30.ve ben çok uzaklara koşuyordum

147 20 11
                                    

•Medyadaki şarkıyı söylediğim yerde açın lütfen•

"O benim için hiçbir şey ifade etmiyor lanet olası! Yine de dediğini yapmayacağım. En başında- Alo? Alo?!"

Öfkeyle bir çığlık atmış ve elindeki telefonu korkulukların diğer tarafındaki kumlara fırlatmıştı. Ellerini saçlarına geçirmiş ve derin nefesler alarak sakinleşmeye çalışmıştı. Fazlasıyla öfkeliydi.

Ona doğru bir adım atmıştım ama devamını getirmeye cesaret edememiştim. Onu dinlediğimi bilse bana da sinirlenir miydi bilemiyordum.

Sonunda derin bir nefes almış ve başını benim olduğum tarafa çevirmişti. Gözleri benimkilerle buluşurken bir adım atmıştı geriye doğru. Gözleri kocaman olmuş, korkuyla bakmıştı suratıma.

"Raya?"

Benim için hiçbir şey ifade etmiyor.

Kime, neden söylemişti bilmiyordum ama kalbim acımıştı. Onun için hiçbir şey ifade etmeyen o kişiye çok fazla acımıştım.

"Sen- sen ne zamandır oradasın?"

Gözlerindeki korku hâlâ yerini koruyordu. Sinirinin bir anda uçması ve benim onu duymuş olmamdan bu kadar çekinmesi beni hayal kırıklığına uğratmıştı. Ama biliyordum ki, eğer bana söylemiyorsa bu beni de bu işin içine çekmek istememesinden kaynaklanıyordu. O yüzden başımı istemsizce iki yana sallarken mırıldanmıştım.

"Şimdi geldim. Telefonunu neden fırlattın? Bir sorun mu var?"

Duymamış gibi davranacaktım. Eninde sonunda anlatacaktı. Kendi kendime öğrenmektense onun anlatmasını tercih ederdim zaten.

Gözleri hafif kısılmış ve doğruyu söyleyip söylemediğimden emin olmaya çalışmıştı. Ama hayır, belli etmiyordum. Etmeyecektim de.

"Hayır. Gizli numaranın biriydi. Saçma sapan konuştu, bende sinirlendim."

Yalan söylüyordu ve bunu yaparken sesi dahi titrememişti. Gerçi bende duymadığımı söylerken yalan söylemiş oluyordum. O yüzden sessiz kaldım ve başımla onayladım onu. Bir süre daha yüzümü incelemiş, sonra da arkasını dönüp korkulukların üzerinden atlayarak kumlara fırlattığı telefonunu almıştı.

"Özür dilerim, önemli olabileceğini düşündüğüm için kalabalıktan uzaklaşıp açmak istemiştim. Beni arayacağın aklıma gelmemişti."

Kısa sürede tekrardan yanıma gelmişti ve birlikte kalabalığa doğru yürümeye başlamıştık.

"Jungkook, bir sorun olmadığına eminsin değil mi?"

Kalabalığın arasına karışmadan önce son kez ona doğru dönmüş ve sormuştum. Gerçekten sinirli ve korkmuş görünüyordu.

"Hayır, Raya, her şey yolunda. Bunun akşamımızı mahvetmesine izin vermeyeceğim."

Sağ elimi kaldırıp üşümüş yanağına koyarken, gözlerine odaklamıştım gözlerimi.

"Umurumda değil. Ben sadece senin iyi olmanı istiyorum. Umursadığım tek şey bu."

Korku dolu gözleri bir anda değişmiş ve elini yanağındaki elimin üzerine kaldırırken hüzün kaplamıştı aynı gözleri. Derinlerden gelen bir ateş sarmıştı bakışlarını. İçi yanıyormuş da belli etmemeye çalışıyormuş gibiydi sanki. Bir anda benim de içimde bir şeyler alev aldı ve onu mutlu etmek istedim. Gözleri üzüntüyle değil mutluluktan parlasın istedim. Yemin ederim, deli gibi istedim.

THE OTHER SIDE |JJKWhere stories live. Discover now