri Rei'in ailesiyle görüşmek oldu. Deku ve Katsuki Haru'nun yanında durup aile rolünü üstlenmiş ve konuşmuşlardı. Gergin olmalarını böyle bir şey beklememelerinden Deku anlayışla karşılamıştı. Katsuki her ne kadar kendini zor tutsa da merak ettikleri her soruyu cevaplamış ve yanlarında olacaklarını kesin dille söylemişti. Dördünün kararlı duruşunun aileyi etkilediğinden emindi.
Kedi-insanlara karşı önyargısı olan bir aile olsa da Rei önceden onlarla konuşup içlerini rahatlatmıştı. Ayrıca Haru onlarla iyi anlaşmış gibiydi. Yine de Katsuki için kat etmeleri gereken uzun bir yol varmış gibi görünüyordu.
Aileleri onlara evini açmış olsa da Samu da her daim kardeşinin yanında olmak istediği için üçü kendine yeni bir ev tutacaktı. Hepsi yapabilecekleri işler ararken Deku da onlar için araştırma yapıyordu.
Okulda ise dönem sonu olduğu için şanslılardı. Haru raporları sayesinde sınavları yaz okulu döneminde de girme hakkı kazanmıştı. 1.5 ay sonra 2. yılını bitirip okulunu donduracaktı. Rei ve Samu ise yaz okulunda bütünleme derslerini alıp giremedikleri sınavların tekrarlarını alacaklardı. Ardından onlar da okulu bir süreliğine bırakacaklardı.
Evliliği bir süreliğine erteleyen ikili yazın sadece aile arasında ufak bir nişan töreni düzenleyip yollarına bakacaklardı. İkisi de mezun olduktan sonra, doğan çocuklarıyla gerçek bir düğün yapmanın iyi olacağını düşünmüştü.
Diğer taraftan neler olduğunu öğrenen Ochako, Kiyoko ve Tooru hepsine ayrı ayrı kızmıştı. İki gün boyunca hiç kimseye ulaşamayan üçlü en son evlerine gittiğinde Shinso'yu soru yağmuruna tutmuşlardı. Zorla Haru'nun kaza geçirdiğini söylettirdiklerinde onları buraya gelmekten alıkoyan kişi Shinso'ydu. Eninde sonunda arayacaklarını söylemişlerdi çünkü.
En sonunda ise, Haru hastaneden çıktıktan bir hafta sonra Samu, Haru ve Rei; Dekuların evine hem Haru'nun iyi olduğunu göstermeye hem de Rei'le tanıştırmak için gelmişlerdi. Diğer taraftan Rei de nişanlısının ev dediği yeri merak ediyordu.
"İşte geldik." Arka koltuktan oturan Rei camdan baktığında yutkundu. Bu kadarını kesinlikle beklemiyordu. Samu onun omzuna vurup dikkatini dağıtmasaydı bir süre daha arabada dev gibi eve bakıp duracaktı. "Hadi ama aşağı in. Ortada oturup eziyet çeken benim."
Arabadan inip eve bakmaya devam etti."Bu evde mi yaşadınız siz?" Haru yanına gelip elini tuttu. "14 yaşımızda 1 yıl kadar. Liseye geçince yurda yerleştik ama hafta sonları buraya gelirdik. O zamanlarda bu evde sadece ikimiz vardık. Sonra kalabalıklaşmaya başladı." Bunun ne anlama geleceğini soracakken vazgeçti. Bilmediği çok fazla şey vardı.
"Oi, daha ne kadar orada duracaksınız?" İlerde yürüyen Deku ve Katsuki'ye katıldılar. "Evin içinde iki ev var gibi düşün. Birinde biz, diğerinde Deku-nii yaşıyor." Yani tamamen özel tasarlanmış bir evdi.
Kapıyı çalmaları ve açılması bir olmuş, 3 tane kedi-insan kapının önünde belirmişti. Tooru Haru'ya her zamanki atlamak yerine göğsüne sarıldı ve kulaklarını düşürdü. Başına ne geldiğini öğrendiğinde beri abisi için endiselenmediği tek gün olmamıştı. "İyisin, iyisin değil mi? Haru-ni-chann. Çok korktum."
Haru da kıza sarıldı ve sakinleştirmek için kafasını okşadı. "Artık iyiyim Tooru-chan. Endişelendiridiğim için özür dilerim." Kafasını iki yana salladı. "İyiysen önemli değil. Gelmenize sevindim." Ama bir seylerin farklı olduğunu belli belirsiz hissetmişti. Vücudunda kırılan kolundan başka bir değişiklik vardı. Kokusu değişmişti. Çevreye verdiği his değişmişti. Kedi içgüdüsü olduğunu için anlayabilse de nedenini bilmiyordu.
O ayrıldığında Ochako'ya sıra geçmişti. "Siz ikizler her defasında kalbimi çıkartıyorsunuz." Samu kıkırdadı. "Haru'yu benden daha çok seviyorsunuz galiba. Gelecek sefer bende kolumu kiraam iyi olur." Şakasına söylediği söze hiç kimse gulmemisti. "Komik değil Samu-nii. Her neyse. Peki sen kimsin?"
Bu üçlüye anlatmadıkları bir şey daha vardı tabi. "Adım Watabene Rei. Rei diyebilirsiniz." Elini uzattığında kız çoktan olası senoryakarı düşünmeye başlamıştı. Katsuki ve Deku için bimuraya tanımadıklarını birini getirmek her zaman olan bir şey değildi.
"Hogakure Tooru." Sonra sırayla herkesle tanışmaya başladı.
"Uraraka Ochako." Urarakada aynı şekilde düşünüyordu. İkilinin sakladıkları bir şey vardı.
"Hogakure Kiyoko." Rei gülümsedi. "Abla-kardeş misiniz?" Bu soruya karşılık iki saniye sonra hepsi gülmeye başlamıştı. Neler olduğunu anlamayan çocuk ise aşırı şekilde utanmıştı. "Rei, Kiyoko-san Tooru'nun annesi. Gerçi bizde ilk defa yüz yüze tanıştık. Değil mi?" Önceden telefonda
Kadın gülümsedi. "Evet. Sizinle de tanıştığım için çok mutluyum." Rei boğazını temizledi. "Üzgünüm. Çok genç gösteriyorsunuz."
"30 yaşında sayılırım ama iltifatını kabul ediyorum. Hadi içeri geçelim."
Kapının biraz gerisinde duran Shinso hepsinin iyi olduğunu görünce gözlerini kapatıp geçirdiği birkaç günün stresini üzerinden attı. Kendi stresini bastıramadan Ochako ve Tooru'yu sakinleştirmeye uğraşmıştı. Gerçi Katsuki'ninin stresini hayal edemiyordu.
Ona bakınca kaşlarını çattı. Bu geçen 1 haftanın zayıflığı değildi. Hafif sallanması ve buradan hissedebildiği farklı bir kokusu vardı. Uzun zamandır birlikte yaşadıkları için ayırt edebiliyordu böyle küçük ayrıntıları. Tarihi hatırlaması anlamasına yetse de nasıl ayakta durduğu anlamış değildi. Bir gün öncesi olsa da, dışarıdan bakan birisi için normaldi.
Ochako ise geçen günlerin stresinden kendini kurtarmak için mutfakts vakit geçirmesi sayesinde herkes için bir dolu yemek vardı. "Ochako-chan, biraz abartmış mısın?' gözlerini devirdi. "4 gün boyunca bize haber verme zahmetine girmeyen kimdi acaba?" Deku bu sefer sustu.
"Hadi herkes otursun." Yemekte Tooru ve Ochako'nun bakışları Rei'in üzerinde olsa da hiç kimse bir şey söylememişti. Ama geçen konusmalarda aynı üniversitede olduklarını ve ikizlerin yakın arkadaşı olduğu belliydi. Diğer taraftan Rei de aynı şekilde kedi-insanların isimlerini ve neredeyse gerçek aile olduklarını kabul etmişti. Küçük Eiji'den Katsuki'ye kadar.
Mutfağı hızlıca toparladıktan sonra salona geçti. Rei Haru ve Samu yan yana oturup birbirlerine baktılar. Artık zamanı gelmişti.
"Sormayım sormayım dedim ama Rei-sann, geldiğinden beri çok gerginsin. Haru ve Samu-ni-san burayı hiç kimseye söylemediler. Neler oluyor? Katsuki-ni-chan sana bir kere bulaşmaması daha şüpheli." Katsuki içinde gülümsedi. Hakkı vardı. Ama kendini düzgün tutmakla uğraşıyordu. Bugünün normalden 1 gün olsa da son 1 haftada geçirdiği stresten öne gelmiş gibi hissediyordu. Bunu şu anda kimseye söyleyecek değildi ya. O ayaktaydı. Güçlüydü. Kendini tutabilirdi.
"Aslında haklısın Tooru. Size söylememiz gereken bir şey var." Bakışları ikiliye kaydı. Haru derince bir nefes alıp Rei'in elini tuttu. "O benim nişanlım."
Katsuki şimdi bilmelerinin daha iyi olsguunu düşündü. "Ayrıca hamilesin aptal. şok yacayacaklarsa tam yaşasınlar." Cümleyi algıladıkları anda bunu bilemeyenler ayni anda bağırdı. "NEEE?!"
"Katsuki, bu gerekli miydi?"
"VE HEPİNİZ BUNU BİLİYOR MUYDUNUZ?'
Tooru ayağa kalkıp salonda sakinleşmek adına bir tur attı ve kardeşinin önünde durdu. Çevredeki gerginliği hissetmiş gibi kulakları etrafta dönüyordu. Hala uyuduğu için şanslılardı. "Haru-niii, bu gerçek mi?" Ayağa kalktı ve hafif karnına dokundu. "Hadi ama hissetmiş olmalısınız. 3 haftalık oldu." Ochako ve Tooru birbirine baktı. Biliyorlardı.
"Mutlu musun?" Rei yanına geldi ve elini omzuna koydu. "Olacağız." Bu onun tekrar gülümsedi ve şoktan donmuş olan Ochako'yu rahatlatmak için yeterliydi. "Sizler gerçekten her defasında bir şok getiriyorsunuz yanında. Deli çocuk gel şuraya."
Ochako'yla sarıldılar. "Üzgünüm, Kendim söylemek istemiştim." Kıkırdadılar. Katsuki her şeyi tek seferde sığdırmıştı ama galiba böylesi iyiydi.
Tooru da yanlarına gelip elini omuzlarına koydu. "Galiba teyze oluyorum." Bu cümle o anda kahkahaya sebep olmuştu.
Shinso'nun gerginliği ise hala uzerindeydi. Ne olursa olsun bubkelimeyi duyduğunda korkuyordu. Hamile olduğu için ağlayan, orası tarafından önce eziyet görüp sonra sokağa atılan ya da zorla ameliyata sokan insanlar biliyordu. Korkması elinde değildi. Katsuki'ye baktığında onu anladığını biliyordu. Rei'in biraz olsun dayak yememesinin imkansız olduğunu biliyordu.
Sıra Rei ve Haru'nun ilişkisine geçince Katsuki en zor kısım gecitigi için rahatladı. Biraz daha muhabbeti dinliyormuş gibi yapıp kendi odasina geçmeliydi.
"Katsuki, iyi misin?" Kafasını koltuktan kaldırdı ve herkesin ona baktığını gördü. "Ne oldu?" Deku elinin üzerine elini koydu. "Deminden beri sana sesleniyoruz. Hasta mısın?" Vücudundaki halsizlik kesinlikle artmıştı ve yavaştan terliyordu. Tüm kedi-insanlarin anladığından kesinlikle emindi. "İyiyim. Ama artık odama geçeceğim siz oturun."
Ayağa kalktığında dengesini sağlaması biraz uzun sürünce deku onu yakaladı. "Yanıyorsun. Gerçekten hasta-" Ne olduğunu anlayan Deku'nun bir saniye duraklamasıyla Katsuki kendini kurtardı.
"İyiyim dedim di mi? Kızgınlık filan geçirmiyorum." Geçmişinden beri refleks olarak söylediği cümle... ilk defa bu kadar anlamasızdı ve bu kadar acıtmıştı.