14. Bölüm: Kar Topu Savaşı

1.7K 151 54
                                    

07

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

07.12.1977

Kar tanelerinin her yere düşüşünde sessizliğin çığlıkları kopuyordu.

Kanlı bir cesedin mimarisi olan bir adam sokağa adımını attı, başını kaldırdı ve sonsuz beyazla karşılaştı. Sonsuz beyaz onun sonuydu, kar taneleri kefeni, soğuk hava ise mezarıydı. Bir bebek çığlık çığlığa dünyaya gözlerini araladı, karşılaştığı manzara yine kar oldu, soğuk oldu. Dinginlik bindi üzerine, kırpıştırdı gözlerini; annesi neredeydi?

Dünyanın her bir köşesinde meydana gelen olaylar bitmek bilmiyordu, acılar tükenmiyordu, katliamlar azalmıyordu, terk edilişler hızla devam ediyordu.

Kar, büyücülük dünyasında durmaksızın yağmaya devam ederken aralık ayı sahneye çıkmış, kendisini gösteriyordu. Gösterdiği yerde soğuğu da estiriyordu.

Black ailesinin tek kız varisi Capella Black, siyah ve kalın montuna sarılarak eldivenlerini taktı, boynuna atkısını sardı. Dizlerinin bir parmak altında biten botlarını giyinip yatakhâneden çıktı. Aynadan kendisine bakmamıştı, nasıl göründüğü hakkında hiçbir fikri yoktu.

Sıcacık ortak salona indiğinde hemen mayıştı Capella. Hemen şu anda, bir mindere uzanıp şöminenin önünde uyuklayabilirdi.

Ama arkadaşlarının yanına gitmesi, onlarla eğlenmesi ve bir süreliğine her şeyi unutmalıydı.

Bennet, o sırada hâlâ ortak salondaydı. Yanına gelen arkadaşlarıyla sohbet ederken Capella ile göz göze geldi ve kocaman sırıtarak el salladı. Capella da parmaklarını oynatarak ona karşılık verdi.

"İyi şanslar," dedi Bennet, Capella ortak salondan çıkmak üzereyken.

Capella da iyi şans olsaydı James onu süründürmezdi. En azından Capella böyle düşünüyordu.

Hogwarts'ın şatafatlı binasından dışarı çıkınca soğuk hava bedenine bir çığ gibi yığıldı. Şokla titrerken ellerini montunun cebine soktu ve kızaran burnunu atkısına gömerek adımladı.

Kaşları çatılmış, kara bata çıka yürürken diğerlerinin nerede olduklarını düşünüyordu. Derken, ensesinin biraz üstüne çarpan kar topuyla acı içinde inledi. Kahkaha sesleri yükseldiğinde "Ne halt ediyorsunuz?!" diye bağırdı. "Kafam ağırdı!"

Sirius, elindeki kar topunu havaya atıp tutarken yüzünde yaramaz bir sırıtış vardı. "Demek Capella Black aramıza geri döndü..."

Capella yere eğilip avucunda karları topladı ve bir kar topu yaparak Sirius'a fırlattı. "Aranıza dönmedim, zaten sizinleydim."

Kar topu Sirius'un omzuna çarpıp parçalanarak yere döküldüğünde Sirius sahte bir acı ifadesiyle yüzünü buruşturarak, "Ahh, omzum kırıldı galiba." diye sızlandı.

Bir kaç metre öteden bir kar topu daha Sirius'un diğer omzuna gelince yine inledi ve kar topunu fırlatana, James'e ihanete uğramışcasına baktı. "Sen de mi Çatalak? Hepinizin beni öldürmeye bu kadar meraklı olduğunuzu bilmiyordum."

THE OTHER SIDE Where stories live. Discover now