Yeni üye

113 20 2
                                    

Ya ben bugün bölüm yayınlamayı unutmuşum 😅😅
Geç olsa da yeni bölüm geldi iyi okumalar❤
-----

Mutfakta oturan herkes deku'ya bakyordu. "Anlatacak mısın artık?' Deku kıkırdadı. "Bende anlamadım ki." Kirishima kafasını iki yana salladı. O da bu kadar şansın kendilerini bulmasına şaşırıyodu. "Dün gittiğimiz barın sahibi onları bir hafta önce hastayken bulmuş ve iyileştirmiş. Çalışması için bizden izin almak için çağırdı ama biz onları ordan alıp polise getirdik."

"Sorguda adını ve kızıyla beraber kaçırıldığını söyledi ama kızını araştırmak istediklerini söylememelerini çünkü verdikleri umudu yerine getirmedikleri o söyledi.", Katsuki titredi ve mırıldandı. "Umut etmekten korkuyordu." Umut orada her şeyleri olsa bilse umut edecek enerjin kalmadığında olumden farksız oluyordu.

"Evet. Bu yüzden ön yargısını kırmak istedik az önce. Ama dediklerini tekrarlayıp durdu. Ben de dayanamadım. Tooru-chan da o da umuttan ölesiye korkuyorlar." Katsuki umudun ne kadar tehlikeli olabileceğini biliyordu. Her zaman içinde umut olsa da asla tamamen inanmamıştı. Anlayabiliyordu onları. "Bebeği kaç aylık?"

"8 aylık dedi." İçinden hamileyken neler çektiğini düşünse de başaramadı. Geçmişte gördükleri onun korkmadı için yeterliydi. "Kedi-insanların hamileliği 4 ay sürüyor. Biliyorsunuz değil mi?" Kimse sesini çıkarmadı. Ne kadar zorlu geçtiğini sadece tahmin edebilirlerdi.

Gece Ochako geldiğinde onu da mutfağa alıp olanları anlattılar. Kız neredeyse bağıracaktı. "Onu görmem gerek." Katsuki tuttu onu. "Bırak yalnız kalsınlar." Yerinde zar zor duran kız dolan gözlerini sildi. "Katsuki, ilk geldiğinde annesini her soruşumuzda gözleri dolsa da önemli değil dedi. Şu an ne hissettiğini tahmin bile edemem ama yanında olmalıyız."

Kapının açılma sesini duyduklarında tüm kedi-insanlar kapıya baktı. Tooru yanlarına gelmişti. "Teşekkür ederim. Hepinize." Annesi de arkada duruyordu. İkisininde minnettarlıkları gözlerinden okunuyordu. Ochako Tooru'ya sarıldı. "Bak gördün mü? Ümit etmek kötü değildir. Tooru." Kız da ablasına sarıldı. "Haklıymışsın Ochako-nee-chan."

Ayrılıp annesine baktı. "Adım Ochako. Sizi tanıdığıma çok mutluyum." Kız gülümsedi. "Kızımla ilgilendiğiniz için teşekkür ederim."

Tooru koşarak Deku'ya sarıldı. "Teşekkür ederim Deku-nii. Annemi geri getirdin." O da kıza sarıldı. "Bir daha ayrılmak zorunda kalmayacaksınız. Bana güven lütfen."

Ağlama sesi ortamı bölerken Tooru salona ilerledi. "Artık bende ablayım. Kardeşim çok sevimli." Gülümsemesini görmek hepsini rahatlatmıştı. O bu evin neseli kızıydı.

Ochako bebeğe bakmak için salona giderken Shinso yorulduğunu söyleyerek odasına çekilmişti. Tüm bunlar onu da etkilemişti. Katsuki ise düşünüyordu. "Oi Deku." Ona döndü. Bunu söylemek zor olacaktı...

"Benim ailem nerede?" Tahmin ettiği gibi yüzü solmuştu. Nasıl söyleyeceğini bilemiyordu. "Yangından sonra gömüldüler. Mezarlığın yerini biliyorum. Ve..." Devam et anlamında kafasını salladı. "Senin de mezarın var." Sırtında hissettiği ürpertiyle titredi.

"Görmek istiyorum yine de." Bir süredir aklında olan bir konu olsa da biraz söyleyecek an bulamamış, biraz da kendi kaçınmıştı Katsuki. "Götürürüm seni."

Kafasını salladı. "Olur. Birde Marul kafa'nın işi ne oldu?" Telefonu çıkardı. "Yarın. Makinelerde aksaklık çıkmış." Bu da rahatlatmıştı. Tüm gün hastaneye gideceklerini düşünmüştü ama gelmemişti Deku. "İçeri geçelim mi?"

"Geçelim."

O gece Tooru annesiyle beraber iki kişilik odada kaldı. Sabah ise kahvaltı hazırlık telaşı aynıydı.

Katsuki ilk uyanan olduğunu düşünerek indiğinde Kiyoko ile karşılaştı. "Günaydın." Mırıldandı. "Günaydın." Hazırlıklara başlarken kadın konuşmaya devm ediyordu.

"Sen Katsuki'ydin değil mi? Tooru senden çok bahsetti." İstemsizce gülümsedi. "Güneş topu beni o kadar çok mu seviyor?" Kadın kıkırdadı. "Tatlı bir lakap. Yardım etmemi ister misin?" Dolabı gösteri. "Yumurtaları haşlayabilirsin. Ayrıca Eiji ne yiyebilir emin değilim." Kadın dolaba yöneldi. "Hala sütümü içiyor ama onun için ben bir şeyler yaparım."

"Anneee, beni de uyandırmalıydın. Okul var." Üniformasını giymiş kız kapıda bekliyordu. "Hazırlanmışsın işte. Otur sen. Biz hazırlarız." Kız gözlerini devirdi. "Bende yemek yapabiliyorum dedim ya. Ochako-ne-chan öğretti." Kapının arkasında asılı önlüğü giydi. "Katsu-ni-chan yumurtayı ben yapacağım." Tezgahın onu den çekildi. "Benim kadar iyi olduğunu sanma."

"Daha lezzetli olacak!"

Olay yemek savaşına dönmeden Ochako engelledi ve hepsi sofraya yine beraber oturdu. Acelesi olan çok kişi vardı. Deku ve Tooru, okul ve iş için beraber ayrıldıktan sonra Ochako'da iş için çıkmıştı evden.

Masayı Shinso ve Katsuki toparlamış, Kiyoko ise salonda Eijileydi. İkisi de tam vakti olduğunu düşündü. İkisininde merak ettiği şeyler vardı.

"Bir şey mi oldu çocuklar?" Katsuki derin nefes verdi. "Düşünmemem gerekse de senin ve Tooru'nun hayatını merak ediyorum." Kadın bir an için uzaklara daldı. Sanki hayatını yeniden hatırlamıştı. "Sallantılı bir hayattı." Tek kaşını kaldırdı. "Umuttan korkacak kadar mı?" Kadın titredi biraz.

"Katsuki, bu konuda konuşmamak isteğimi anlıyorsundur. 15 yaşımda doğan Tooru benim umut ışığım ve hayata yeniden başlama sebebimdi. Ama... Tekrar Kaçırıldıktam sonra öleceğimi düşünmüştüm. Sonra ise.." Koltukta dönenen küçük Eiji'ye baktı. "O yerde bile dayanmalıyım diye düşündüm. Evet, umutlara tutunmuyorum çünkü gerçekliğin ve zorluğun farkındaydım. Tooru da öyle. Daha 10 yaşındayken ona bunları anlatmıştım. Eğer böyle bir şey yaşanırsa sadece hayatta kalmaya odaklanacağız diye."

Bu sefer ikisi de sessiz kaldı. Hayatını tahmin edemezlerdi. Katsuki nefesini verdi. "Güçlüsün." Sessiz kaldı ama sonra ekledi. "Annem gibi." Bu sefer onun ilgisini çekmişti. "Ne demek istedin?"

"Annem ben 10 yaşındayken öldü. Öncesinde nasıl bir hayatı vardı bilmiyorum ama farklı olmadığını tahmin ediyorum." Kabullenmek istemde de doğruya doğruydu. Babası sayesinde annesinin de düzgün hayatı olmuştu.

Shinso ekledi. "Kabul etmem gerekirse, size saygım var. Tooru da harika bir kız." Kadın duygulanmıştı. "Teşekkür ederim ama öyle konuşmanıza gerek yok. Burada aile gibiyiz. Ayrıca Tooru'nun kişiliği burada oturmuş. Onun için özel bir yer."

İkiside kafasını salladı. Burafa kalan herkes aile gibiydi ve burası özel bir yerdi.

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now