52. Bölüm: Kız Çocuğu

366 62 38
                                    

51. bölümü okumayı unutmayın.

15.08.1979

Vazgeçişler ve pişmanlıklar, ruhumuza kadar sinen karanlık bir sis bulutuydu. Bir şeyden vazgeçmeden hemen önce ona sıkı sıkıya bağlı kalmak, sonra da bundan pişman olmak kabusun iç karartıcı bir sahnesi gibiydi.

Düğün gününde her şey olması gerektiği gibiydi. Kır düğününe yakışır bir düzenleme yapılmıştı. Davetliler, masaların etrafına toplanmış bir şekilde gelin ve damadın aralarına katılmasını bekliyorlardı.

"Tanrım! Heyecandan öleceğim!" Lily, Marlene'nın ona yelpazeyle verdiği hava yeterli gelmiyormuş gibi eliyle boynuna doğru hava yolluyordu. Kızıl saçları güzel bir modelle sırtına doğru salınıyordu. Aynı şekilde duvağı da öyle. "Kızlar, şey, sizce herkesin ortasında bayılsam az mı utanç verici olur yoksa çok mu?"

"Çok." dedi Marlene. Lily'e doğru yelpazeyi sallamaya devam ederken bir yandan da pipetten limonatasını yudumluyordu. "O yüzden sakın bayılayım deme, Lils."

Lily, nedimleri olarak en yakın arkadaşlarını seçmişti. Doğruyu söylemek gerekirse, onlar olmasaydı hiçbir şey yetişmezdi. Alice, gelinlik seçiminde ona yardımcı olurken Marlene da organizasyon işlerini halletmişti.

Ve Capella. O Lily'ye motivasyon vermekle görevli olan kişiydi.

Düğün gününe son bir ay kala günler herkes için telaşlı geçmişti. Düğün organizasyonu, gelinlik ve damatlık seçimi, davetiyeler derken stres, heyecan ve telaş birbirine girmişti. Ama tüm bunlara değmişti çünkü her şeyin kusursuz olması için herkes çok çaba göstermişti. Ve sonuç mükemmeldi.

"Her şey çok güzel olacak Lily." dedi Capella. Bir süredir sessizce onları izliyordu. Üzerinde siyah, sade bir elbise vardı. "Heyecanlanmaman tuhaf olurdu. Sadece akışına bırak."

Lily, Capella'ya teşekkür edercesine gülümsediğinde bulundukları odanın kapısı tıklatıldı. "Gelebilirsiniz!" diye şakıdı Marlene. Kapı aralandığında heyecan konusunda Lily'den farksız olmayan James ve arkasında dostları göründü. "Sonunda gelmeye teşrif ettiniz, Bay Potter."

James, Marlene'nın dediklerini sanki hiç duymamış gibi gözlerini Lily'den ayırmadan odanın içine adım attı. "Lily..." Sesi hayranlık, hayret ve aşk doluydu. "Siktir. Çok güzelsin."

Lily, utangaç bir ifadeyle kıkırdayarak, "Sen de çok hoş görünüyorsun." dedi. Sadece uğraşmak için elini saçlarına attığında Marlene hızlıca eline vurup, "Dokunma." diye homurdandı.

"Oyalanmayı bırakın da hazırsanız çıkalım artık." dedi Alice. Lily, oturduğu kanepeden ayağı fırladığında kıkırdayarak ona yaklaştı ve duvağını düzeltti. "Sakin ol ve fazla heyecanlanmamaya çalış. Çok güzelsin ve her şey iyi olacak."

James kolunu Lily'e uzattığında kızıl saçlı cadı hemen kibarca koluna girdi. Birlikte kapıdan çıkarlarken odadaki herkes onların peşine takılmıştı. Neredeyse herkes.

Odadan çıkmak için kendisine biraz zaman tanımak istemişti Capella. Gerginlikten terleyen alnını peçeteyle kuruladı. Şu anda her şey bir kabus gibi geliyordu. Okulun bittiğine, mezun olduğuna ve James ile Lily'nin evlendiğine inanamıyordu.

Keşke mezun olur olmaz gitseydim, diye düşünmeden duramıyordu. Oysa ki çok emindi kendinden, buralardan gitmek için can atıyordu çünkü acı çekmek dışında hiçbir halt ettiği yoktu. Ama buna cesaret edememişti. Sevdiği herkes buradaydı, hayatı buradaydı ve Capella bunları bırakarak kolay kolay gidemeyeceğini anlamıştı.

THE OTHER SIDE Where stories live. Discover now