sevgililer

139 25 2
                                    


"Bugün keyfin her zamankinden daha yerinde. Daha çok sinirimi bozuyor." Deku gözlerini devirdi. "Sana da günaydın. Ne oldu?" Omuz silkti. "Sadece keyifli göründüğünü söyledim."

"Aslında bakarsan öyleyim." Masaya gelip dosyalarına baktı. "Ortağın olarak nedenini merak ediyorum." Bakması gereken bir raporu yığından çıkarıp önüne koydu. "Umrumda bile değil. Şunu oku."

Çocuk kaşlarını çattı. "Kedi-insan mı görülmüş?" Elini gözlerine koydu. "Uzun zamandır bizimle çalışan bir yer. Ama bir tane koruma dün orada içmek için kalınca arka tarafta olan odaların koridorunda görmüş. Kimse onu tanımadığı için ilerlemiş ve doğrulamış."

"Sarhoşluktan hayal görmüş olamaz değil mi?" Bilmiyorum der gibi omuz silkti. "Daha sonra çevrede görememiş ama mesai saati bitince de ortaya çıkıyor olabilir."

"Gideyim mi? Müşterilerle biraz konuşursam ortaya çıkar." Kafasını salladı. "Gitmen gerekiyor. Ayrıca bu yerin kanıtlarını çoktan bulmuştuk ama emin olmalıyız. Diğer taraftan dükkanı kapatmak ne kadar göze batar bilmiyorum. Gerçi eğer kedi-insanları tutsak tutuyorsa elimden kurtulamaz."

"Hey, sözünü dinlemeyenlerin dükkanları kapatılıyor. Bir şey olmaz. Ayrıca müdürü suçlu yapıp başa bir başkasını geçirebiliriz."

"Şu anda en fazla güvenlir Kita-san var. 3 yıldır bizimle." Kafasını salladı. "Raporlarında sorun yok. Yarın sabah eğer sorun çıkarsa sana haber veririm. Yeni düzeni sağlamak bir günümüzü almaz. O sırada kaybolan bir kedi-insanı da kimse umursamaz."

"Yeni bir koşuşturma başlayacak."

"Hey bizim hayatımız bu."
...

Akşam eve geldiğinde her şeyi beklese de ciddi şekilde onunla konuşmayı bekleyen Shinso ve Katsuki'yi beklemiyordu. "Ne oldu? Bir sorun yok değil mi?" Katsuki Shinso'yu öne itti. "Bu aptalın doktora görünmesi gerekiyor."

"Hasta filan mısın? Öyleyse acile gidebiliriz. Ya da evde fazlasıyla ilaç var. Ateş veya ağrı-" Katsuki elini kaldırınca sustu. "Söyle."

"2 ay, yani geldiğimden beri kızgınlığa girmedim. İlaçları içmiyorum." Gözleri anında büyüdü. "Bu bir sorun. Çok fazla nedeni olabilir. Stres altında kalmaktan hormonal bozukluğa kadar. Doktora gerçekten gitmeliyiz. Ama randevu alsak daha iyi olur. Tahminin var mı senin?"

Titredi bir kere. "Karnımdan bıçaklanmıştım. Tedavi olmuştum ama şu anda ne durumda bilmiyorum. Onunla ilgili olabilir." Deku ağzını açsa da söyleyecek bir şey bulamadı. Gözleri doldu ve yere baktı. "Özür dilerim. Daha erken gelmeliydim oraya."

"Senin yapabileceğin bir sey yoktu Deku. Aynısı benim içinde geçerli. Bu aptal da geldiğinden beri konuşamadığı için söylemedi."

Kafasını sallayıp kendini suçlamayı bir kenara bıraktı. "Randevu bakacağım şimdi. Şansımız varsa birkaç güne randevu bulurum. Seni iyileştireceğiz Shinso-san." Çocuğun gözyaşları akarken Katsuki ekini omzuna koydu odadan dışarı çıkarttı. "Biraz dinlen." Cevap vermeden merdivenlere ilerlediğinde arkasını döndü.

"Geldiğin ilk gün söylemişti bana da. Tamamen unutmuştum." Deku ona sarıldığında karşılık verdi. "Hepinize geç kalmaktan çok korkuyorum."

"Sen de insansın. Elbette herkese yetişemezsin. Ama elinden geleni yapıyorsun suçlama kendini." Kafasını salladı ve kendini ayırdı.

"Aslında niyetim seni dışarı yemeğe çıkarmaktı ama evde kalsak iyi olacak." Tek kaşını kaldırdı. "Neden?" Gözlerini kaçırdı. "Şey, eee..."

"Çıkma teklifi etmek istemiştim." Katsuki gülmeye başlarken Deku kesinlikle utanmıştı. "Pekala, hala edebilirsin." İtitraz etmek için ağzını açtı ama sonra vazgeçmişti. Zaten sadece formaliteydi.

"Benimle çıkar mısın Kacchan?"
"Evet, Deku evet."

Ufak bir öpüşmeyle az önceki konuşmayı yeniden onayladılar. "Yemek yapmam lazım. Yardım edecek misin?" Kafasını iki yana salladı. "Hayır, sadece ayağına dolandırım ama istersen dışardan sipariş verebiliriz."

"Ev randevu?"
"Çok mu belli oluyor?"
"Aptal. İyi. Sipariş ver bende hazırlanayım."
"Tamamdır."

Merdivenlere yöneldi ve dolabından geçen gün terziden gelen beyaz pantolonu ve koyu kırmızı gömleği giyinip kolllarını dirseğine kadar kıvırdı. Saçlarını her zamanki gibi biraz karıştırınca hazır olmuştu.

Aşağı inip mutfağı toparladı ve masayı açtı. Dolaplardan bulduğu bir mumu yakınca yapacak bir şey kalmamıştı.

Yemekler geldiğinde konuşarak yemek yediler ve Katsuki Shinso'nun tabağını odasına bıraktı.

Sonra yine salonda film açtılar ama izledikleri söylenemezdi. Her şeyin konuştular. Deku şirketi ve diğerlerinin kaldığı yurdu anlatırken Katsuki dinleyip yorum yapıyordu. Geçmişi hatırlayıp güldüler, ilk geldiği zaman Deku'nun kolunu neredeyse kıracağından çocukken oynadıkları oyunlara kadar. Üzücü şeylerden bahsetmediler ve birlikte olmanın keyfini çıkardılar.

"Bu arada bir ihtimal bir kedi-insan daha gelebilir." Kaşlarını çattı. "Sevindim ama fazla erken değil mi? Yuvarlak kafa 2-3 ayda bir demişti." Kafasını salladı. "Son zamanlarda öyleydi. Şu anda baya şansa oldu. Araştırmamız lazım."

"Sen mi gideceksin?" Kafasını iki yana salladı. "Kiri gizlice sızacak bu akşam." Saatine baktı. "Birazdan gelir muhtemelen." Cümlesini tamamladığı gibi kapı çalmıştı. "Ne alaka?"

"Evim daha yakın olduğu için burada hazırlanıyor." Kalkıp kapıyı açtı. Çocuk ona merhaba dedikten sonra az sonra geleceğini söyleyip gitmişti.

Dediği gibi az sonra geldiğinde Katsuki bir iki adım gerilemişti. "SENDE KİMSİN LAN?" Kiri gülmeye başlarken Deku gozlerini devirdi.

"Kılık değiştirdim sadece. Zaten zorundayım. Tanırlarsa hiçbir anlamı olmaz." Bir anlamda mantıklı olduğunu biliyordu. Bu kılıkta kimse onu sorgulamazdı. "Gotik bir ergen gibisin."

"İltifat için teşekkürler ve size iyi akşamlar." Kapıyı açtığında karşısında onu gören Ochako anında çığlık atıp karnına tekme atmıştı. Krishima yere çökerken kız kendine yeni yeni geliyordu. "Tanrım, Kirishima-kun iyi misin? Neden bu şekilde kapıyı açıyorsun?"

"Bir daha açmam. İyi tekme atıyorsun." Deku gülerken onu ayağa kaldırdı ve kapı dışarı etti. "Onun bir şeyi yoktur. Ochako-chan, ilk günün nasıl geçti? Karnın aç mı? Mutfakta yemek var."

Kedi-İnsan (Dekubaku)Wo Geschichten leben. Entdecke jetzt