Kedi-insan

133 22 8
                                    


"Demek gerçekten varmış." Kirishima kafasını salladı. Gece geç uyuduğu için anca öğlenden sonra şirkete gelebilmişti. "Korumanın dediği gibi, geç saatlere kadar bekleyince koridorda odalara girip çıkarken gördüm. Ne yaptığını çözemedim gerçi." Bu başka bir sorun ve başarıydı onlar için. Deku'nun aklı daha fazla karışmıştı. "Aslında bakarsan daha garibi var şu anda." Ne var der gibi baktı. "Sabah bana toplantı düzenlemek içi mesaj attı."

"Neyle ilgili?" Deku gelen mesajı açtı. "Önemli bir sorunu görüşmek için sizi barıma davet ediyorum." Kiri tek kaşını kaldırdı. "Tarih?" Kafasını iki yana salladı. "En kısa sürede müsaitsek bu akşam."

"Hemen halletmek daha iyi olacak. Gidelim bu akşam."
...

Dün aldığı randevuyla Deku biraz erken çıkıp Katsuki ve Shinso'yu aldı ve hastaneye geldi. Şanslıydılar ki doktor Kedi-insan fizyolojisini biliyordu ve randevularında öncelik tanıyordu.

Katsuki içerde kalırken Deku dışarı çıktı ve Shinso da üstünü çıkarttığında karnında 5 santim uzunluğundaki derin kesik yarası ortaya çıkmıştı. "Tanrım, bu çok kötü." Shinso titrerdi. "Darbe çok yakınına gelmişse rahim tehlikeden kendini durdurmuş olabilir. Ya da en kötüsü zarar gelmiş olabilir. E-mar ve tam vücut kontrolü yapmalıyız."

"Diğer yandan deneyimli bir doktor yarayı kapatmışsa sorun çıkmayacağından eminim ama tedbirli olmakta fayda var." Masadaki kağıda bir şeyler yazıp Katsuki'nin eline verdi. "Danışmaya bunu verin. Size öncelik tanıyacaklardır. Sonuçların çıkması yarını bulur ama randevuyu ben ayarlarım. Geçmiş olsun."

Bundan sonra Hastanenin her köşesini dolaşıp kontrolden geçirdiler. En sonunda çıktıklarında 2 saati geçmişti ve Shinso sallanıp duruyordu. Kaç tüp kan aldıkları belli değildi. "Yarın yine geri geleceğiz ama ise yarayacak Shinso-san." Belli belirsiz kafasını salladı. "Eve gidelim."
...

Akşam olduğunda üzerini değiştirdi ve kendini hazırladı. Toplantının zor geçeceğini hissediyordu. "Ne kadar sürer?" Katsuki'nin alnından öptü. "Bekleme beni. Bunu yapmak zorundayım." Kafasını salladı. Biliyordu. Bildiği içinde itiraz edemiyordu. "Bekleyeceğim."
...

Kiri ile beraber içeri girdiler. Müdür onları kapıda karşılayıp odasına geçirdi. "Bu kadar çabuk geldiğiniz için teşekkür ederim." İkili masanın önündeki koltuklara oturdu. "Acil bir durumdan bahsettiğinizi söylemiştiniz. Ayrıca uzun süredir beraber çalışıyoruz. Bir sorun yoktur umarım."

"Aslında size ufak bir durumu açıklamam gerekiyor." Adam yutkunduğunda ikili de kendini duyacakları şeye hazırlandılar. "Shigaraki ile ortaklık kurmananın birincil koşul olduğunu biliyorum. Bu konuda düşüncelerim sizinle aynı olsa da geçen hafta başımıza gelen bir olayı size anlatmam lazım."

"Dinliyoruz." Derin nefes aldı. "Sokağın başına hava almak için çıktığımda bir ağlama sesi duydum ve karşıma bir bebekle bir kedi-insan çıktı." 2 saniye bilgiyi sindirmeleri için bekledi ve devam etti. "Hasta oldukları belliydi. Mesai sonu olduğu için garsonlarla onları içeri taşıdık. Ufaklık için özel doktor çağırdım. Annesinin de beslenme bozukluğu varmış anlaşılan. Bende onlara teklif sundum. Burada yaşayacaklardı. Karşılığında sabahları odaları toparlamaya ve yemek yapmaya yardım edecekti." Ellerini iki yana açtı.

"Çalışmaya başlayalı 3 gün oldu. Ama sizin kurallarinizi bildiğim için haber verme gereği duydum." Aklına geldiği gibi ekledi. "Ön tarafa hiç çıkmıyor. Sizi temin ederim. İsterseniz onunla konuşabilirsiniz. Uyanıktır şu anda."

İkili birbirine baktı. Ne olursa olsun karşılaşmayı bekledikleri şey bu değildi. İlk defa bir trajedi duymamışlardı. "Aslında bakarsınız bu haberi biz dün akşam duyduk." Patron şaşırdı. "Korumalarımızdan biri haber verdi bize ama bize siz haber verdiğiniz için mutluyuz." Hafif güldü. "Gerçekten onlarla ilgili hiçbir şey kaçırmıyorsunuz Deku-san."

Deku elini uzattı. "Davranışlarınız için teşekkür ederim." Adam elini sıktı. Deku'nun güveninin kazanmasının kolay olmadığını biliyordu ama zamanla onu tanımıştı.

Elini ayırdı. "Yine de onun burada çalışmasına izin veremeyiz. Sizin ona iyi davranmanız diğer yerlerinde aynı şeyi yapacağı anlamına gelmiyor. Anlıyorsunuzdur." Kafasını salladı. "Anlıyorum ama onları sokağa atmayacağım. Bu konuda geri adım atamam." Deku bu adamı gittikçe daha çok seviyordu.

"O halde onları benim himayeme verin." Yine şaşırdı. "Bir anne ve çocuğu için burası da düzgün bir yer sayılmaz. Onları bir aracı sayesinde polise ulaştıracağıma emin olabilirsiniz. Orada yardım ederler."

Emin olmasa da kabul etmekten başka sansı yoktu. Onunla iş yapmayı sevdiği kadar korkuyordu da. "Öyleyse sizi onlara götüreyim."

Arka tarafta olan odaları hızla geçip temizlik odasının yakınlarında olan bir kapıyı açtı. Bir tane yatak, dolap, kenarda olan bezler ve yerlerde olan oyuncaklarla biraz olsun yuvaya benzeyen bir yerdi. Sarı saçlı olan anne kucağında uyuyan kumral saçlı yavrusunun kafasını yatağın kenarına koyup ayağa kalktı ve elini uzattı.

Çok inceydi. En fazla 30 yaşında, yaşadıklarını göstermeyen tatlı bir gülümsemesi ve uzun düz sarı saçları vardı. "Siz Suna-san'ın bahsettiği kişiler olmalısınız. Adım Kiyoko."

Elini sıktı. "Deku." Kiri de aynı şekilde. "Kirishima."

Müdür acil telefonla ayrılması gerektiğini söyleyerek odadan çıktığında üçlü odada yalnız kaldı. "Kaç aylık?" Uyuyan çocuğa baktı. "8 aylık. Adı Eiji."

Kiri öne çıktı. "Burada rahat mısınız?" Kadın omuz silkti. "Olduğumuz kadar. En son çalıştığım yerde Eiji'yi öldürmeye çalışmışlardı." İkisi yutkunmakta zorluk yaşarken nasıl bu kadar kolay söylediğini düşünüyordu. "Aah affedersiniz. Genelde çok umursamam böyle şeyleri. Sonuçta geçti ve burada çalışıp ona bakabiliyorum. Bunun sizin açınızdan neden sorun olduğunu bilsem de buradan ayrılırsam bize ne olur bilmiyorum. O yüzden lütfen, dokunmayın bize."

Kız yalvarmak için yere eğildiğinde Deku onu kaldırıp sarıldı. Neye uğradığını şaşıran kız hareket edemeden kaldı. "Sen çok güçlüsün. O yavru çok güçlü. Size asla bir şey yapmayız." Ayrıldığında gözlerinin dolduğunu görmüştü. "Bu sorun yok mu demek?"

Deku kafasını iki yana salladı. "Sizi burada bırakamam." Kızın yüzü soldu. "Başka bir eve yerleşip hayatınızı sıfırdan kurmalısınız." Gözleri şaşkınlıkla açılırken ne diyeceğini bilemedi. "Suna-san'la ben konuşacağım. Önce polise gidip bulunduğunuzu bildireceğiz. Sonra da dinlenmeniz için bir oda vereceğim. Size yardım etmek istiyorum. Lütfen inanın." Kız uzun süre hateket etmeden durdu. "Ne demek istediğinizi anladım ama ciddi misiniz? Sıfırdan başlamak mı?"

"Çok ciddiyim. Bir aileyi burada bırakamam. Bir çocuk böyle büyüyemez. Elbette isterseniz gelmek zorunda değilsiniz ama en azından polisle görüşün."

Kız avuç içleriyle kendine vurdu ardından ikiliye baktı. "En baştan anlatabilir misiniz? Son kez."

İnana kadar aynı şeyi 5 defa daha söylediler. En sonunda inandığında gözlerinden yaşlar düşmeye başladı ve yatağa oturdu. Sakinleşmesi için beklerken ikisi de hiçbir şey demedi. En son oğluna doğru baktı. "Bizi daha iyi bir hayat bekliyor Eiji. Bu sefer hiçbir şeyin bozulmasına izin vermeyeceğim."

Kedi-İnsan (Dekubaku)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin