geçmişi

170 34 13
                                    


Hala aynı yerde otururken ani kararla ayağa kalkıp yanına oturdu. "O yangından sonra." Nefesini verdi. "Bende o yerlerden birindeydim." Deku sakince elini elinin üstüne koydu. "Hala daha berbat bir yer bilmiyorum. Kafesler, ağlayan cocuklar, ne kadar edeceğini söyleyen adamlar..." Titredi biraz. "Hala tüylerim ürperiyor." Aklına gelmesi vücudunun tetiklemesine yol açıyordu.

Elini daha sıkı tuttu Deku. Tepki göstermedi. Onun hakkında ne düşüneceğinden emin değildi ama ona güveniyordu. Gerisi umrunda da değildi. "Sana yardım etmek için elimden geleni yapacağım. Eğer isimlerini söylersen onları yakalayabiliriz Katsuki. Ya da geçmişte tanıdığın kedi-insanlari araştırabilirim. Bulmak için elimden geleni yaparım."

Gülümsedi biraz. "Beni kaçıran grubun uzun bir süre önce yakalandıklarını duymuştum ama sonrasında kaldığım bir malikane vardı. Orada 6 yıl yaşadım. Psikopatın önde gideniydi o adam. Ama orada birkaç velet vardı. Cidden sevmiştim onları. Bir süre de olsa evim varmış gibiydi." Bu anıları uzun zamandır hatırlamamıştı. Geçmişten tanıdığın biriyle sonradan karşılaşmak çok nadir bir şeydi bu yerlerde. O yuzden kimseye değer vermemişti. Böyleyece başlarına bir şey gelirse veya duyarsa canı daha az yanacaktı. Ama kardeşi gibi gördüğü çocukları unutamamıştı.

"İsimleri ne?

"Samu ve haru. İkizler. Şu an.." ufak bir hesap yaptı kafasında. "20 yaşında filan olmalılar. Tabi hayattalarsa." Deku bir anda doğruldu ve ve omuzlarından tutarak kendi çevirdi. Gözlerinin etrafı parıltı saçmaya başlamıştı. "KACCHAN ONLARI TANİYORUM."

"Ne?"

"Çok önce bulduk onları. Dediğin gibi bir malikeneden." Katsuki dedği şeyi algılamakta zorluk çekiyordu. "Hayatta olduğunu ilk şöyleyen onlardı bana." Yaşıyorlar mıydı? Deku onları kurtarmış mıydı? O yer artık yok muydu? Evet. Onu mutlu edececek üç sorunun cevabı da evetti.

"Gercekten mi?" Kafasını salladı. "14 yaşındalardı. ben değil Shoto sayesinde kurtulmuşlardı ama. Sonra eğitim almaları için kursa yollamayı başarmıştık. O sırada benimle tanıştılar ve onların bir konuşmalarını duymuştum. 'Katsu-nii-chan ne yapıyordur?' diye. "

Gözlerini devirdi. "Öyle söylemeyin demiştim." Kıkırdadı. "Onlar sayesinde yaşadığını öğrenmiştim." Deku o anıyı geri hatırladı. O zaman 20 yaşındaydı ve kacchan olduğunu anladığında gerçekten ağlamıştı. Çocuklar elbette şoka girmişti ama kendini toparlayıp anlatmıştı gerçeği. Nerede olduğunu bilmese de yaşadığının kanıtı bile ilerlemesine yardım etmişti. Umudun ufak bir kırıntısı ilerlemek için büyük bir güç olabilirdi.

"Tekrar onlarla konuşmak ister misin?" Katsuki aynı anda bir çok şeyi düşündüğü evreninden biraz çıktı. "Böyle bir şey mümkün mü?" Deku kıkırdadı ve telefonunu çıkardı. "Sen konuşma olur mu?" Sessiz geçen saniyeler sonunda çalan telefonun arkasından ses geldi. "Merhaba Deku-nii-chan." Duyduğu sesin onlardan birine ait olduğunu bilmek bile Katsuk'yi tuhaf hissettirmisti. Geçmişten gelen bir ses gibiydi ama geçen tüm geçen zamanlara rağmen hala oradaydı. Yaşıyorlardı. "Merhaba Haru-chan. Üniversite nasıl gidiyor?" Üniversite'ye mi gidiyorlardı? Ne kadar büyümüştü bu ikili?

"Her zamanki gibi. Hukuk çok zor." Birde öyle bir bölüm... Duygulanmadan edememişti. Küçül kardeşeleri hayatta kalıp güçlü kişiler olmuşlardı. "O halde bu hafta sonu ufak bir araya ne dersiniz? Sizin tanışmanızı istediğim biri var burada." Haru'ya benzer ama farklı bir ses arkadan geldi. "Kedi-insan mı?" Buraya geleceklerini anladığında gülümsedi. O halde telefonda konuşmasına gerek yoktu.

"Evet yardımınız dokunabilir." Aynı sesler aynı anda konuştu. "Elbette. Gece trenini yakalarsak sabah orada oluruz. Ayrıca pazartesi dersimiz yok." Deku onayladı onları. "O halde vardığınızda haber verin sizi alayım." Telefon kapandığında deku gülümsedi. "Çok enerjiklerdir." Bu konuda haklı olduğunu biliyordu. O ikilinin yaramazlıkları çok büyük dert olmuştu ona. "Değişmemişler. Ama üniversite mi? Beklediğimden çok daha iyi."

"Temelleri olmadığı için liseden önce, sonra da tüm lise boyunca çalıştılar. Ama avukat ve yargıç olmak en büyük hayalleri." nedenlerini zaten biliyordu. "Yardım etmek için mi?" Kafasını salladı. "2. sınıflar. İki yıl sonra kendi çalışma yerlerini açacaklar ve bende sürekli onlarla iletişim de kalacağım."

"Yani birilerini kurtarıp eğitim verdikten sonra başkalarına yardım etmelerini mi sağlıyorsun?" Omuz silkti. "Bu sistem birkaç yıl önce ortaya çıktı. Eğitim almak zor iş ama okuyan öğrencilerim mezun olduklarında yarım etmek isterlerse kabul edeceğim."

"Seni kurtaran birine elbette yardım edersin." Deku bunu reddetmedi.

"Evet. Eğer gece yola çıkarlara herhalde kahvaltıya yetişirler. Aşağı inip diğerlerine haber versem iyi olur. Gelecek misin?" Kafasını iki yana salladı. "Gün içinde yeteri kadar başımı ağrıttılar."

"Tamam o zaman. Ayrıca yarın onlarla disari çıkarız. İstediğin şeyleri şimdiden düşünebilirsin. Oda senin. İstediğini yap."

Sadece omuz silkti. "Düşünürüm." Odadan çıktıktan sonra tüm hayatını sorgulamaya basladı. Bu kadar büyük bir karanlığın arasında ufak ışık tutamları şu anda her yanını saran bir umuda dönüşmüştü. Korkuyordu, işlerin her an ters dönmesini bekliyordu ya da her şeyin rüya çıkmasını. Ama bir yanı her şeyin gerçek olduğunu biliyordu ama uyum sağlayamıyordu.

Huzurlu bir hayatı hayal edebilir miydi artık?

Ya da... Çoktan sahip miydi?
...

16. bölümü okumayanlar için Samu ve Haru bir süre için Katsukiyle beraber kalmış ikiz kedi-insanlardır. Kendinden küçükleri korumak isteyen Katsuki için kardeşleri gibi olmuştur :)

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now