Capella Black, ağabeyi Sirius Black ile birlikte Grimmauld Meydanı 12 numaradan kaçarak James Potter'ın evine sığınırlar. Fakat Capella her ne kadar annesinden kaçmayı başarsa da, hoşlandığı bu çocuktan kaçabileceğini pek sanmıyordu.
*
the marauder...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
07.12.1977
Sezonun Gryffindor-Slytherin Quidditch maçı sona erdiğinde Gryffindor yüz yetmiş puanla galip geldi ve rozet alarak başarılarını taçlandırdılar. Geriye yalnızca bir maç kalmıştı, eğer onu da kazanırsalar kupa onlarındı.
Bunun yanı sıra kalp kırılma sesler metrelerce öteden duyuluyordu. Aşkın acı verici getirisi olan bu hüzün hiç ona göre değildi. James ve Lily gözlerinin önünde öpüştükten sonra aradan yalnızca bir hafta geçmiş ve yılın son ayına ulaşmışlardı.
Capella ise aptal bir ergen gibi kendisini dış dünyaya kapatmıştı o günden sonra. Bir ölü gibi dolaşıyordu Hogwarts'da. Arkadaşları sürekli ona nesi olduğunu sorup duruyordu ve Capella da her seferinde onları geçiştirecek bir şeyler söylüyordu.
Capella onların öpüştükten sonra arkadaş kalmaya devam edecekleri gibi saçma bir inanışa kapıldığında ikisinin sevgili olduğunu duydu ve daha da berbat bir duruma girdi. Bütün okul bu haberle çalkalandı daha sonra, fakat bu beklenen bir durum olduğu için kısa sürede unutuldu.
Ancak Capella diğerleri gibi James ve Lily'nin çıktığı haberini diğerleri gibi kolayca unutup hayatına devam edememişti. Günden güne onların yakınlıkları onu daha da üzüyordu.
Bu acının bu kadar kötü olabileceğini tahmin edememişti Capella. Bir gün illa ki James ile Lily'nin birlikte olacağını biliyordu ve hep kendini bu âna hazırlamıştı. Sadece bu olaya üzüleceğini ve bir süre sonra da unutup hayatına kaldığı yerden devam edeceğini tahmin etmişti.
Ancak değil üzülmek, değil unutmak, her geçen dakikada daha da kahroluyordu. Tahminleri tutmamıştı, sadece üzülmekle kalmamıştı, unutamamıştı... Çocukca gibi gelen bu şey yüzünden kendini kaybetmişti çünkü acı vericiydi.
Aşk... Capella bu duyguyu tattığından dolayı kendi kalbinden nefret etmişti. Fakat aşık olduğu çocuk, James Potter kalbine olan nefretini söndürdü çünkü kalbinin içinde zaten o vardı. Capella, içinde James'in olduğu hiçbir şeyden nefret edemezdi ki...
Çenesini avucuna yaslamış, dalgın gözlerle Frank ile sohbet eden James'e bakıyordu dosdoğru.
Gryffindor ortak salonundaydı. Hafta sonuydu ve dışarıda lapa lapa kar yağıyordu. Yerler yavaş yavaş kar tutmaya ve beyaza bürünmeye başlıyordu.
"Hey," dedi Lily aniden yanına gelerek. Capella irkilerek ona döndüğünde yüzünde kocaman bir gülücük vardı. "Burada ne yapıyorsun?"
Capella omuz silkerek arkasına yaslandı. "Hiç... sadece pencereden dışarıyı izliyordum."
"Neden sadece pencereden izleyesin ki?" Lily enerjik bir sesle konuşarak Capella'nın ona tuhafça bakan gözlerini görmezden geldi. "Burada boş boş oturmayalım, dışarıya çıkıp kar topu savaşı yapmaya ne dersiniz?" diye sordu sesini yükselterek.
