sorumluluk

106 24 4
                                    


2 gün geçmesine rağmen hala Haru'dan ses yoktu. arkadaşları okulda olan sınavlardan dolayı gitmek zorunda kalsalarda Samu'nun umrunda değildi. Haru dönemini uzatırsa o da uzatırdı. Sanki ikiziyle beraber o kapıdan içeri girmiş ve baygın şekilde yatıyor gibi hissediyordu. Hayatla bağlantısı sıfırlanmıştı. Neredeyse bayılmadığı sürece uyumuyor, zar zor yemek yiyordu.

Deku işini Kirishima ve telefonuyla bir dereceye kadar hallederken çoğunlukla Katsuki'yi kontrol altında tutmaya çalışıyordu. Katsuki ise kapının önünden kalkmayı ve uyumayı reddediyordu. Yüzü açlık ve uykusuzluk yüzünden solgun ve yorgundu. Onu biraz olsun sakinleştirebilen tek kişi Deku'ydu.

"Kacchan, omzuna yaslan." Ona yan gözle baktı. "Hayır." Gözlerini devirdi ve zorla yaslanmasını sağladı. Yorgun olduğunu biliyordu. "Doktor geldiğinde gözlerini açıyorsun zaten. Bir şey olmaz." Gözlerini kapatmadı ama bakışlarını kapıdan ayırdı. "Ellerin iyi mi?" Geçen gün onu sakinleştirmeye çalışırken elinin üstünü fazlasıyla kanatmıştı. Bu yüzden sargılamışlardı. "İyiyim. İyileşti sayılırlar." O anda gözü döndüğünden fark etmemişti bile. İzi kaldıysa hiç şaşırmazdı.

"Biliyor musunuz?" Yerde oturan Samu'ya baktılar. "Hasta olduğunu biliyordum. Midesi bulantısı vardı ama hastaneye kendi gitmek istedi. Neredeyse finaller olduğu için bende izin vermiştim. Şimdi dikkat edince son zamanlarda karnına baktığını biliyorum. Geniş t-shirt giyiyordu yaz sıcağında. Azıcık belli olan karnını gizlemek için. Ayrıca.." asla bitmeyecekmiş gibi akan göz yaşları yine geri gelmişti.

"Beni kurtarırken tek eli karnındaydı. Bayıldıktan sonra bile. O kolu kırılmış." Katsuki sandaleyede oturduğu için elini kafasına koydu. "Bilmiyordun bile. Degistiremeyeceğin şeyler için kendini suçlama. İyiler. Önemli olan bu."

Çocuğun babası Rei, sınav zamanları harici orada oluyordu. Katsuki'nin hala bir miktar kini olsa da burada beklemesinim önemini biliyordu. İnsanlara güvenmek onun için hep zordu ve öyle olacaktı. Bunu değiştiremezdi. Ama iyi olduğunu kabul ettiren herkese iyi olabilirdi. Deku, Kiri, Denki, Mina, jirou gibi.
...

Rei ve diğerleri hastanede toplandığında hepsi gerilmişti. "Yine o bize dik dik bakacak değil mi?" Akashi titredi yerinde. Gözlerini delip kesen o bakışların aklını okuduğunu düşünüyordu."Yapacak bir şey yok. Fazla korumacı." Daichi her zamanki gibi sakindi.

-Japonca fazla isim bilmeyen yazar nasıl haikyuu evrenini getiriyor-

"Ama fazla. Ray'i gerçekten öldürecekti." Çocuk gözlerini devirdi. "O kötü biri değil." Hepsi şaşkınlıkla ona baktı. "Ne dediklerini hepiniz duydunuz. Onun da ailesi muhtemelen yok. Sevdiklerini korumak istemesi normal." O sarışın kedi-insandan fazlasıyla korksa da saygısı vardı ve Samu'ya bakarken endişeli olduğunu fark etmişti. Nefesini verdi. "Haru da ona çok seviyor. Duymuştum adını birkaç defa. Katlanın birazcık." Hepsi onayladı. Bekleme zamanı gelmişti yine.
...

3. gün sabahı günlük serum takviyesi ve kontroller yapılırken doktor yanlarına geldi. Her gelişinde burada olan üçlüyü doktor tanıyordu. "Size iyi haberlerim var. Değerleri normale döndü tamamen. Bugün normal odaya alacağız. Yakın zamanda uyanır."

Üçlü birbirlerine sıkıca sarıldı. 2 gün gerçek anlamda yıllar gibi geçmişti. "Haru-san çok güçlü ama vücudu çok yıprandı. Uyandığında daha ayrıntılı konuşuruz ama dikkat edilmesi gereken kesin şeyler var." Hemen öne çıktı. "İkiziyim. Her şeyiyle ilgilenirim." Doktor gülümsedi. "Elbette. Şimdi gitmem lazım. Geçmiş olsun."

Odaya getirdikkerinde iki tarafına yerleştiler ve beklemeye devam ettiler.
...

Akşama doğru Ray de yanlarındayken ilk kıpırdanma oldu. "Samu." Gözlerini hemen açtı. Deku arka plandan biraz daha yanına geldi. Ray yerinden kıpırdamadı.

Haru gözlerini yavaş açtı ve karşındaki yüzü tanımaya çalıştı. Hala aklı buğuluydu. "Kardeşim, iyisin." Haru gülümsedi. "Sen de iyisin." Samu kıkırdadı ve karnına baktı. "İkinizde iyisiniz."

Haru'nun birkaç saniyesini aldı cevap vermesi. "Öğrendiniz demek." Samu elini saçlarına geçirdi. "İkizinden bir şey mi gizlenir sanıyorsun? Ahmak." Katsuki diğer yanında kıkırdadı. Haru ona doğru döndü bu sefer. "Tanrım, beni çok endişelendirdiniz. Aptal veletler."

"Katsu-nii. Sizde mi geldiniz?" Deku yanına geldi. Gözyaşlarını zor tutuyordu. "Gelecektik elbette. Aileyiz. Değil mi?"

Arka tarafta ise gerçekten ağlayan birinin sesi geliyordu. Yanına gidemiyordu. Onlar varken yüzü yoktu.

Deku ve Katsuki ne kadar istemeseler de geri çekildiler.

Yavaş adımlarla sevgilisinin yanına geldi. "Haru." Ona karşı da gülümsedi. Neredeyse 3 gün boyunca baygın yatan o değildi sanki. "Ray. Sen de mi buradaydın?" Yavaş olmaya çalışarak alnından öptü. "Buradayım. Burada olmak istiyorum. Lütfen Haru. İzin ver. Gizleme bir şey benden."

Kendine yavaştan gelmeye başlayan Haru kırık olmayan elini karnına götürdü. "Bu ufaklığı ben koruyacağım. Ne yapacağımı bilmiyordum ama artık biliyorum. Ray, suçlama kendini."

Gözyaşları yeniden dökülmeye başladı. "Biliyorum ama... yanında olacağım. Tamam mı?" Haru yine gülümsedi. "İstersen. İstediğin kadar."

Katsuki ve Deku birbirlerine baktı. Şüpheleri biraz olsun azalmaya başlıyordu.
...

Doktor gelip durumuna baktıktan sonra bebeğin kontrolu için 2 gün daha hastanede kalmaları gerektiğini söyledi. O sırada yeniden uykuya dalan Haru'yu odada yalnız bıraktılar.

Katsuki rahatlamanın etkisiyle tüm vücudu yorgun düşmüştü. Gerginliği gittiği için 3 günün tüm acısı bedenine yüklenmiş gibiydi. Dinlenmek istese de yapması gereken bir şey daha vardı. Deku çoktan onu anladığı için takip ediykrdu.

"Oi." Yanında duran çocuğa baktı. "Aşağıya. Yürü." Yutkunsa da onarın arkasından onu takip etmeye başladı.

Kantinde karşılıklı olarak masalara oturdular. "Haru'yu gerçekten seviyor musun?" Gerginliğini biraz olsun azalttı. "Evet." Katsuki gözlerini devirdi. "O bebeğe bakacak mısın? Yanında misin? Başına ne gelirse gelsin?"

Yutkundu. "Evet." Katsuki gözlerinde tereddüt görüyordu. Belki de normaldi ama onun ne yaşayacağını bilmesi gerekiyordu. "Bana bak aptal. Kedi-insanların çoğunun babası yoktur. Benim de. Onların da. Neredeyse tanıdığım hepsinin. Sence neden?"

Masaya doğru eğildi. "Çünkü ya korkuyorlar ya da amaçları sadece onları kullanmaktı. Anladın mı? İnsanları sevmememiz ve güvenmememizin fazlasıyla nedeni var."

Devam edemeyeceğini düşündüğümde Deku onun sırtına elini koydu. "Demek istediğimiz bir kedi-insanla berabersen sorumluluğunu tamamen kabul et. Geçmişinde yaşadıklarını, toplum baskısını, eleştirileri ve doğacak bebeğin yükünü. Bunları düşündün mü?" Sesi çıkmadı. İşin bu denli ciddi olduğunu bilmiyordu.

Katsuki ona baktı. "Kararını çocuk doğmadan ver. Ya tamamen yanlarında ol ya da hayatına dahil olma. Emin ol, kimseye ihtiyaçları yok." Katsuki kalkıp gittiğinde Deku masada kaldı. "Kedi-insanlar güçlüdür Rei-san. Ama bu kendi başlarına her şeyin üstesinden gelmeleri gerektiğini göstermez. Yanlarında ol. Beklemediğin bir şey olabilir ama sorumluluğunu al."

Duruma Katsuki kadar ümitsiz bakmıyordu. Haru'nun yanında olacağından neredeyse emin olsa da nelerle karşılaşabileceğini bilmeliydi. Bunu bir yük olarak görmeyip onları gercekten sevmeliydi.

Kedi-İnsan (Dekubaku)Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora