22. Bölüm: Hastane Kanadı

1.8K 162 15
                                    

06

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

06.02.1978

Kalbe kadar uzanan yaraların tarifinin olmadığı gibi ilacı da yoktu. İlacı olmadığı içinde insan gün geçtikçe çürümeye ve ölmeye başlardı. Gün gün erirdi ruhu, biterdi bedeni. Belki gözü yaşlı, belki gözü arkada ve belki de sevdikleri aklında gün gün biterdi. Ne kadar karşı koymaya çalışsa da kalbine kadar uzanan o yaralara direnemezdi.

Kalbe kadar uzanan yaralar için ilaç yapmayı veya tüm zorluklara göğüs gererek ilacı bulmayı deneyenler olurdu. Deneyenler öylesine nadirlerdir ki, eşleri ve benzerleri yoktur. Çünkü ilaçlar bir yanı iyileştirirken bir yanı da çürütürler. Onlar ise bunu bilerek kalplerine kadar uzanan yaralarına şifa ararlar. Kalbimiz en değerleri organ olduğundan dolayı şifası her ne olursa olsun, delicesine atan organ çürümeye yüz tutarsa bunun geri dönüşü olmazdı.

Capella'nın kalbine kadar ulaşan yaraları çoğalıyordu. Gerek çocukluğundan kalma yaraları olsun gerekse şimdiki hayatının ona bahşettiği yaralar... Fakat her daim yanında olan dostları kalbinin şifası oluyordu. Ama biri vardı ki, en tehlikeli ilaçtı. Çünkü o yarasını iyileştirmiş gibi görünse de aslında kalbini daha da çürütüyordu...

"Çok kötü yaralanmış." dedi baş hemşire yatakta yatan solgun yüzlü öğrenciye bakarak. "Arkadaşı da tıpkı onun gibi, bunun için üzgünüm ancak... ikisinin durumu oldukça kötü."

"O hâlde onları St. Mungo'ya götürelim!" dedi Capella ısrarlı bir ses tonuyla. Sirius'un büyük elini avuçlarının arasına almış bir şekilde yanında oturuyordu.

"Bunun mümkün olmadığını söylediğim için üzgünüm Bayan Black." Dumbledore ellerini önünde birleştirdi ve hasta yatağında hareketsizce yatan oğlana, sonra da kardeşi Capella'ya baktı. "Ancak St. Mungo'ya gittiğimiz takdirde ağabeyinize ve Bay Lupin'e neler olduğunu araştıracaklardır. Eğer neler olduğunu öğrenirlerse olacakları biliyorsunuz."

Capella ellerini siyah saçlarından geçirerek alt dudağını sertçe dişledi. Çenesi titremeye başladığında gözlerini yumdu.

Elbette sonuçları biliyordu. Profesör Dumbledore sayesinde Hogwarts'da sorunsuz okuyabilen Remus'u açık etmeyecekti tabii ki. Eğer onun bir kurt adam olduğunu herkes bilirse işler istedikleri gibi ilerlemezdi. Remus'un gizlediği tüylü problemi söz konusuydu. Profesörünün yardımlarıyla okulunu tamamlamak üzereyken kurt adam olduğunu herkes öğrenirse dünyası başına yıkılırdı.

"Elimizden gelenin en iyisini yapacağız Bayan Black." dedi Madam Pomfrey üzüntüyle. "Tıpkı eskisi gibi olacaklar, merak etmeyin."

Madam Pomfrey, Sirius ve Remus'a üzgünce baktı. Sık sık Çapulcular kavgalara karıştıklarından dolayı Hastane Kanadı'na çok kez gelseler de -şüphesiz Remus kavgalardan yaralandığı için hiç gelmemişi- bu kadar ağır yaralanmamıştı onlardan biri. Öbürü ise her ay düzenli bir şekilde yanına gelen Remus'du, onun bu konuda burada olmasına alışıktı ama Sirius...

THE OTHER SIDE Where stories live. Discover now