Ziyaret

129 28 30
                                    


Yatmaktan sıkılan Katsuki kahvaltıyı hazırlamak için mutfağa gitti. Yumurtaları çırpıp  farklılık olsun diye ekmekleri kızartma makinesine koydu ve sofrayı açmaya başladı. Bir süre sonra Shinso geldiğinde yardım etti ona ama yemek yapmayı bilmediği için masada kaldı.

Ochako içeri girdiğinde şaşırsa da kendilerine bu kadar çabuk gelen ikiliyle gurur duydu. "Günaydınn." İkili gülümsedi. "Günaydın. Deku gelecek mi?" Omuz silkti. "Uyuyakalmazsa anca." Tavanın yanında ayrılıp ellerini yıkadı. "Alıp geliyorum onu. Yumurta iki dakikaya hazır olur. Ayrıca ekmekler yanmamış olsa iyi olur."

Hızlıca onun evine geçti ve odasının önüne gelince çalmadan kapıyı açtı. "Oi Deku uyan."  Cümlesini tamamlama da nefesi içine kaçmıştı. Yeni duş aldığı belliydi ve üzerinde sadece pantolonu vardı.

Çocukta biraz şaşırsa da gülümsedi. "Geleceğim Kacchan. Bu arada şu iki gömlekten hangisini giyineyim?" Gözü gardrobtta asılı olan gomleklere kaydı.

Bir tanesi maviye kayan beyaznken diğeri yeşil hafif karo desenliydi. İkinciyi seçip ona verdi. "Kravat takacaksan beyaz olsun."yanına yaklastigi için şampuan kokusunu alsa da tepki vermedi.

Odadan çıktı ve mutfağa girdi. Bir yandan ise karnında yeni oluşmaya başlayan ağrıyı fark etmişti. İlk başta gerginlik tüm vücuduna yayılsa da korkması gereken bir durum olmadığını kendine hatırlattı. Artık gizlemesi gerekmeyecekti. Ya da ağır işler yapmak zorunda kalmayacaktı. Hayatı tehlikede olmayacaktı. Cehennem günleri geride kalmıştı.

Ve ayrıca, bu sefer planları vardı.
...

Hızlı geçen kahvaltı seansının ardınsan Deku ise gitmek için masadan kalktı. "Benim artık gitmem gerekiyor. Size iyi günler." Kapıya yaklaştığında Shinso konuştu. "Kağıdı senin evine koyacağım." İlk başta anlamasa da sonra gülümsedi. "Teşekkür ederim Shinso-san."

Kapının kapanana sesini duyduğunda Ochako da gülümsedi. "İkinizde çok cesursunuz. Açılmanız daha uzun sürer sanmıştım. Benim her şeyi söylemem 1 hafta sürmüştü." Katsuki omuz silkti. "Geçmişten beri kurtulursam eğer intikam almak istemiştim. Herhalde bu yüzden hiçbir şeyi inutmadım. Bu da fırsatımdı." Shinso ise yüzünü yere çevirdi. "Burada beni bulamazlar diye düşünüyorum sadece. Bulurlarsa isim biter."

Kız sandalyede diklesti. "Shinso-san. Burada ve hiçbir yerde, artık kimse size zarar veremez." Yarım şekilde gülümsedi.
...

Yemekten sonra Shinso Deku'nun evine geçip kağıdı salona bıraktı. Üzerinden büyük bir yükü bıraktığını hissetse de hiçbir şeyin tam olarak silinemeyeceğini biliyordu.
...

"Müsait misiniz?" Salonda karşılıklı kitap okuyan ikili Ochako'ya baktı. "Sence yuvarlak kafa? Ne oldu?" İçeri geçip oturdu. "Ben, yarın işe başlıyorum!!!"

İkisi de kalkıp tebrik ettiler. "Yarın çok ani olmadı mı? Dün niye değil?" Kız kıkırdadı. "Küçük bir restron başvuru ilanı yayınlamıştı. Beni kabul edeceklerini ama diğer şeflerinin ayrılması için zaman tanımamız istediklerini söylediler. Bende acelem olmadığı için tamam demiştim. Yarın ise ilk iş günüm."

"Peki sorun olmadı mı?" Ne olduğunu hepsi biliyordu. "Hayır. Hatta öncelik tanıdılar. Devletin şu yaptığı destekleme projesinden para alacaklarmış." Kedi-insanları işe bulma konusunda sorun yaşadığı için devlet böyle bir şey yapmıştı. Dışlanmaları ya da büyük çoğunluğunun hapis olmasıyla ilgilenmiyorlardı. Sadece gösterişti yaptıkları.

"Kendine dikkat ve en ufak sorunda şikayetini belirt. Üzerine çullanırlar sonra." Biliyorum anlamında kafasını salladı. "Bunu Tooru-chan'a söylemek istiyorum. Ama kaldığı yurt biraz uzakta. O yüzden benimle gelir misiniz diye soracaktım."

Kedi-İnsan (Dekubaku)Where stories live. Discover now