19. Bölüm: Sirius'un İkna Çabaları

1.7K 156 48
                                    

04

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

04.02.1978

Bir kadının bağrında büyüttüğü alev, dünyayı cehenneme çevirebilirdi. Bir kadının bağrında büyüyen intikam kanlı ellerin sarıldığı boğaza dönüşebilirdi. Kadınlardan korkulmalıydı, lâkin korkmadığınız bir kadın, ancak sizin sonunuz olurdu.

Capella Black, kendini bildi bileli annesi tarafından hor görülmüştü. Bir kadının başka bir kadın tarafından aşağılanması kadar zavallı bir durum yoktu.

Küçük bir kız çocuğuydu Capella. Henüz yedi yaşındaydı ve yine cıvıl cıvıl, renkli elbiselerinden birini giyinmişti. Walburga onu odasında, yaşına bakmadan mini bir elbise ile gördüğünde çılgına dönmüştü.

Hızlı adımlarla yanına gelmiş ve kızını yatağına oturtmuştu. Walburga da yanına oturup Capella'nın elini tutumuştu. Fakat Capella, annesinin elini sıkı sıkı tutmasında samimiyet kırıntılarını hissedememişti.

"Böyle elbiseler giyinmemelisin tatlım," demişti Walburga sakin kalmaya çalışarak. "Yoksa bu küçük yaşta... bedenini erkeklere açtığını düşünürler, inan bunu hiç istemezsin, adın çıkar ve büyüdüğün zaman hiçbir safkan ailesi seni gelin olarak istemez."

Capella da dudaklarını bükmüştü o sabah üzgün üzgün. Annesine masum gözlerle bakmıştı. "Ama anne, ben elbiselerimi çok seviyorum. Üzerimde güzel durdukları için giyiniyorum..."

Walburga sinirle dişlerini sıkmıştı gözlerinden öfke saçarak. "Seni tekrar uyarmayacağım. Black ailesine yakışır bir kız ol. Edepli ol ve kapalı giyin. Erkeklere yanaşma, yan gözle dahi bakma. Yoksa adın erkek avcısına çıkar kızım! Dikkat etmelisin."

"Hayır!" demişti Capella ince sesiyle bağırıp ayağı kalkarken. Annesine ilk sesini yükselttiği zaman o gündü. "Ben erkek avcısı değilim! Sevdiğim ve hoşuma gittiği için giyiniyorum anne başkalarının düşüncesi beni ilgilendirmiyor."

Walburga hiddetle ayağı kalkmış ve elini havaya kaldırarak Capella'nın yanağına sert bir tokat atmıştı. Walburga'ın Capella'ya attığı ilk tokattı bu.

Küçük beden tokatın etkisiyle yana doğru sert bir şekilde düşmüştü ve dolan gözlerini saklamak istercesine başını yerden kaldırmamıştı. Annesi ona tepeden bakarak, "Bize layık bir evlat ol. Bu son uyarım. Bir daha açık saçık şeyler giyinirsen, emin ol artık kıyafet alacak paran olmaz." demişti.

Capella küçüktü daha, çocuktu. Neyin ne olduğunu asla kavrayamamıştı, fakat şimdi dönüpte o günlere baktığında küçük kız çocuğuna acıyordu.

Neden direnmemişti o küçük kız çocuğu? Neden cesaretli olamamıştı? Eğer ağabeyi Sirius gibi olsaydı istediğini giyinirdi. Fakat o gün bu gündür, Capella annesinin bu tavırlarına kin beslemiş ve istediğini giyinmişti.

Capella, gardırop aynasına bakarken bu anısını düşünüyordu. Üzerindeki elbiseyi süzerken aklına annesinin dedikleri gelmişti. Uzun ve salaş kolları vardı elbisenin. Bel üzeri dar ve hafif göğüs dekolteli, belden aşağı bollaşan, dizlerin iki parmak altında biten bordo bir elbiseydi.

THE OTHER SIDE Where stories live. Discover now