Ani Karşılaşma

15 5 0
                                    


"Yardım mı? Ayrıca biz derken kim? Hiçbir şey anlamıyorum. Hem neden size güveneyim?" Belki de gereğinden fazla şey söylediği için Hanta odada bir uçtan bir uca sürekli olarak yürümeye devam ediyor ve kendi kendine düşünüyordu. "Çok ani olduğunun farkındayım ama..."

"Biraz mı? Fazlasıyla. En baştan başlasan iyi olur dostum." Bir kelime bile Denki'yi gülümsetmişti. "Elbette dostum. Tüm gece düşünebilirsin."

Hanta kızardı. "Lafın gelişi dedim. Biraz bile güvenmiyorum sana." Denki doğru yapıp yapmadığını bilerek ilk başta sağlam bağlanmamış bağcıklardan elini kurtarıp iki yana kaldırdı. "Düğüm yapmayı kesinlikle öğrenmelisin. Deminden beri sana hamle yapabilirdim, yapmadım ve yatakta bir milim bile kıpırdamadan anlatacağım. O yüzden lütfen dinle."

Şoktan çıkmış çocuk yere oturdu ve saçlarını ellerine daldırdı. İyi bağlanmamış Bağcık onu ölüme bile götürebilirdi.

"O halde neler olduğunu anlat. Artık sorgulayacak enerjim yok."

"Pekala. Fazla bir kısmını anlatamam ama o kapanan yer bilerek kapatıldı. Orada olan kedi-insanları kurtarmak için." Tek kaşını kaldırdı. "Yani söylenti doğruymuş. Kedi-insanlara takınlı sapık biri o Deku." Bu söylentinin varlığını tamamen unutmuştu. "Hayır hayır ya. Bende oradaydım ve şu an tanıdığım tüm kedi-insanlar kendi hayatlarını yaşıyor. Katsuki'yi biliyor musun?"

"Nerden bileyim? Burada olan tüm kedi-insanlaı bile tanımıyorum." Eh, hakkı vardı ama Katsuki çok yer görmüştü. Denk gelmeleri olası gibi görünüyordu.

"Tamam bak senden tek istediğim bu yerin muhasebe bölümü. Ardından odadan çıkacağım ve beni bir daha görmeyeceksin." Anında ayaklandı. "Asla olmaz. Git ve beni şikayet öyle değil mi? Kanmam."

"Deminden beri ne anlatıyorum? Size asla zarar vermem ve yardım etmeye çalışıyorum." Hanta sinirlenmeye başlamıştı.  "İnanmak için bir sebebim yok. Ayrıca Deku'ya çalışıyorsan seni şikayet etmek benim işime gelir."

İşler terse dönemeye başlamıştı. "Telefonumda çok fazla kedi-insanla çekilmiş fotoğraf var. Onlara bakmaya ne dersin? Biraz ikna edebilir mi seni?"

"Yalanı anlayabilirim." Omuz silkti. "Odaya girdiğimden beri yalan söylemedim." Gözlerini devirdi. "Farkındayım. Telefonun nerede?"

Telefonunu karıştırmasının bitmesini beklerken sessiz kaldı. "Bu kızıl kafa ile baya yakınsın anlaşılan." Denki nefesini verdi. "Sevgilim. Asıl sen kedi-insanlara odaklansana. Birkaç fotoğraf önce toplu bir doğum günü fotoğrafı var. Kırmızı gözlü, sarı saçlı olan Katsuki. Mor saçlı olan Shinso. Daha küçük sarı saçlı olan Tooru, ablası gibi görünen diğer sarı saçlı annesi Kiyoko, kucağında olan ufaklık Eiji. Hepsi arkadaşım. Ayrica orada Deku ve Kirishima da var."

Sessiz kaldığında ekledi. "Onlara güvenmeyebilirsin ama en azından bana güvenmiş olmalısın."

"Peki bu kim?" Fotoğraftaki yüze gülümsedi. "Üniversiteden arkadaşım Shindo. Aynı sınıftayız." Bakışlarında tereddüt vardı. "O sana güveniyor mu?"

"Bence evet. Sınıfta bir tek benle konuşuyor ve okula gitmediğimde illa haber veriyorum ya da o bana soruyor. Benimde okulda en iyi anlaştığım kişi."

"Sana inanmam için bir sebep daha söylersen, seni serbest bırakırım." Bakışları değişmişti. Shindo'yu tanıdığından emindi ama nerden olduğunu sormak istese de susmak zorundaydı. "O halde şunu sorayım. Dibine kadar korktuğum ve nefret ettiğim bu yere gelmem için başka bir sebep düşünebiliyor musun? Neden kurtulmuşken tekrardan beni tanıyan insnalarin olabileceği bir yere geleyim? Kolay değil burada olmam."

Sonra gülümsedi. "Ama kendime söz verdim. Hepiniz kurtulana kadar durmak yok." Hanta en sonunda doğru söylediğini düşünüyordu. Telefonun her yerini karıştırsa da kendisi için sorun oluşturacak bir şey yoktu ve bu teleofnda deku'yu tehlikeye atacak şeyler de iceriyordu. O ona güvenmese de çocuk ona güvenmişti.

"Tamam. Sana güveniyorum. Hareket edebilirsin." Havada olan elerrini indirdi. "Ellerim koptu." Çocuk yanına oturdu. "Ee, muhasebe de ne yapacaksın?"

"Bir iki dosya çalmam lazım. Nerede?"  Tavanı gösterdi. "Her şey bir üst katta. Dikkat et kameralar var. Ayrıca kapıların üzerinde isimler yazıyordur. Oraya hiç cikmadigim için daha fazla yardım edemem."

"Teşekkür ederim." Ayağa kalktı hemen. "Çıkarken yeniden uğrayacağım yokluğumu hissettirme lütfen." Sonra gülümsedi. "Daha sonra ziyaretine gelebilirim."

Onunla beraber ayağa kalktı. "Benim için değişen bir şey yok."

"Bana değişir. Pekala kapıdan uzak dur şimdi." Dışarıdan ses gelmediği için kapıyı açmasıyla karşısında kolunun altında bir kızla Kiri'yi görmesi bir olmuştu. İkisi de aynı şaşkınlıkla birbirine bakarken kendine daha hızlı gelen Kirishima yanındaki kızı boynuna vurarak bayılttı ve Denki'yi de kendisiyle beraber odaya iterek kapadı kapıyı.

"Bu o kızıl kafa değil mi? Hey şanslısın." Hiç mi hiç şanslı değildi. Bu kadar çabuk harekete geçeceğini düşünmüyordu.

"Denki, açıklamak için sadece 1 dakikan var." Parmağıyla tavanı gösterdi. "Maili okudum. Bu hanta. Bana yardım etti. Muhasebe üst katta. Ve sürpriz." Kiri parmaklarını alnına bastırdı. "Sen gerçekten bir delisin. Başına her şeyin gelebileceğini bile bile neden böyle bir risk aldın?"

"Neden mi? Beni korumak istediğinin farkındayım ama her şeyden bu kadar uzak olmaya katlanamıyorum." En başından buraya gelmesinin nedeni buydu. Belli plandan haberi olup neden o planın ayrıntılarını bilmiyordu. Bu da onu delirtiyotdu. Neden sevgilisine yardım edemiyordu? Geçmişi yüzünden mi? Umrunda değildi.

"Burası en çok dikkat etmemiz gereken yer. Her taraf düşman kaynıyor. Hayatın tehlikede ve sen de birine mi anlattın? Dikkatli olmalısın." Hanta iki elini kaldırdı. "Hey, bana kalsa onu sabaha kadar elleri bağlı şekilde bırakacaktim ama beni ikna etti. Önemli değil."

Kiri tek kaşını kaldırdı. "Genç Katsuki gibi düşün. Neye uğradığımı şaşırdım." Kafasını salladı. "Yani bize yardım edeceksin." Omuz silkti. "Tek bildiğim şey burayla ilgili her şey üst kattaki odalarda. Denki'nin bana zarar vermeyeceğini düşünüyorum. Sizin gitmemizden herhangi bir zararım da yok. Hatta belki kârım olabilir."

Yerde yatan kadına bakarak iç geçirdi. "Onun yerinde olmaktan iyidir." Denki varlığı unuttuğu kadına baktı ve kucağına alarak yatağa yatırdı. "Aynı şekilde içeri girmeyi düşünmüşüz." Kiri konuya girmedi. Yeteri kadar vakit kaybetmişti.

"Ben gelene kadar burada bekle." Reddedeceğini bildiği için yerde olan ipi eline aldı. "Buraya kadar geldikten sonra beni göndermezsin." Gülümsedi.  "O yüzden kendimi garantiye alacağım."

Ve 5 dakika sonra elleri ve ayakları aynı ipe bağlanmış şekilde duruyordu. "Seni öldüreceğim." Kirishima kıkırdadı. "Ölmediğine şükret sevgilim." Yanağından makas aldı. "İkiliyi sana bırakıyorum." Hanta neyin içine düştüğünden hala emin olmasa da kafasını salladı. "Tamamdır kızıl kafa." Kirishima da kıkırdadı. "Gerçekten Katsuki gibisin." Ardından kapıdan çıktı.

Hanta Denki'ye baktı. "Senin gibi kimsenin ona dokunmasına izin vermiyor ve takma isimle sesleniyor herkese." Çocuk kıkırdadı. "İyi biriymiş." Denki de kurtulamayacağını bildiği çok dinlenmek için yatakta geriye yattı. "Tanışırsınız bir gün."

Ve Tooru'ya, ve Kiyoko'yla ve elbette Shinso'yla. Ona yardım edecekti. Ama ondan önce. "Lütfen şunları çöz. Kaçmaya çalışmayacağım." Kıkırdadı. "Bence seni bağlamasının bir nedeni var başımı derde soktum yeterince."

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now