Mezarlık

123 24 5
                                    


Öğlenden sonra sonuçları kontrol ettirmek için Deku, Katsuki ve Shinso hastaneye gitmişti. Sıralarını beklerken olan tuhaf bakışlar bir yana, hepsinde gerginlik vardı. Sonuçta her zaman bir sorun çıkabilirdi. En sonunda ismi çağrıldığında hep beraber içeri girdiler.

"Shinso-san bugün için size iyi haberlerim var." Tüm kulaklar doktora kitlenmisti. "Rahminizde sorun yok. Tahmin ettiğim gibi hormonlarınızın değerleri normalin çok çok altında. Bu da düzgün ilaç kullanımıyla çözülebilir."

Hepsi rahat bir nefes verdi. "Teşekür ederiz doktor." Nazikçe gülümsedi. "Birde vitamin eksikliği için birkaç ilaç aldım. Düzenli kullanmaya dikkat etsin. Ayrıca 1 yıl kadar bastırıcı kullanmasın. Vücudun dengesini sağlaması gerekiyor. İlac kar tahmini 1 ay sonra etki eder ama 2. aya uzarsa lütfen yine randevu alın."

"Her şeyin düzgün gittigen emin olacağım ama bir sorun çıkarsa haber veririz." Kalkmaya hazırlanırken Shinso elini kaldırdı. Çok gergin görünse de doktora bakıyordu. "Yani bu istersem cocugum olabilir demek, değil mi?" Doktor gülümsedi. "Evet. Elbette sıkı kontroller eşliğinde bir sorun çıkmayacağını düşünüyorum."

"İlaç listesini alabilir miyim?" Doktor listeyi uzattı. "Karşıdaki eczaneden alabilirsiniz. Geçmiş olsun."

Hastane kapısından çıktığında Katsuki derin nefes verdi. Kendi bile gerildiyse Shinso'yu düşünemiyordu. Annelik ve koruma içgüdüsü her zaman vardı. Bu yüzden kendine dikkat ediyordu. Bastırıcıları içmemesinin başka bir sebebiydi.

"Sorun çıkmadığı için mutluyum Shinso-san. Siz arabaya gidin isterseniz. Ben ilaçları alır gelirim." Kafasını iki yana salladı. "Geliyorum." 2 tane hormonal, 4 tane de vitamin ilacıyla çıkmıştılar ama hepsi mutluydu.
...

Eve geldiklerinde durumu herkese anlatıp derin nefes almalarını sağlamıştı. Deku tekrardan ise gitmiş ve üçlü yalnız kalmıştı. Gerçi birkaç gün öncesine göre evde büyük bir farklılık vardı.

Ağlayan bebeğin sesini duydukça Katsuki ayağa kalkıp ilgilenmek istiyordu ama Kiyoko zaten onunlaydı her zaman.

"Katsuki!" Okuduğu kitaptan kafasını kaldırdı. "Akşam için yemeği ben yapmak istiyorum. 1 saatliğine Eiji'ye bakabilir misin?" Bir yanı durumdan fazlasıyla memnunken bir yanı korkuyordu. "Olur." Kararsız kalsa da sormak zorunda hissetti. "Özellikle dikkat etmem gereken bir şey var mı?" Ne olursa olsun o bebek bakmayı bilmiyordu. En küçük 8 yaşındaki çocuklarla vakit geçirmişti.

"Koltuktan kendini yere atmaya çalışabilir. Karnı tok zaten. Birde tırnaklarına dikkat et." Yerinden kalkıp ikili koltuğa oturdu. Kumral saçlı çocuk mavi gözleriyle ona bakıyordu. Elini uzattığında çocuk yakaladı. Tırnakları keskin olmasa da hissediyordu. "Daha kendini bile tanımıyorsun değil mi?"

Ufaklığın kuyruğunu hafifçe tutup ona gösterdi. "Bu senin kuyruğun." Tuhaf bir sesle elini uzattı ama kuyruğu çoktan arkaya gitmişti. Bu sefer gülerken aramaya dönmeye çalışmıştı.

Katsuki bu haline gülerken kendi kuyruğunu getirdi. "Bu da benim." İki eliyle ttuup biraz kıvırınca Katsuki acıyı hissetti ama bir şey demedi. Zaten az sonra bırakmış ve ilgisini kendine çevirmişti.

2 saat geçmesine rağmen Katsuki onu bırakmaya niyetli değildi. En son akşam yemeği vaktinde beslemesi için annesine geri vermişti. "Bebeklerle iyi anlaşıyorsun galiba." Kafasını iki yana salladı. "Hiç yavrulara bakmadım." Kadın gülümsedi. "O halde doğal yetenek."

Deku da kıkırdadı ve arkadan sarıldı. "Kacchan her şeyde çok iyi." Anında kızarırken eliyle ittirdi onu. "Kes sesini Deku!"

Tooru kıkırdadı. "Emin misin Katsu-ni-chann? Kızarmış benziyorsun." Kaşlarını çattı. "Susmazsan senin yüzünde de bir tane kızarıklık olacak. Utançtan değil."
...

Kedi-İnsan (Dekubaku)Onde histórias criam vida. Descubra agora