32. Bölüm: Kabuslardaki Son

848 82 11
                                    

20

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

20.03.1978

Mart'ın son haftalarında Londra'yı saran ilkbahar sevinci gözle görülür bir seviyedeydi. Eriyen karlar sayesinde çamurlaşan topraklar kurumuş, ağaç dallarının dökülen yaprakları yerine yenileri çıkmaya başlamış, çimler filizlenmişti. Ve en güzeli, kış olup soğuklar geldiğinde ülkeyi terk eden ve kış uykusuna yatan hayvanların tekrar gün yüzüne çıkmasıydı.

İlkbahar mutluluktu, neşeydi ve güzellikti. İlkbaharın mutluluğu, neşesi ve güzelliği bu aylarda herkese ulaşırdı.

Neredeyse herkese.

Grimmuald Meydanı 12 numara, o öğle vakti misafirlerini ağırlıyordu. Ev sahipleri Walburga ve Orion Black, en yakınlarını çaya davet etmişlerdi.

"Son zamanlarda o kadar berbat direnişler sürüyor ki." Rosalind Black, çayından yudumlarken sahte ve alaylı bir üzüntüyle mırıldanmıştı. Walburga'nın dayısının geliniydi Rosalind Black, kuzeni Phineas'ın karısıydı. "Ne var yani bir kerecik itaat etseler? Hayır yani, çokta bir şey kaçırmazlar herhalde."

"Bana kalırsa hepsi Azkaban'a atılmaktan korkuyorlar." dedi Walburga, dayısının kızı Helena'nın bitmiş çay fincanın uçan çaydanlıklar ile tazelenişini izlerken. "Yoksa birçoğu Karanlık Lord'u destekliyor, bakmayın ona direndiklerine."

John Michealson, daha fazla çay içmeye son vererek başında duran çaydanlığı kovdu. Helena Black'in kocasıydı o da. "Daha fazla içmeyeceğim-" diye homurdandı ısrarla bardağını doldurmaya çalışan çaydanlığa karşı. "Ve korkarım ki sana bu sefer katılamayacağım, Walburga." Çaydanlık gittiğinde sabır dilenircesine derin bir nefes aldı.

"O demek?" diye sordu Walburga, yüzüne yapmacık bir gülümseme ekleyerek.

"Şu demek; elbette Karanlık Lord'u gizliden gizliye destekleyenler vardır ancak hepsi değil." dedi John, müthiş derecede ciddi bir sesle. "Her gün karşıtların neler yaptıklarını gazetelerden okuyoruz. Gizliden gizliye destekleseler bile söyledikleri şeyler akıl alır gibi değil."

"Ama Karanlık Lord'u karşılarında gördüklerinde dilleri tutuluyor." dedi Dorea Black neşeli bir kahkaha atarak. Birkaç kişi de ona katılmıştı. Dorea Black, Charlus Potter ile evliydi. Son zamanlarda Potter ailelerinin savundukları şeyler ile kan haini ilan edilişleri bir süre Charlus Potter'ı bir Black ile evli olduğu için gündeme taşımıştı. Fakat Charlus Potter Karanlık Lord'un destekleyicisi olmasa da onun safındaydı.

Dorea Black, elli sekiz yaşında olmasına rağmen oldukça alımlı bir kadındı. Geçen yıllar ondan hiçbir şey çalmamıştı.

"Şu sohbete bir son verin." dedi Wyvern Crouch, fincanını heyecanla sehpaya indirerek. Gözlerini Walburga'ya çevirdi. "Capella ile tekrar konuşacağım demiştin, konuştun mu?"

Walburga'nın yüzündeki gülümseme yavaşça silindi. Fincanını sehpaya bırakarak ellerini kucağına birleştirdi ve sıkıntılı bir nefes aldı. "Henüz konuşmadım." dedikten sonra gülümsemeye çalıştı. "Kabul edeceğinden eminim ama arkadaşlarının başına bir iş geldiği için beni dinleyemeden gitmek durumunda kaldı."

THE OTHER SIDE Where stories live. Discover now