Plan yapmalıyız

91 18 2
                                    

-ama yapamadılar arkadaşlar o kadar çok günlük yazdım ki aksiyona geçemiyorum. HELP -

onun dışında tatlı bir çiftler için bölüm oldu. Yazdığıma pişman değilim.
...

Telefon görüşmesi bittikten ikisi de ne yapacaklarını düşünüyorlardı. "O lanet olası bunu nasıl yapmış ve biz nasıl fark etmedik?" Kiri'nin isyanını anlayabiliyordu. "Hepsi gizli giriş çıkışlar. Ayrıca bizim kapattıklarımız direk onun kontrolünde değildi. Belki sadece ana yerlerdedir."

"Kurnaz tilki. Bu sefer kaçmayacak." Jirou içeri elinde tepsiyle girdi. "İkinizde sakin olun artık. Bir plana ihtiyacınız var ama şu kafayla amca bodoslama içeri dalmayı düşünebilirsiniz." Soğuk kahve bardaklarını önlerine bıraktı ve kendini koltuğa attı.

"Mafyalığa bulaşmayı sevmediğimi biliyorsunuz ama bu ana kaynak değil mi? Avcıları yakalarsanız kedi-insanlar kaçırılmazlar." Kiri kafasını salladı. "Evet. Ama satışları barların altında yapıyor. Ve işin kötü yanı adım attığımız anda etrafımızın satılacağı."

"Kılık değiştirmek işe yaramıyor mu yani?" Kafasını iki yana salladı. "Kendi barlarında güvenliği sağlam tutuyor. Sanki sadece özel bir grup girebilirmiş gibi tarama yapıyorlar. Dikkat çekmeden karışmam imkansız."

"Ve oraya girebilen kişilerle bağlantı kuramazsınız." Deku onayladı. "Onun gibilerle asla anlaşma yapmayız. Yani birisi bizim için o yerlere girmeli." Kiri ekledi. "Ya da giren biriyle arkadaş olup kendini kabul ettirmeli."

"İçerde birkaç casus var ama yeterli değil."

"Sayıları biraz olsun artmalı. Ayrıca dışardan takviye birlik lazım."

"Her yer birbirleriyle bağlantılıysa ortak operasyon olmalı."

"Zamanlama."

"Çocuklar nerede olucak? Güvenlikleri sağlanmalı."

"Ne kadar güvenlik var?"

Jirou elini kaldırdı. "Mola. Size ne demiştim? Plan için önünüzde hala zaman var. Acele ederseniz sadece elinizdeki fırsatı tepersiniz. Haksız mıyım?"

Bu sefer konuşmayı kestiler. Deku kahvesinden büyük bir yudum aldı. Aklından geçen onlarca şeyi susturması imkansız olsa da iyi gelmişti. "Sağ ol Jirou-san." Kız göz kırptı. "Kendi aptallığınıza yok olmayın diye uğraşıyoruz. Mina da kesin aynı şeyi söylerdi."

"İkiniz ne ara bu kadar yakınlaştınız?" Sadece gülümsedi. "Ortak yanlarimiz var. Mesela ilgilenmemiz gerekn iki aptal olduğu gibi." Kiri gözlerini devirdi. "Bize bulaşmayı bu kadar sevmeyin." Bitirdiği bardağı alıp kalktı. "Üzgünüm ama imkansız. 20 dakikaya çıkmaya hazır olun. Özel bir dershaneyle görüşmemiz olacak." Odada tekrar yalnız kaldıklarında ikisinin de gerginliği gitmişti.
...

"Buna ne dersin?"

"Hayır."

"Şu set?"

"Hayır."

Kiri de Deku da kendilerini yere bırakmamak için zor tuttu. "Sadece bir tane mutfak seti söyle ve bizde onu alalım. Olur mu Jirou-san?" Kız ciddiliğini bir an bile bırakmadı. "Bunu kolay mı zannediyorsunuz? Kaliteli ve kullanışlı şeyler bulmalısınız. Her an yemek yiyeceğiniz tabaklar, çatallar, yemek yapacağınız tencereler ve bardaklar. Artı olarak en azından 4 set bardağa ihtiyacınız var. 2 set su bardağı, 2 set yemek için içecek bardağı. Daha sonra kadeh ve kahve bardakları var ki es geçiyorum şimdilik. Yani ilerlemeye devam ediyoruz. İtirazı olan?"

Ses çıkarmaya cesaret edemeden dükkandan çıkıp bir yandaki mutfak dükkanına girdiler. (Harbi Karaca gibi yerlerin genel bir adı var mı???)
...

En sonunda eve vardıklarında Kirishima da Deku da yorgunluktan ölüyordu. "En sonunda, siz nerede kaldınız?" Kiri kafasını iki yana salladı. "Hatırlatma bile. Jirou pisliği canımızı çıkarttı ve bu akşam burada kalıyoruz. İtiraz yok."

Mina kıkırdadı. "Tamamen bize biraksanız daha iyi olacak demiştim size." Evet, demişti. ama Deku kırılan eşyaları düşünerek ne kadar erken alırlarsa o kadar iyi olacağını düşünmüştü. Tabi Jirou'nun bunu yapacağını tahmin etmemişti.

"Bulabildiniz mi bari?" Kiri kafasını salladı. "Yarın öğlene doğru gelecekler." Mina kıkırdadı. "Amacınıza ulaştınız en azından. Yemek yediniz mi?" Deku onayladı ve içeri girdi. "Sadece Kacchan'ı alıp uyumak istiyorum. Kiri senin odan hazır. Kızlar sizde boş olan odaları hazırlarsınız değil mi? Çarşaf ve yastıklar gardrop da olmalı."

"Biz hallederiz." Deku salona ilerleyip herkese selam verdi. koltukta eiji ile oynayan Katsuki'nin yanına geldi.

"Günün nasıl geçti Kacchan?" Gözlerini devirdi. "Bir türlü rahat bırakmadılar. Başım ağrıyor artık." Eiji eline vurduğunda kıkırdadı. "Sen hariç küçük güneş topu." Şaşırmış şekilde kafasını yana eğdğinde saçlarını karıştırdı. Deku da gülümsedi. "İyi anlaşıyorsunuz gerçekten. Ama artık sevgilimi almam gerekiyor." Tooru yanlarına gelip kardeşini kucağına aldı. "Bende artık kardeşimi geri istiyorum. Katsu-ni-chan'ın yanından ayrılmadı." Deku kıkırdadı. "Küçük yaramaz."

Katsuki'ye döndü. "Artık odaya gidelim mi?" Kafasını salladı. "Senin de canın çıkmış gibi duruyor." Onu kucağına aldığında herkesin toplandığı salonda bağırdı. "İyi geceler tüm gün beni başımı şişiren veletler." Mina gözlerini devirdi. "Senden daha büyüğüm Katsuki."

"Akıl yaşı pembeli." Deku kavga çıkacağını anladığı için hızlı adimlarla çıkışa yöneldi. "Oldu o zaman, herkese iyi geceler. Sabah kahvaltıda görüşürüz."

Kendi odalarına ulaştığında onu yerine yatırdı ve dolabına yöneldi. "Canını sıkan bir şey var. Ötsen iyi olur." Deku nasıl anladığını anlamazken anlatıp anlatmamak arasında kalmıştı. "Önemli değil. İlgilenmemiz gereken yeni bir yer var." Kaşlarını çattı. "Yeni kedi-insanlar?" Kafasını salladı. "Olabilir emin değiliz. Bu sefer hem araştırma hem de kanıt toplama olacak. Bize ait bir yer olmadığı için daha zor olacak."

"Anladım." Yanına yattı ve Deku Katsuki'nin göğsünün üzerine kafasını koydu. "Sorun olmayacak." Katsuki elini yeşil saçlara geçirdi. "Umarım. Bana anlatacaksın eninde sonunda."

"Şu an uyumak istiyorum Kacchan. Jirou canımı çıkardı." Onu yastığa geri itti ve kendi yerine yerleşti. "İyi geceler."

"İyi geceler kedicik."
...

"Şey Denki?" Kedi-insanların evinde Mina, Kiyoko, Eiji ve Tooru için odaları hazır etmişlerdi. Hepsi sırayla odalarına kapandığı için şu an sadece ikisi kalmıştı. "Ne oldu Ei? Çok yorgunsan gidebilirsin kendim hazırlarım." Kafasını iki yana salladı. "Hayır yardım ederim de şey."

"Deminden beri iki kelimeyi bir araha getiremedin. Ne oldu?" Kafasını farklı tarafa çevirdi. "Deku'nun evinde zaten bana ait kurulu çift kişilik yatak varken hazırlamana gerek yok." Denki iki saniyeliğine sustu. Ardından ise gülümseyerek duvara yaslandı.

"Eee?" Kiri de pes etti. Yeteri kadar utanmıştı. "Yanisi usenirsej benimle uyuyabilirsin." Bu utangaçlığı fazlasıyla tatlı bulan Denki ya ona yaklaşıp yanağını öptü. "Çok şapşalsın. Sorun yok."

"O halde beni takip et." Koridordan geçip Kirishima'nın odasına girdiler. "Burayı sana ayırması da harika." Omuz silkti. "Normalde ortak misafir odasıydı ama burada o kadar çok kaldım ki artık bana ait." Büyük yatağa kendini bıraktı. "Neden ki?" Dolaptan Denki için pijama attı ve kendi içinde bir tane seçti.

"Casusluk için hazırlanırken burası daha yakın olduğu için geliyordum. Geceleri de eve gitmeye üşeniyordum. Zamanla da eşyalarının yarışı buraya geldi." Hatırlamış gibi kıkırdadı. "Aşırı şaşırmıştım.seni o kılıkta görünce." Üzerini değiştirirken Kiri bakmamak için kendini zor tuttu. Geçmişini düşünerek adımlarını dikkatli atmalıydı.

Ses kesildiğinde yanına uzandı. "Herkesin ilk tepkisi aynı." Kolumu ona atıp yanına çekti. "Sarılmamda sakınca var mı?" Beline dolanan kolları hissetti. "Yok Ei." Mırıltılı çıkan sesle o da kendini uykuya bıraktı.
...
Normalde kelime sayısını yazmıyorum ama:

1015 kelime

Yine iyi yazdım






Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now