Capella Black, ağabeyi Sirius Black ile birlikte Grimmauld Meydanı 12 numaradan kaçarak James Potter'ın evine sığınırlar. Fakat Capella her ne kadar annesinden kaçmayı başarsa da, hoşlandığı bu çocuktan kaçabileceğini pek sanmıyordu.
*
the marauder...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
31.11.1977
Havaların soğuk olmamasını fırsata çeviren herkes bahçeye dökülmüştü kasımın son gününde. Beklenmedik bir durumdu bu güneşli hava, ama memnun etmişti de bir çok kişiyi.
Bugün yapılacak Quidditch maçı öğleden sonraydı. Hogwarts'ın düşman olan iki ezeli binası arasında olacaktı bu maç.
Öğle yemeği yendikten sonra Quidditch sahası yavaş yavaş doluşmaya, triblünlerde boş yerler dolmaya başlıyordu.
"Beni motive edin ve size nasıl Quidditch oynanılır göstereyim!" diyordu Sirius kulübenin içinde. Oyuncular yarım saat sonra sahaya geçecek ve herkesin dört gözle beklediği maç başlayacaktı.
"O iş bende." dedi Capella, Sirius'un oturduğu taburenin arkasına geçti ve narin ellerini abisinin omuzlarına koyarak yavaş hareketlerle masaj yapmaya başladı. "Sen en iyisisin Sirius, hem de her zaman! Muhteşem uzun saçlara ve güneş gibi parıldayan gri gözlere sahipsin. O Slytherin oyuncuları bile senin yakışıklılığına dayanamayıp süpürgelerinden aşağı düşecekler."
Sirius, göğsünü şişirerek gerim gerim gerilirken kulübenin içindeki diğer oyuncular gülmeye başladı.
"Sirius'u Quidditch maçı hakkında övmelisin, Elly!" dedi James sırıtarak. "Onu dış görünüşü hakkında övmeye devam edersen maç boyunca saçlarını düzeltip duracak."
"Zaten hep öyle yapmıyor muydu?" Capella'nın şeytanice sorduğu soruya karşı odadaki herkes kahkahalara boğulmuştu. Sirius ise gözlerini devirerek ağzının içinde bir şeyler geveledi ve James'e ters bir bakış attı. "Sen işine devam et, Elly." dedi hiç istifini bozmadan. "Ve beni övmeye - yani motive etmeye devam et bebeğim."
Capella gülümsemesini bastırmaya çalışarak boğazını temizledi. "Sen, gelmiş geçmiş en iyi Quidditch oyuncususun. Harika bir şekilde süpürgeyi kullanıyor ve havada çevik hareketler yaparak izleyenlerin ağzını sulandırıyorsun!"
"Ah evet, evet." dedi Sirius gözlerini yumarak. Yüzünde kendini beğenmiş bir ifade vardı. "Devam et Elly, devam et!"
"Ah, elbette, sen yeter ki iste!" diye bağırdı Capella arkadan ellerini Sirius'un yanaklarına yerleştirerek. "Muhteşem bir insansın sen!" Sirius'un başını geriye doğru yatırarak yüzüne yaklaştı. "Duydun mu beni?!"
"Ağzınızdan bal damlıyor, Bayan Black." diyerek kulübeden içeriye girdi Madam Hooch. Capella hemen geri çekildi, oturan birkaç kişi ayağı kalktı. "Biraz önce Slytherin kulübesindeydim. Ve bilin bakalım onlarda durumlar nasıl? Ne bekliyorsunuz, hepsi de çok özgüvenli tabii ki de! Kazanacaklarından yüzde bin eminler çocuklar, peki sizde durumlar nasıl?"
"Onları sahaya gömeceğiz!" dedi yüksek sesle James. Sirius ona katılarak "Kafalarına Bludger'ı sertçe geçireceğim!" dedi gaza gelerek. Az önce Capella onun egosunu yeterince tatmin etmiş ve özgüvenini yükseltmişti. Çıplak elle bile Bludger'ı savuşturacak kadar özgüvenli hissediyordu kendisini.
