17. Bölüm: Sancılı Bir Aşk

1.7K 158 58
                                    

02

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

02.02.1978

Alev alev dalgalanan ateşin çatırtıları, son kez gökyüzünün derinliğine bakan bir çift göz gibi uzanıyordu geceye. Alazlar büyüyor, daha sonra ise bir hiçliğe, bir sonsuzluğa uzanmak için ahenkle kıvrılıyordu.

Gryffindor'un ortak salonuna derin bir sessizlik çökmüştü. Akşam şöleni üç saat önce sonra ermiş, yasak saati gelmişti. Birinci ve ikinci sınıfların hepsi çoktan uyumaya gitmiştiler.

Diğerleri ise yatakhanelerde uyuyor, arkadaşlarıyla sohbet ediyor ya da ders çalışıyordular. Ortak salonda sadece yedinci sınıflar vardı, ve bir de aralarına aldıkları, Sirius'un ayrıcalıklı kardeşi Capella ile sessiz bir şekilde oturuyordular.

Aslında tam sessiz değildi ortak salon. Şöminede yanan alevlerin çatırtısı haricinde, bu seslere bir de Sirius'un kısık horultusu eklenmişti. Şöminenin yanına birkaç minderi sermiş, üzerine kıvrılarak uyuya kalmıştı.

"Ne okuyorsun?" diye sordu Capella Remus'un okuduğu kitaba bakarak. Capella kollarını göğsünde bağlamış bir şekilde kafasını Remus'un omzuna yaslamıştı. Remus ise dalgın gözlerle elindeki kitabı okuyordu.

Remus gözlerini kitaptan ayırmadan, "Uğultulu Tepeler." dedi sessizce.

"Bir Muggle kitabı, değil mi?" diye sordu Capella dikkatini Remus'a vererek. Remus başını yavaşça salladı. "Neyi anlatıyor peki?"

"Sancılı bir aşkı..." Remus'un fısıltısı, Capella'nın karşı koltukta oturan James'e bakmasını sağlamıştı. James'in bir kolu Lily'nin omzunda, kafası ise omzunda duran Lily'nin kafasına yaslanmış bir vaziyetteydi.

Capella onları umursamamaya çalışıyordu, sevdiği çocuğu birlikte olduğu kızla dip dibe gören biri ne kadar umursamamaya çalışıyorsa, o da o kadar umursamamaya çalışıyordu. Zor olanı yapmaya çalışıyordu, nasıl onları umursamazdı ki?

Capella, daha fazla Remus'un kitap okumasını bölmemek için sessiz kaldı fakat gözlerini yere dalgınca bakan James'den alamadı. Ve her an James onun bakışlarını farkedebilirdi.

Ve etti de...

Üzerindeki yoğun bakışları hisseden James, gözlerini halıdan kaldırdığında baktığı ilk kişi Capella olmuştu. Onun bir tanecik Elly'si... Son birkaç gündür araları iyi olmayan Elly'si...

Aslında James onunla konuşmak istiyordu, fakat Capella değil onunla konuşmak, James'i gördüğü her an kaçacak delik arıyordu. Ve bu kaçışlar, Noel gecesinden sonra başlamıştı.

Capella gözlerini kaçırmadı. James de öyle. Elaların griye boyandığı bir vakit, gün doğardı ve günün doğduğu o ânda kar yağmaya devam ederdi. Dışarıda gün doğmak üzereydi ve kar yağmaya devam ediyordu.

Capella'nın tutuklu kaldığı ela gözleri adeta parıldıyordu. Capella'nın kaşları hafifçe çatıldı, neden parıldıyordu ela gözleri? Lily yanında olduğu için mi?

THE OTHER SIDE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin