kriz

112 22 14
                                    

"Deku erken mi gitti?" Katsuki tabakları söylenerek masaya koydu. "Evet. Beni uyandırmadan nasıl odadan çıkabildi anlamıyorum. 3 sabahtır böyle."

"Uykunun ağır basması normal olan bir şey." Gözlerini devirdi. "Bizim için değil. İlla söyletecek misin?" Ekmeğini tabağına aldı. "Reddetmiyorum. Ama benim 5, senin 3 ayı geçti. Bir yere alışmak için yeterli süre."

Yerine oturduktan sonra biraz düşündü. Bazı konular haricinde. "Haklısın." İnanmakta zorlanıyordu ama buraya geleli 3.5 ay olmuştu. "Bu arada tam tarihi biliyor musun?"

"14 olmalı." İnleyerek geri yaslandı. "Birkaç güne kızgınlığa gireceğim. Üzerimdeki yorgunluğun sebebi belli oldu." Katsuki sırıttı. "Yine çok güleceğim desene." Kaşlarını çattı. "Benimle dalga geçme."

"Önce mutluyken bir an sonra öfkeden köpürmeye başlarsan elbette güler sonra odana kitlerim." Gözlerini devirdi. "Son kısmı yaptığından emin ol yeter."

Katsuki ani hisle yerinden kalkıp banyoya koştu ve  midesini boşaltmaya başladı.  Nefes nefese duvara doğru çöktü. O sırada yanında olan Shinso sifona basıp omzundan destekle kaldırdı onu. "2 gündür böyle uyanıyorsun. Yeter ama doktora gidiyoruz. İlla randevu vardır."

"Boşver. İyiyim ben." İnanmaz şekilde baktı. "Hasta halimle dışarı çıkıp seninle ilgilenmek istiyorum ve reddediyorsun?" Söylenerek merdivenlere yöneldi. "Çok da mütevazısın."

"Ochako'yu aramamı istemiyorsan sus." Shinso'nun konuşmaya başlaması bazen hiç iyi hissettirmiyordu. "Sakın yapma."

"10 dakika." Odaya vardığında karnına baktı ve gerginlikle elledi. Son zamanlarda farklı olduğunun kendi de farkındaydı. Gereksiz birkaç duygusallık yaşamış ve vücudu sağlıksız olan her şeyi reddetmişti. Neyle ilgili olabileceğini biliyor ama aklına getirmiyordu. Doktora gitmek kesinlikle istemiyordu ama marulun şimdiye kadar susması bile ona çok zaman kazandırmıştı.

Almak zorundaydı. Değil mi?

"Hazır mısın?" Kapıyı açtı. "Doktora değil eczaneye gidiyoruz." Ağzını açtığında Katsuki bir bakışıyla susturdu. "Görürsün. O yüzden beni takip et. Otobüsle 2 durak filan gideceğiz."

"Sen bilirsin." Korumalara haber verdiklerinde bir tanesi onlarla beraber dışarı çıktı. Canlı konumdansa bu daha güvenliydi şu anda. Ayrıca Dkeu'ya haber verdiklerinde baş ağrısı ilacı diyebilirdi.

Korumayı kapıda bırakıp ikili içeri girdi. "Hoşgeldiniz." Kızın guulumsemesi onları görünce daha çok artmıştı."

"Bir tane..." Titreyen ayağını durdurup derin nefes aldı. "test." Kadın ona doğru eğildi. "Efendim.. ne testi dediniz?"

"H-hamilelik." Shinso ona şok olmuş suratla bakarken kız poşeti bir şey demeden uzattı. "Nakit mi?"

Parayı uzatıp ifadesiz ifadeyle geldikleri yolu geri geldiler. Eve girdikleri anda Shinso omuzlarından tutup onu kendine çevirdi. "Bir sey mi oldu? O mu yaptı? İstemediğini söylersen şu an buradan kaçarız." Kafasını iki yana salladı. "Kesin bile değil. Biraz sakin ol aptal."

Kendini banyoya kapadı ve derin nefes aldı.
...

3 dakika sonunda testi ters çevirmeye korkuyordu çünkü kedi-insanlar hamile kaldığında ne yaşadığını gün be gün görmüştü. Çektikleri eziyetleri, sokağa atılmaları, zorla düşük yaptırmaları, çocuk doğduktan sonra hemen anneden ayrılıp gönderilmesi ve en kötüsü, küçük bebeklerin öldürüldüğünü görmüştü. Hamilelik korkusu buydu. Sonuna kadar saklamasının ve direnmesinin nedeni  buydu. Mutlak korkusu.

Hala emin değildi gerçi. Kalan azıcık mantıklı tarafı Dekunun böyle bir şey asla yapmayacağını söylüyordu.
önce sorardı. Konuşurdu. Böyle biri olmadığını biliyordu. Negatif çıkacağını düşünüyordu.

Ama pozitifti.

Titreyen elleriyle sonucu elinde sıkıp kapıyı açtı. İfadesiz suratiyla murfaga girdi. Test elinden yeri boyladı ve mantığını tamamen kaybetti.

Tamamen duygularıyla düşünürken ve eline geçen her seyi parçalamaya başladı. Tabaklar, bardaklar, kaseler.yeri boylarken o durmuyordu. Önce kaldığı yeri yerle bir edecek sonra kaçacaktı. Daha sonrası önemli değildi. "KATSUKİ NE YAPIYORSUN SEN!"

"BIRAKIN BENİ! BU YERİ PARAMPARÇA EDECEĞİM. GÖRÜCEKSİNİZ!" Elindeki tabakları yere atıp kırdığında Shinso'nun ellerini pençeleyerek kendini kurtarıp dolapları boşaltmaya devam ederken Shinso girişin yanındaki testi alıp içinden küfür etti.

Yardım edebilecek bir kişi vardı sadece.
...

Toplantının ortasında olan Deku'nun telefonu çaldığında özür dileyerek çıkmak için izin istedi. "Acil bir arama olmasa kalkmazdım kusura abkmayın."

"O kadar acildr burada da açabilirsiniz. Hiç önemli değil."

Sahte gülümsemesiyle telefonu açtı. Shinso'nun onu araması normal bir durum değildi. "Evet?"

"HEMEN EVE GELİYORSUN SENİ APTAL! KATSUKİ ÇILDIRDI VE ONU SAKİNLEŞTİREMİYORUM!"

Yüzünün rengi solarken Kiri'ye baktı. "Kacchan'ın başı dertte." Arkasını dönüp koşar adımlarla dışarı çıkarken onunla ayaklanan müşteriyi Kiri durdurdu. "Sizinle ilgili bir şey yok ama konu aile olunca hiçbir şey onu burada tutamazdı. Yine de endişeniz için teşekkür ederim ve bunun icin özür dilerim."

Kapıya baktıktan sonra geri yerine oturdu. "Ailenin önemini bilirim ve az önceki korkuyu da normal bulurum. Umarım kötü bir şey olmamıştır."

"Sizi haber edebiliriz elbette ama öncesinde farklı bir toplantı-" elini kaldırdı.

"Şartlarınız yeteri kadar güzel. Ayrıca aileyi on plana koyan bir şirketle samimiyetimim olsun isterim. Kabul ediyorum."

Bu anı mi buldu diye düşünerek El sıkıştıktan sonra arkasını döndü ve kendi arabasına binip Katsukikerin evine doğru yola koyuldu. "Bakalım şimdi ne oldu?"
...

10 oya yeni bölüm.. (bıkmadan şansımı denemeye devam)

!!Sövmeden önce biraz mantıklı düşünün. Katsuki kızgınlığını saklamasının en başından beri nedeni hamile kalmaktan korkması ve o yerlerde çekeceği eziyetti. 10 yıl boyunca her ay unutmadığı ve her an aklına kazınan korkusu birkaç ayda düzelemez.

Üzerine yaşadığı şokla koruma içgüdüleri tamamen devreye giriyor ve çıldırıyor.

Gelecek bölüm herhalde anlatmak istediğim daha net oturur

Kedi-İnsan (Dekubaku)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora