Bölüm 21

243 48 22
                                    


Şehrin merkezinden uzak yeni yapılan yeşiller arasındaki binaların arasından geçerken en sonunda durdular. "İşte burada kalıyoruz." Katsuki yan duvarları bitişik olan mavi renkli iki eve baktı. "İkisinde mi?" Kıkırdadı ve arabdan beraber indiler. "Birinde kedi-insanlar kalıyor. Ev içinde iki tane bağlantı kapısı var." Oraya ilerlerken Katsuki merakına engel olamadı. "Neden bu kadar yakın tutuyorsun?" Elini ensesine attı. Bir şeyi söyleyip söylememek arasında kalmış gibiydi. Bu kesinlikle sinir bozucugsu ama repki verecekken cevabını almıştı. "Şey, çoğunu senin kaldığın yerden daha kötülerinde buldum. Ve onlara yardım ettiğim için bana biraz bağımlı oluyorlar ilk aylarda. Ama eninde sonunda hepsi düzelip ayrılıyor." Kafasını salladı sadece.

Soldaki eve yürüyüp kapıyı çaldı. Saniyeler sonra hızlı adım sesleri gelmiş ve kapı bir anda açılmıştı. Açık kahverengi saçlı, kabarık kedi kulakları olan bir kız kendini Deku'nun kollarına atmıştı. "Deku-kun! Çok özledim seni."

Deku hafif gülümseyerek biraz sarılmış ve Katsuki şaşkın bakışları altında kızın kollarını boynundan ayırmıştı. "Üzgünüm Ochako-chan şu sıralar uğrayamadım. Nasılsın?" Kız gülümsedi. "Her zamanki gibi!" Hafif kızararak bakışlarını kaçırdı. "Gerçi kızgınlığım yaklaştığı için çabuk yoruluyorum." Deku kafasını okşadı yavaşça. "Kendini zorlama. Bu arada."

Katsuki'nin omzuna elini koydı. "Katsuki. Aramıza katılacak yeni kişi." Kız ona da hafif şaşkınlıkla baktı. "Katsuki demek. Tanıştığımıza sevindim adım Ochako." Sadece kafasını salladı. "Onu tek kişilik odaya yerleştireceğim. O sıra beraber oturmak için yiyecek hazırlayabilir misin?"

Cevap vermesini beklemeden elini tutup içeri girmişlerdi. Koridorda dümdüz ilerleyerek merdivenlere yönelmişken Katsuki elini kurtardı. "Kacchan? Bir şey mi oldu? Rahatsız olmadığını düşünmüştüm." Cevap vermedi. "Oda nerede?" Üzuku bir şey demeden ilerlemeye devam etti. Üst katta sağdan ikinci odaya girdiler. Çift kişilik büyük yatak, dolap, komodin, küçük bir kütüphane ve yerde halı seriliydi. Normal bir oda. Şu ana kadar sahip olduğu en iyi lüks karşısındaydı.

Yatağa oturdu yavaşça . Deku da yanına oturmuştu. "Sana minnettarım." Şaşkınlıkla Katsuki'ye baktı. "Beni o cehennem çukurundan kurtardığın için." Elini omzuna koydu. Bu sözleri söylemesi bile çok duygulandırsa da deku belli etmememişti. "Bunu düşünmene gerek yok. Sana istediğim için yardım ettim."

Ellerini sıktı Katsuki. Bunu biliyordu. O herkese yardım eden biriydi ve bu evde kalan  kişileri de o kurtarmıştı. Bu yüzden ona bağlanmaları ve önemsemeleri doğaldı. Ama o kızın saçlarını yolmak istemişti.

Ama belki de Deku'nun ona tavırları sadece ona özel değildi. O yanlış anlamıştı her şeyi. Kızgınlık döneminde hepsine yardım ettiğine emindi şu anda. O gecenin hiçbir anlamı yoktu onun için.

Bu düşünce daha da delirmesine sebep olduğunda aklından atmaya çalıştı. O ne derse desin gereğinden fazla burada kalamazdı artık. Sırf ona yardım etti diye diğerleri gibi kendine dokunmasına izin vermeyecekti. Zayıf ve yardıma muhtaç olmayacaktı. Sıfırdan kendi de başlayabilirdi.

"Kacchan? Ne düşünüyorsun?" Sesini duymasıyla kendine geldi. Bu konuyu sonra düşünecekti. "Sadece dalmışım." Deku ayağa kalktı. "Dolapta senin için kıyafet var. Üzerine olmazlarsa yarın dışarı çıkar ve bir şeyler bakarız beraber. Aşağı gelirsin yemek için."

Deku Bir an ona sarılmak için hamle yapmış ama sonra geri çekilmişti. Elini tutturmadıysa sarılması da onu rahatsız edebilirdi. Yavaş ve sakin olmalıydı. Katsuki'nin ona güvenmesini istiyordu her şeyden çok. Geri kalan her şey bekleyebilirdi.
...

"Ochako, her defasında sana bu kadar yemek yapma demiyor muyum?" 6 çeşit atıştırmalık ola masaya baktı. "Ne yapayım sen yokken sıkılıyorum. Ayrıca yeriz beraber. O da çok çok yer hem." Ochako sonra 4. tabağımayarlayıp tepsinin içine yerleştirdi. "Hala konuşmuyor mu?" Kız kafasını iki yana salladı. "Sabahtan akşama kadar aynı koltuktan dışarı bakıyor ve sadece uyumak için odasında kalıyor. Arada kınuluyorum onunla ama tepki yok. En azından yemek yiyor." Mor saçları olan o kedi-insanı Katsuki'nin izine rastlamadan 1 ay önce onları hapsedip hayvan yerine koyan adamlardan birinin evinde bulmuştu. Tahmin ettiği kadarıyla yarı koleksiyoncu olanlarldandı.

Dağınık ve pis kokan barakanın en uç köşesinde sinmiş şekilde oturuyordu onu ilk gördüğünde. Yanına gittiğinde bile hiç tepki göstermemiş ve boş gözlerle bakmaya devam etmişti. Kimse olamasa da kaçmaya çalışmamıştı, kabullenmişti başına gelecekleri. Deku onu kucağına aldığında tir tir titremekten başka bir şey yapmamıştı. Eve ilk geldiğinde bir hafta hiç yerinden kıpırdamamış ve söylenen hiçbir şeye cevap vermemişti. Zamanla kendine gelse de gün içinde yaptığı tek şey pencereden dışarı bakan koltuğa oturmaktı. Belki ışık ona iyi geliyordu. Belki de sessizlik. İkisi ise bunu kabulenmişlerdi. Yemeği yanlarında yemese bile önüne koyulunca yiyordu. Bu da iyileşmesi için bir adımdı sonuçta. Zamana ihtiyaçları vardı.

Katsuki üzerinde uzun beyaz penye ve turucu diz şortu giyerek merdivenlerden indi ve yarı açık kapıdan geçerken içerde oturan kişiye bakıp kaçlarını çattı. İkiliyi masada gülüşürken görünce kendini sakinleştirdi ve yaklaşıp ellerini masaya koydu. "Şu odadaki çocuğu çağırmayacak mısınız?" Midoriya kafasını eğdi. "Hayır. Odasından bile zor çıkıyor. Ayrıca geldiğinden beri bir kere bile konuşmadı. Adını bile bilmiyoruz."

"Shinso." İkili ona baktı. "Geçen yıl kedi-insanlara berbat davranan birinin yanında kalmıştım. Oradaydı ve adam ona fazla takıntılıydı." Düşünerek omuz silkti. "Konuşmaması çok doğal. Benim bile sinirlerim bozulmuştu." Yalvaran gözleri görünce kaşlarını çattı. Bunun anlamnını çok iyi biliyordu. "Lütfen Kacchan. Onunla konuşmaya çalış. Seni tanıyorsa konuşabilir lütfenn." Çektikleri eski eziyet hakkında konuşmak mı? Acaba daha kadar tuhaf olabilir?

Ochako'nun su bardağını düşürmesiyle ikili ona baktı. "Kacchan derken, o Kacchan mı? Hani senin aş-" Deku  ellerini hızlıca masanın karşısına uzatıp kızı susturmuştu. "Senden bir ara bahsettiğim için şaşırdı sadece." Katsuki sorgulamadan yemek dolu iki tabağı aldı. "Konuşmamızı dinlerseniz sizi gebertirim." Pekala, eğer cidden konuşmuyorsa yardım etmesi fena olmazdı.

Gittiğinde deku nefesini verdi. "Ochako, ne dediğinin farkında mısın?' Kız yerinde kıpırdandı. Çok heyecanlanmıştı. "Yalan mı?" Gözlerini devirdi. "Değil ama böyle bir şeyi neden hemen söylersin? Bu konuyu sakın yanında açma." Kıkırdadı. "Tamamm, onu sana bırakıyorum. Çok tatlı biri." Ciddi bakışları görünce kız modunu değiştirdi hemen. "Sence ne konuşacaklar?" Deku Biraz düşündükten sonra kafasını iki yana salladı. "Dinlersem sadece daha çok suçluluk duyacağım. Şimdilik ikisini yalnız bırakalım. Buna ihtiyaçları var."

Çünkü istese bile ona yardım edemeyeceği şeyler olduğunu biliyordu.

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now