53.neden sonrasında değil?

105 16 36
                                    

Taehyung'un anlatımından...

Günün son dakikalarıydı. Hava kararalı saatler olmuş, hırçın denizin dalgalarıyla sahili dövüşünü izlerken zaman nasıl geçmişti anlamamıştım bile. Kafamda bin türlü düşünce, kalbimde ise sebebini bilmediğim bir ağırlık vardı. Kötü bir şeyler olacakmış gibi hissediyordum ama hissetmekten öteye geçemeyen tüm bu duygu ve düşüncelere anlam veremiyordum.

Düşünüyordum ve her şey tamammış, pürüz ya da sorun yokmuş gibi geliyordu. Hatta buna emindim. Yine de sebepsiz yere kalbim sıkışıyor, canım daralıyordu.

Kötü bir şey olmasından çok korkuyordum.

"Hey."

Duyduğum ince ve yorgun sesle başımı yasladığım başlıkdan kaldırmıştım. Leah iki elinde tuttuğu birer fincanla hemen yanımdaki sandalyeye otururken de yerimde dikleşmiş ve onu izlemiştim.

"Selam."

Kahvelerden birini aramızdaki masanın benim olduğum tarafına koyarken bir diğerini de kendi önüne koymuştu. Isınmak ister gibi iki eliyle sıcak fincanı sarmış ve üstüne bir şey almadan çıktığı balkonda bir nebze olsun ısınmayı umut etmişti.

"Hava soğuk, neden üzerine bir şey almadın?"

Umursamaz bir tutumla omuzlarını silkmiş ve içimdeki tüm o kötü hisleri yok edecek kadar güzel bir gülümseme takınmıştı dudakları.

"Soğuk beni canlı hissettiriyor. Diri tutuyor."

Başını diğer tarafa çevirmiş ve izlediğim deniz manzarasını izlemeye koyulmuştu. Her şey yerli yerindeymiş gibi bir his kaplamıştı şimdi kararmış içimi. Az önceki ağırlık onun yanındayken yok olmuş, yerini güven ve huzur almıştı sanki. Ona bakmak huzur vericiydi, izlemek yormuyordu insanı. Tam tersine yorgunluğumu alıyordu sanki. Bana güç veriyordu. Her şeyi başarabilirmişiz hissi yayıyordu. Birlikte her şeyi başarabilirmişiz hissi.

"Jungkook ne yapıyor? Hala uyumadı mı?"

Gözleri gözlerimi bulmadan, aynı şekilde oturmaya devam ederken fısıldar gibi konuşmuştu. Hatta sessizce söylenir gibiydi daha çok. Duymamı istediği belliydi.

"Son zamanlarda hiç uyuduğunu görmedim. Birkaç kere yanımda sızar gibi oldu ama her seferinde kan ter içinde uyandı konforsuz uykusundan. Kabus görüyor ve sürekli onun ismini sayıklıyor. Sanki Raya'nın eksikliğini her bir zerresinde hissediyor gibi. En bilinçsiz hali bile onu düşlüyor."

En bilinçsiz hali bile ona aşık.

"Bunu nasıl başarıyor anlamıyorum."

Leah'nın meraklı bakışları üzerime dönmüştü. Kaşlarını kaldırmış ve yine meraklı sesi kulaklarımı doldurmuştu hemen ardından.

"Neyi nasıl başarıyor?"

Bu sefer omuz silken ben olmuştum ama benimki umursamazca değildi. Tam tersine kabullenişim ve kendime karşı yenilişim adına alay doluydu biraz.

"Böyle olmayı. Böyle güçlü durmayı. Kaybetme ihtimalini görmezden gelerek, sanki o hiç yokmuşcasına emin adımlarla ilerlemeyi. Yani, bilmiyorum. Ben senelerce o adamın izinden gittim. Ondan çekindim, ona boyun eğdim. Sevdiklerimi elimden almasına izin verdim. Şimdi, yani Jungkook bunu nasıl ilk seferde başardı anlayamıyorum."

Leah'nın gözlerini bir süre üzerimde hissetmiştim. Konuşmamış, öylece yan taraftan izlemişti yüzümü. Ya diyecek bir şeyi yoktu ve acınası birisi olduğumu düşünüyordu ya da-

THE OTHER SIDE |JJKWhere stories live. Discover now