Hastane

16 5 0
                                    


Katsuki uyandığında acaba rüya mı gördüm diye düşünse de olduğu yer, vücudunun ağrısı ve yanı başındaki deku gerçeği gösteriyordu. Bebeklerini görme isteğiyle dolup tasarken etrafta görmemesi sinirini bozmuştu.

"Deku." Anında gözlerini açmıştı. "Kacchan, uyandın mı? İyi misin?" Kafasını iki yana salladı. "İzumi ve Hiyori?" Ayağa kalkarak kapıya ilerlemeye başladı. "Erken doğdukları için özel bakım küvezindeler ama sorun yokmuş. Uyandığında beslenmeleri için getireceklerini söylemişlerdi."

Rahatlamıştı. Erken doğum gerçekten endişelerini arttırmıştı ama en azından onları görebilecekti. Deku çıktığında hala şiş karnına baktı. Evet, kilo almıştı ve üstüne şu anda rahmi hala iki bebek kadar büyüktü ve inmesi ortalama bir ayı bulacaktı. Dış görünüşünü fazla önemsemese de kendini dinç tutmak için yediklerine dikkat etmeliydi.

Kapının dışındaki tanıdık sesler ve içeri girenlere hiç şaşırmamıştı. "Katsuki!! Ben amca mı oldum? Sen de anne-baba mı? Ağlayacağım şimdi." Tooru gözlerini devirdi. "Ben kendimi abla olmuş sayıyorum ve çoktan ağladı Katsu-ni-chan."

"Öncelikle, amca değil abi gerizekalı. İkincisi, ikinizinde ağladığından eminim. Üçüncüsü, çocuklarımı doğurduğuma göre anneyim ama birinizden bile duyarsam pençelerimi görür."

Denki ağzına fermuar çekti. "Anlaşılmıştır." Tooru kafasını salladı. "Her şeyi tam on ikiden vurdu." Kiri kıkırdadı. "Gerçekten ayrı bir havan var." Elbette farklıydı. O Katsuki'ydi sonuçta. Bu sırada birkaç eksik kişi fark etti. "Shinso nerede?"

"Dışardaki sandalyede uyuyor." Şaşırmamıştı. Stresten uykusu geldiğine emindi ama burada uyuyacağını tahmin etmemişti. "Kızlar?" Tooru ellerini önünde birleştirdi. "Çok kötüsün Katsu-nii. Ben kız değil miyim?" Gözlerini devirdi. "Diğer kızlar?"

"Daha haber vermedik. Bebeklerin ve senin durumun daha iyi olduğunda söyleyebiliriz." Mantıklıydı çünkü Mina'nın aşırı korumacı tavrı onu kesinlikle boğacaktı.

O sırada içeri giren İzuku ve Hemşireyle dikkatler bebeklere yönelmişti. "Çok sevimliler." Denki ve Tooru aynı hayranlıkla bakıyordu. Bu da Katsuki'ye annelik hissini gururlandırmasına sebep olmuştu. "Benim çünkü." Denki göz devirse de bu kadar tatlı olacaklarını içten içe biliyordu.

"Eş dışında herkesi dışarı alabilir miyim? Emzirme sürecinde sessizlik onemlidir." Sessiz itirazlarla İzuku dışında herkes çıkmıştı "Sırayla beslemeniz daha iyi olur. Ayrıca hassas ve yavaş hareketlere tutun." Gözlerini devirdi ve ellerini öne uzattı. "Biliyoruz herhalde."

Hemşire gülümsedi. "Maalesef söylemek zorundayız. Ama not düşmem gerekirse Kedi-insanların yavrularına nasıl yaklaştıklarını birkaç defa gözlemlemiş biri olarak, bazı şeyleri bizden daha iyi bildiğinizi söylemek isterim."

Dediklerine gulumsedikten sonra sarı kulaklı hiyori'yle ilgilenmeye başlamıştı. Uyandığı için huysuz şekilde ağlaması kulaklarını çınlatsa da kendi kokusunu almasıyla sakinleşmişti. Kuyruğu alttaki koluna yarım dolağında az da olsa sabitlemişti kendini. "Deku üstümü açsana." Önce kırmızı olan Deku yavaşça eğilerek hastane elbisenin sağ göğüs kısmını açtı. Ufaklık emmeye başladığında bu bebeğe can verdiğinin farkında olmak koruma içgdüsünü iki katına çıkarmıştı.

Deku ise o sırada kardeşinin gürültüsüne uyanan İzumi'yi tutuyordu. Kacchan erkek bebeği için İzuku'nun ismine benzer olarak bu adı önerdiğinde öyle bir ağlamıştı ki sonra kendi bile utanmıştı. Hem kurtarıcısı hem de hayat arkadaşı olmasına karşılık o da bebeklerine benzer isim koymayı uygun görmüştü.

Hem kendi ismiyle hem de ailecek birbirleriyle uyumlu isimleri olmuştu ikizlerin. Kendisi daha iyisini bulamazdı.

Bebek degisimi olduğunda karnı doyan Hiyori babasının göğsünde onu koklamış ve hafif gulumsemişti. Ya da İzuku sadece görmek istediğini görüyordu ama bebeği onu tanımıştı. Kalbi patlayacak gibi atsa da biraz sakinleştirmeye başarmıştı.

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now