55. çok tanıdık, çok acı dolu ve çok canlı...

107 15 46
                                    

Jungkook'un anlatımından...

Ellerim beklediğim anın geldiği fikriyle hafif hafif titrerken, onları birbirine sürtmüş ve içeriye giren Leah-Taehyung ikilisinin birleşmiş ellerine bakmıştım şaşkınca. Aynı bakışlarım ikilinin birbiri üzerindeki gözleri üzerinde de gidip gelirken sonunda beni umursamadıklarını farketmiş ve hafifçe boğazımı temizleyerek transtan çıkmalarını ve bana dönmelerini sağlamıştım.

Bununla birlikte bana dönen iki çift gözden birisi her zamanki gibi umursamazlığıyla gözlerimi yaşartırken, bir diğeri önce kocaman olmuş sonra dudakları şaşkınlıkla aralanırken gülümsememe sebep olacak o cümleleri ardı arkasına kurmaya başlamıştı.

"Ah, Jungkook. Merhaba. Yani günaydın."

Dudaklarımı birbirine bastırarak gülmemeye çalışmış ve aslında içten içe görmeyi beklediğim bu manzarayı bir süre daha sessizce izlemiştim. Leah bir şeyler söyleme gereği hissetmiş olacak ki aynı gerginlikle dudaklarını tekrar aralamış ve Taehyung'la birleşen ellerine kısa bir bakış atıp tekrar bana doğru dönmüştü.

"Jungkook biz, yani Taehyung ve ben dün gece biraz konuştuk. Bir şeyler hakkında."

İfademi hiç bozmadan Leah'yı izlemeye devam ederken bir an gözüm Taehyung'a kaymıştı. Onun da yüzünde benimkine çok benzer bir ifade vardı ve aynı şekilde Leah'yı izlerken gözlerinin içi gülüyordu. Belli ki benim, bile isteye Leah ile uğraştığımı biliyordu.

"Ne gibi şeyler hakkında?"

"Şey gibi şeyler işte..."

Leah'nın yanakları kızarmaya başlarken gülümsememi daha fazla tutamamış ve ona doğru birkaç adım atmıştım. Ellerim hemencecik omuzlarını bulurken gözlerinin en derinine bakmış ve ne kadar mutlu hissettiğini az çok anlamıştım. Bu beni de en az onun kadar mutlu ederken bu sefer konuşma çabası içerisine giren ben olmuştum.

"Anladım Lee, sadece şaka yapıyorum. Taehyung'la sevgili oldunuz öyle mi?"

Leah'nın yakınımdaki gözleri kocaman olurken dudaklarımı dişlemiş ve başımı eğmiştim. O kadar şirindi ki.

"S-sevgili mi?"

Başımı eğdiğim yerden kaldırırken yan gözle Taehyung'a bakmış ve hala gülümseyerek Leah'yı izlediğini görmüştüm. Hemen ardından ise kekeleyen sevgilisine destek amaçlı araladığı dudaklarından, kendinden çok emin bir şekilde dökülen cümleler Leah'yı bile duraklatmış, bir süre Taehyung'un yüzünü izlemesine sebep olmuştu.

"Arkadaş, dost, sevgili, aşık ne demek istersen de. Biz dün gece konuştuk ve isim veremediğimiz bu hislerle yüzleşme kararı aldık. Bu hisler için savaşmak istiyoruz. Tıpkı senin yaptığın gibi."

Son cümlesiyle birlikte Leah'nın gözlerindeki gözleri benimkilerle buluşmuş ve hafifçe gülümseyerek omzuma dostça dokunmuştu. İçten içe bu kadar açık olmasını ben de beklemiyor olsam da, Leah'nın transa girmiş gibi Taehyung'u izlemesi beni güldürmüştü. Belli ki birileri benden daha şaşkındı ve ben bugün için kimsenin rolünü çalmak istemiyordum.

Bu yüzden fazla uzatmadan, benimde parmaklarım aynı şekilde, dostça Taehyung'un koluna dokunmuş ve başımı sallayarak onu desteklemiştim.

"En başından beri aranızda bir şeyler olduğu belliydi zaten. Tebrikler, inanılmaz uyumlu bir çift oldunuz."

Leah bana dönmüş ve bugün için asla eski boyutuna dönmek bilmeyen iri gözleriyle bana bakarak şaşkınca sormuştu.

THE OTHER SIDE |JJKWhere stories live. Discover now