Capella Black, ağabeyi Sirius Black ile birlikte Grimmauld Meydanı 12 numaradan kaçarak James Potter'ın evine sığınırlar. Fakat Capella her ne kadar annesinden kaçmayı başarsa da, hoşlandığı bu çocuktan kaçabileceğini pek sanmıyordu.
*
the marauder...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
31.12.1977
Hogwarts'da geçen her yılbaşı bir başka olurdu. Büyük Salon'a on iki tane çam ağacı yerleştirilir, her tarafa süslemeler asılır ve Büyük Salon'un tavanından aşağıya sihirli karlar yağardı.
Büyücülerden korkan Mugglelar bile Hogwarts'ın kışını görünce burada olmak isterlerdi.
"Sana da mutlu noeller, Lils." dedi Capella içtenlikle. Aniden, "Benide aranıza alın!" diye çığlık atan Marlene, koşarak yanlarına geldi ve Capella ile Lily'nin üzerine çullanarak ikisine birden sarıldı. "Canım arkadaşlarımla geçireceğim bir noel gecesi tabii ki de mutlu olur!"
Marlene deli dolu bir kızdı, ne olursa olsun kocaman gülümserdi ve hep pozitif bir bakış açısına sahipti. Güneş gibi parıldayan sarı saçları ve mutlulukla ışıl ışıl parlayan kocaman gözleri vardı.
"Hey, düşeceğiz!" diye bağırdı Capella kahkaha atarak. Bir kolunu Marlene'nın sırtına yaslayarak kafasını çevirdi ve tam bu sırada Lily'nin yeşil gözleriyle göz göze geldi. İkisi aynı anda gülmeye başladığında Marlene sırıtarak geri çekildi.
"Şimdi hediye zamanı!" diye şakıdı Marlene. Bu yılbaşında Gryffindor ortak salonu kalabalıktı, birinci sınıflardan yedinci sınıflara kadar birçok öğrenci buradaydı ve burada olmaktan mutluluk duyuyordular.
Gryffindor ortak salonunun açık bir alanına konulmuş çam ağacı tavana doğru uzanıyor, üzerindeki süslerle parıl parıl parlıyordu. Altındaki hediyeler ise sahiplerini bekliyordu.
"İlk hediyemi ben açacağım!" Marlene hızlı adımlarla çam ağacına ilerleyerek altındaki hediye kutularından kendi adının yazılı olduğu hediye paketinden birini aldı. "Kimden acaba?"
Marlene, sarı renkli karton kutunun kapağını açarak kapağın altında yazılı isme baktı. Capella, Lily ve Alice'in ona merakla baktığını farkedince beyaz yanaklar kızarmaya başladı. "Kimdenmiş?" diye sordu Lily.
Marlene utangaç bir ifadeyle gözlerini kaçırdı. "Siriu- Sirius'dan..."
Lily gözlerini kocaman açarak, "Aman tanrım!" diye mırıldandı kocaman sırıtarak. Capella kaşlarını çatıp dehşetle Marlene'a bakarken Alice, Lily gibi sırıtmıştı.
"Alt tarafı bir hediye, Lily." dedi Marlene umursamaz görünmeye çalışarak. "Size de almıştır." Yutkunup derin bir nefes aldı ve avucunu kutunun için sokarak hediyesini eline alıp kutudan çıkardı. Bu bir el aynasıydı. Fakat basit bir ayna değildi bu.
Altın kaplamaya benzeyen sarı kaplaması ve etrafındaki desenleriyle pek göz alıcıydı. Sirius buna epey para harcamış olmalıydı.
Aslında paraları sınırlıydı. Hayatları boyunca biriktirdikleri Galleonlar'ı gerekli durumlar dışında hiç harcamamıştılar. Capella her ne kadar alışverişe çok çıksa da kendi parasından değilde babasından aldığı paralarla yapıyordu alışverişi.
