Capella Black, ağabeyi Sirius Black ile birlikte Grimmauld Meydanı 12 numaradan kaçarak James Potter'ın evine sığınırlar. Fakat Capella her ne kadar annesinden kaçmayı başarsa da, hoşlandığı bu çocuktan kaçabileceğini pek sanmıyordu.
*
the marauder...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
07.03.1978
Gryffindor-Ravenclaw maçı sona erdiğinde Hogwarts şatosu adeta Gryffindorlar'ın sesleriyle inliyordu. Önceki maçlara göre bu maçın coşkusu katbekat daha büyük ve gürültülüydü. Neredeyse tüm Gryffindor ortak salonlarında toplanmıştı ve elindeki kupayı kaldıran Quidditch takım kaptanı James'i tezahüratlarla tebrik ediyorlardı.
"Yaşasın James Potter!"
"Takımın yıldızı James Potter!"
Ara sıra James elindeki kupayı takım arkadaşlarına veriyordu. Sirius'da bu sırada kendisini kalabalığın arasına atarak hayranlarının arasında kayboluyordu. "Daha çok bağırın!" diye bağırınca kalabalıktan "Yaşasın Sirius Black!" diye bir bağırış yükseldi. "Bir kere daha!" diye bağırdı Sirius ve kalabalıktan yine aynı ses yükseldi.
"Yakala!" dedi Sirius ve elindeki kupayı Frank'a fırlattı. Frank atik bir hareketle kupayı kavrayarak havaya kaldırdı ve bir alkış koptu. Tam bu sırada Alice, Frank'ın boynuna atladı ve dudaklarını birbirine bastırdı.
Tekrar bir alkış nidası yükseldiğinde birkaç kişi ıslık çalmıştı. Frank, Alice ondan ayrıldığında sarhoş olmuş gibi gülerek kupayı tekrar James'e fırlattı ve ellerini Alice'in beline atarak tekrar dudaklarına yapıştı.
James, kupayı havada tutarak ela gözlerini etrafta gezdirdi ve Lily'i görmeye çalıştı. Fakat ortak salon öylesine kalabalıktı ki onu bulamıyordu. Ansızın biri sırtına atladı ve kollarını boynuna dolayarak, "Muhteşemdin James!" diye bağırdı. James sırtındakinin Capella olduğunu anlayınca düşmesin diye bir elini kızın bacağına atarak sırıttı.
"Biliyorum!" diye bağırdı James sesini duyurma amacıyla. Capella'yı düşürmemeye çalışarak iyice sırtına yerleştirdi ve elindeki kupayı havaya kaldırdı. "Al hadi!"
Capella hızlıca kupayı iki eliyle kavrayarak havaya kaldırdı. "En büyük Gryffindor!" diye bağırdığında herkes ona dikkat kesilerek, "En büyük Gryffindor!" diye tekrar ettiler ellerini havaya kaldırarak. "En büyük Gryffindor!"
Capella kahkahalarla elindeki kupayı havaya kaldırarak gururla etraflarını saran öğrencilere baktı. James'in sırtındaydı, herkese en tepeden bakıyordu ve elinde kazandıkları Quidditch kupası vardı. Bir kez daha gözlerini etrafta gezdirdi ve tekrar "En büyük Gryffindor!" diye bağırdı.
Sirius asasını çıkardı ve duvarlara büyüler yapmaya başladı. Tıpkı Slytherin'e yaptıkları ilk dönem şakası gibi duvarlarda kükreyen aslan silüetleri belirmeye başladı. Remus da Sirius'a uyarak asasını salladı ve tavandan aşağıya kırmızı, kar gibi küçük parıltılar düşmeye başladı.
Ve son kez, ortak salondaki tüm öğrenciler hep bir ağızdan "En büyük Gryffindor!" diye bağırdı.
