Kabullenmek

103 18 3
                                    


Katsuki nefes almak için hastane bahçesine çıktı ve köşede olan bir ağacın gölgesine oturdu. Az önceki konuşmadan sonra sinirleri fazlasıyla gergindi ama yorgunluğu daha ağır basıyordu. Açlığa ve uykusuzluğa eskiden daha alışıktı ama vücudu rahata alışmıştı anlaşılan.

Haru için fazlasıyla korkuyordu. Geçirdiği kaza hamileliğini kesinlikle zorlaştıracaktı. Ayrıca okuluna en azından 1 yıl ara vermeliydi. Aynı anda hem bebeğe bakıp hemde ders çalışmazdı. Yurtta yaşamaları ayrı konuydu. Üstüne üstlük o çocuk ne halt edeceğini bilmiyordu.

Yapabileceğini yaptığını söyledi kendine. Kabul ederse nelerle karşılacağını ve istemiyorsa s. gidebileceğini söylemişti. Haru ne hissediyordu emin değildi. Tek bildiği o ufaklıktan vazgeçemeyecegiydi.

Geçmişte hamile kalan kedi-insanlara ne olduğu aklıma geldikçe titriyordu ama aynı durumda olmadığını kendine tekrar hatırlattı. O güçlüydü ve yavruyla ilgili kimse bir şey diyemezdi.

Deku yanına iki tostla geldiğinde reddetmedi. "Arabada fazladan kıyafet vardı. Önce yemek, sonra üstümüzü değiştiririz. Ayrıca bir otelde iki gün için oda ayırttım. "Teşekkür ederim."

"Yanlarından ayrılmamalıyız Kacchan." Tostunu ısırdı. "Ve onu burada bırakamayız." Yine onayladı. "Biraz daha kendine geldiğinde teklif yapacağım. Bende bebekle yalnız kalmasından yana değilim." Daha yeni Kiyoko-san'ı ve Eiji'yi görmüşlerdi. Bir bebeğe bakmanın ne kadar fedakarlık ve sevgi içerdiğini bizzat görmüşlerdi.

Yine de Deku da Katsuki'ye de ikizleri tanıyordu. Kendi başlarına bakmak istemeleri çok yüksek ihtimaldi.
...

Gece odaya gidip duş aldıktan sonra Katsuki ayakta uyuyordu. İzuku üzerini giyinmesine yardım edip onun yatmasına yardım ettikten sonra kendi de hemen uyumuştu.

Sabah geri gelmişlerdi. Samu biraz olsun kendine geldiğinde final sınavlarına gittiği için Haru odada yalnız kalmıştı. "Daha iyi misin?" Gülümsedi. "Dinlenmiş hissediyorum." İki yanına oturdular. "Konuya direk girebilir miyim?" Bu konuşmanın eninde sonunda geleceğini biliyordu Haru da

"Evet. Rei'yi seviyorum." Karnına baktı. "Elbette bu ufaklığı beklemiyordum ama ona bir şey olmasına izin veremem. Katsu-nii. Anlıyorsun değil mi?" Fazlasıyla. "Ama onun ne hissettiğini biliyor musun?" Titredi. "Tam olarak, hayır. Yanımda olmasını istiyorum ama eğer gitmek isterse gidebileceğini biliyor. Ayrıca... tek olsam da umrumuda olmaz. Ona bakacağım."

Deku kafasını salladı. "Bunu diyeceğini biliyorduk. Ama Haru, okulunu dondurmalısın." Derince nefesini verdi. "Maalesef. Bebek dogduktan sonra ne yaparım bilmiyorum. Ayrıca ev bakmaya başlamalıyız samuyla." Katsuki kaşlarını çattı. "Bizim ev ne diye duruyor salak? Samu'nun okula devam edeceğini filan mı düşünüyorsun? Bu şehirde durmanız için sebep yok."

"Biliyorum ama... her şeyde size bağlı olmak hoşuma gitmiyor." Katsuki gözlerini devirdi. "Aile olduğumuzu hatırlatmaya gerek var mı?" Deku gülümsedi. "İstediğiniz zaman. Kapımız hep açık. Ayrıca ev fazla sessiz geliyor şu sıra." Hatırladıklarıa ikili birbirine baktı. "Lanet..."

"Ne oldu?" Deku telefonunu çıkardı. "Ochako ve Tooru'ya haber vermemiştim endiselenirler diye ve 4 gündür bize ulaşamıyorlar." Cevapsız çağrılar sayısı 100'ü gecikti. Zor bir konuşma olacaktı.
...

Öğlenden sonra Haru yatakta, Katsuki ise yanında oturduğu sandalyede uyuyakalmıştı. İkilinin bu hali Deku'yu güldürse de ses çıkarmamaya özen gosterek yanlarında duruyordu. Kapı açıldığında Rei'in geldiğini görmüştü.

Çocuk önce gülümsemiş ardından ise titremişti. Aklının ne kadar karmaşık olduğunu tahmin edebiliyordu. Ona baktığında önce kendini sonra onu gösterip kapıyı işaret etti. Pekala ilgisini çekmişti.

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now