Yurt

131 27 6
                                    


Aşırı fazla baş ağrısıyla uyanan Deku'nun nerede olduğunu anlaması birkaç dakikasını almıştı. Ama kafa karışıklılığının biraz bile azaldığı söylenemezdi.

Kollarında sarılı halde uyuyan Kacchan bir kenara eve nasıl geldiğini bile hatırlamıyordu. Yine de kalkma için hiç acelesi yoktu. O uyanan kadar kolunda uyuyan kacchanı seyredebilirdi. Dağınık saçları, kulakları ve kapalı gözleriyle gerçekten bir kediye benziyordu.

Uyanır diye dokunmaya bile cesaret edemezken bir anda açılan kapıyla Katsuki'nin kulakları oynamıştı.

"Midoooo-" Kiri kötü bakışları gördüğü gibi sustu ve Katsuki'yi fark etmesiyle gözleri kocaman açıldı. Sinsice gülümsedikten sonra kahve bardağını karıştırıyormuş gibi yapıp kapıyı kapatmadan önce eliyle onay işareti yapmıştı.

Dilinden kurtulamayacağı belliydi.

Katsuki ise elbette uyanmıştı. Burnuna dolan güzel koku dün geceyi hatırlamasına yetmişti. Deku'nun uyanık olduğu kalp atışları sayesinde belli oluyordu. Ne zaman kalksa diye düşünürken dürtülmesiyle şimdi olduğuna karar verdi.

"Kacchan, uyan hadi." Bilerek yavaşça gerindikten sonra gözlerini açtı. Dibinde olan yüzle yeşil yakutların parıltısını görebiliyordu. "Ayıldın mı en sonunda?" Deku kıkırdadı. "Evet. Odaya sen mi getirdin?"

"Evet. Hatırlamıyor musun?" Kafasını iki yana salladı. Katsuki gülmeye başlarken Deku geri çekildi. "Ne oldu?" Sarhoşken nasıl olduğunu hatırlayıp omuzlarını düşürdü. "Ne kadar kendimi rezil ettim?"

Katsuki kendine gelip ayağa kalktı ve kapıya ilerledi. "Gülmem için yeteri kadar.Merak etme anlatmam kimseye." Kapıdan çıktıktan sonra mırıldandı. "Anlaşılan ölmek istemiyormuşsun aptal."

Koridor sonundaki kapıdan geçip kendi odasına girdi ve üzerini değiştirdi. Bu sırada içinde bastırıcı olan kutu tekrar gözüne takılınca kararını çoktan verdiğini biliyordu.
....

Deku aşağı indiğinde Kiri'yi mutfakta iki bardak kahveyle bulmuştu. "Dün gece anlaşılan güzel geçmiş." Deku gözlerini devirdi. "Hiçbir fikrim bile yok. Sen hatırlıyor musun?" Kahveyi ona uzattı. "Evin girişinde hayal meyal Katsuki'yi gördüğümü hatırlıyorum. Sonrası yok."

"Anlaşılan beklemiş." Bunun bariz olduğunu bildiği için cevap vermedi. "Şirkette boş vaktimiz olursa konuşmamız gereken çok şey var. Ayrıca Mina ve Tsuyu yurtla ilgili konuşmak için çağırmış. Mesaj atmışlar." Deku şaşırmış gibi yaptı. "Kiri işlerle ilgilenmek istiyor." Gözlerini devirdi. "Yılın başı hevesim gelmiş. Zorlama. Ayrıca Ochako'ya bize sandviç hazırlamasını söyledim. Onları alır çıkarız." Onayladıktan sonra odasına, üzerini değiştirmeye gitti. Duş alsa güzel olurdu ama vakti yoktu.
...

"Günaydın Katsuki." Kafasını salladıktsn sonra sofrayı kurmaya basladı. "Dün akşam sorun çıkmadı değil mi?" Mırıldandı. "Hayır."

Dün yatma vaktine yakın Katsuki Deku'yu sormuş ve geç saatte geleceğini öğrenmişti. Ochako başlarına bir şey gelmediğinden emin olmak için onları bekleyecekti. Ama Katsuki buna izin vermemiş ve kendi bekleyeceğini söylemişti. Kısa süreli çıkan tartışmayla Ochako pes etmişti. Nedenini tahmin edebiliyordu. Belki de bu yüzden engel olmak istememişti ve odasına gitmişti. Deku için mutluydu. Tüm hayatını Kacchan'ı kurtarmak için düzenlemişti.

İçeri giren ikizler günaydın diyerek hazır sofraya oturmuştular. Bir süre sonra sonra gelen Kiri ve Deku hazır sandviçleri alıp işe gitmiştiler. Tooru dün yurduna gitmiş, Shinso ise neredeyse görünmez olarak içeriye geçip yerine oturmuştu.

Onlar için normal bir sabah olsa da akşam ikizler gittiğinde ev cidden boşalacaktı.
...

Şirket binalarına vardıklarında hızlıca güne başladılar. Birkaç yeri ziyaret edip her şeyin yolunda olduğundan emin oldular ve koruma vardiyalarında sorun çıkan yerlerle konuşup durumu düzelttiler. Öğlenden sonra birkaç gizli barı ziyaret edip anlaşma koşullarını konuşup durumu incelemistiler. Kedi-insan'larla ilgileri olmasa da işe yarayabilecek bir antlaşmaydı.
...

En sonunda güneş batarken yurt binasına varmıştılar. "Çok yoruldum." Deku onayladı. "Bu yüzden rapor okumayı dah çok seviyorum." Kiri omuz silkti. "İkisi de berbat işte. Kendi evime gidip bayılmak istiyorum."

Arabadan inip bahçede oturan herkese selam verip içeri geçtiler. Herkes Deku ve Kirishima'yı tanıyordu; Deku ve Kirishima da hepsini tanıyordu. İsimlerini ve yüzlerini unutmamışlardı.

Alt katta bulunan ofise girdiklerinde ikili çoktan onları bekliyordu. Kiri girdiği anda gözleri açıldı ve gülümsedi. "Kimleri görüyoruz? Mina Hanımefendi, harika olmuşsunuz." Göz kırptığında Mina, hafif pembeleşen yankalarını gizlemis ama kızmayı da unutmamıştı. "Kes sesini. Tsuyu-chan ısrar etti." Gerçekten üzerine giydiği beyaz gömlek, siyah deri ceket ve etek seti Tsuyu'nun 'ilk iş günü' hediyesiydi. O da kendini tutamayıp saçlarını iş topuzu gibi yapıp tam anlamıyla iş kadını olmuştu.

"Kesinlikle sana yakışmış. Odanı ayarlayabildin mi?" Mina hevesle kafasını salladı. "Evet. Oda gerçekten güzel. Çoktan dekorunu değiştirmeye başladım. Uzun süre oradayım gibi."

"Reddeden yok. Artık bizden birisin. Peki niye çağırdınız?" İki kız ciddileşti. "Karşıya oturun." Koltuklara oturduktan sonra son maliyet tablolarını gösterdiler.

"Kurslara gelen son zamları ve artan kişi sayısını düşünürsek artık bir şeyleri değiştirmemiz lazım." Deku da onayladı. Bina için ayırdıkları bütçe ucu ucuna yetiyordu ama her zaman yeni birilerinin gelme ihtimali vardı.

"Yapabileceğimiz değişikliklere baktım ama sağladığınız imkanlar göz önünde bulundurulunca hiçbir şeyi kısamadım. Kurslarla ücret için tekrar konusmayı deneyebilirsiniz. Ayrıca bağış paralarını kurslar yerine öğrenci bursları için ayırırsak daha iyi olur diye düşünüyorum. Birbirlerini karşılıyorlar."

Mina'nın yorumunu onayladılar. "Öyle olsa da şirketten size biraz daha pay ayırmamız lazım. Ayrıca koruma görevlilerini yetiştirmek ve maaşları için de para gerekiyor." Kiri nefesini verdi. "Bu yüzden evraklarda nefret ediyorum. Jirou'yu çağırmamız lazım. Bizden daha bilgili."

Deki kıkırdadı. "Şimdi ararsak muhtemelen sadece kapanan telefon bizi karşılar. Yarın söyleriz ve hafta içi buraya uğrar beraber konuşuruz. O zamana kadar ödenmesi gereken ücret var mı?" Tsuyu nefesini verdi. "Kursları ödeyebiliriz ama öğrenci burslarının bir kısmı açıkta kalıyor."

"Ne kadar gerektiğini söyle. Bende kendi hesabımdan sana atarım. Öğrencilerimizi her şekilde korumalıyız." Şu anda eğitimini kontrol ettikleri 20 tane öğrenci vardı. Hepsi farklı yerlerden de burs alsa da Deku onlarım rahat olduğundan emin oluyordu.

"Bu kadar önemsediğinizi bilmiyordum." Mina'ya gülümsedi. "Eğitim her türlü önemlidir. Belli bir seviyeye kadar gelmişlerse sınava girmelerini tercih ederim." Kiri de ekleme yaptı. "Denki gibiler gibi özellikle." Mina ona yandam bir bakış attıktan sonra geriye yaslandı. "Eğer daha fazla iş konuşmayacaksak size söyleyeceğim tek şey buranın harika bir sistem olduğu. Muhteşem ikilisiniz."

Sözlere karşı utandılar ve ikisi her yeri incelemeye başladılar. "Sadece işimizi yapıyoruz. Önemi yok." Kızlar kıkırdadılar. "Yurttan ayrılan kişiler olacak yakında. 40 kişilik boşluğumuz var." Onayladılar. "Aklımızda tutarız."

"Yemek için kalır mısınız?" Deku maalesef der gibi kafasını salladı. "Haru ve Samu'nun gitme vakti geldi. Trenlerine götürmem lazım onları. Ama biraz daha kalabilirim." Kiri geriye yaslandı ve gerindi. "Yorgunum ama neden olmasın? Evde yiyecek bir şey yok zaten."

Kiri evini sevse de bazen çok büyük ve boş geliyordu onun için. O yüzden kaç gece evden kaçıp deku'nun misafir odasında kaldığını hatırlamıyordu bile. Neredeyse orada yaşıyormuş kadar eşyası vardı. Ama kendi evinden korkmuyor ve yalnızlığı seviyordu. Sadece fazla geldiği zamanlar gerçekten yalnız olmadığını hatırlatacak birini arıyordu.

Kedi-İnsan (Dekubaku)Onde as histórias ganham vida. Descobre agora