35.sensiz kaybolurum

155 21 24
                                    


Güven çift taraflı bir duyguydu. Birine koşulsuz şartsız güveniyorsanız onun da size aynı şekilde güvenmesini beklerdiniz. Birine karşı yoğun duygular besliyorsanız onun da aynı şeyleri hissetmesini isterdiniz. Aşkınıza, sevginize, korkularınıza ama en çok da güveninize karşıklık beklerdiniz.

Birini çok severseniz onu yanındayken bile özlerdiniz. Gözlerinizi üzerinden çekemez, o olmak, onun olmak isterdiniz.

Birini çok severseniz onun için yaşamak isterdiniz.

"Ayrılmak istiyorum."

Yatakta uzanan bedenimin hemen yanında oturan sevgilimin dudaklarından dökülen kelimeler beklenmedik değillerdi. Çok acı, çok acımasız, çok zehirlilerdi ama asla beklenmedik değillerdi.

Çünkü kim beni neden severdi ki zaten?

Ama, ama yine de canım yanıyordu. Bazen bilmek yetmezdi inanmak için, duymak gerekirdi. Bazen de duymak yetmezdi, hissetmek gerekirdi.

Duymak bana yetmişti.

Canım acıyordu. Kalbim acıyordu. Zaman ondan önce olduğu gibi akmaya devam ediyordu. Kısa süreli güzel duygular bedenimi bir bir terk ediyorlardı.

Koca sahnede onun tarafında olan ışık kapanıyordu. Yıldızlar bir bir kayıyorlar ve ruhumun can çekiştiği suya düşüyorlardı. Ben bu hissi biliyordum, ölüyordum.

Yalvarmak ve beni bırakma demek istiyordum. Sensiz yaşayamam demek istiyordum.

Sensiz kaybolurum.

Ama düşüncelerim o an için dilime ulaşamıyorlardı. Jungkook oturduğu yataktan kalkıyor ve yüzüme bakmadan kapıya doğru yürüyordu. Bense sessizce gidişini izliyordum. Biliyordum o kapıdan çıktığında hayatımdan da tamamen çıkmış olacaktı.

Bir şeyler söylemek istiyordum. Kelimelerim dudaklarıma ulaşmıyorlardı.

Ruhum suyun derinliklerine doğru süzülüyordu.

Kayboluyordum.

(Kayboluş öncesi)

Git gide beni terkeden bilincimin son saniyelerinde yavaşça yere uzanmış ve suyla ıslanmış zemine bastırmıştım elimi. Minik cam parçalarının avuç içimi deldiklerini hissediyordum ama umursamamışdım. Hissetmeye ihtiyacım vardı çünkü.

Acıyla kavrulan ruhum dışında bir şeyler hissetmeye ihtiyacım vardı çünkü.

Son kez titrek bir nefes çekmiştim içime ve hemen ardından gözlerim kapanırken, az önce deli gibi hareketler sergileyen kişi ben değilmişimcesine sakince fısıldamıştım.

"Kurtar beni sevgilim..."

Bilincimin son saniyelerinde kapının açılma ve kapanma sesi ilişmişti yorgun kulaklarıma. Acelesiz adım sesleri sıralanmıştı hemen ardından sessiz evin içinde.

Bir, iki, üç...

Sessizlik. Hemen ardından öncekinden çok daha hızlı, neredeyse koşar gibi yeri döven ayak sesleri. Tanrıya sesleniş, panik, korku...

Saçlarımda bir dokunuş, kulaklarımda bir fısıltı.

"Ben geldim Raya, aç gözlerini."

Geldin sevgilim diye geçirmişdim içimden ama yorgun dudaklarımdan, kapalı gözlerimden geçip de dilime varamamıştı.

Beni terk eden görüşüm gibi, bilincim de terk etmişti zihnimi. Bir kez daha her şey sessizliğe gömülmüştü.

THE OTHER SIDE |JJKWhere stories live. Discover now