Gerçekler

15 4 0
                                    

Gondol macerasını sonunda zor bir şekilde atlatmış biraz başımın dönmesiyle kendime gelmiştim. Ayaz'ın elimden tutmasıyla sanırım daha iyi hissediyordum. Yıllar sonra hayata dönmüş içim biraz olsun huzurla dolmuştu.

Sonraki yerimiz ise bir çay bahçesiydi. Manzarası boğaza bakan, sessiz sakin çok güzel bir yerdi. Ayaz ikimize simitle çay söylemiş bir güzel karnımızı doyurmuştuk. Şimdi ise gerçeklere dönmenin zamanı gelmişti.

"Evet herşey sakince ilerlerken artık konuşmanın zamanı geldi."

Ayaz tek kaşını kaldırarak ne olduğunu sorgular gibiydi. Bende onu daha fazla merakta bırakmadan herşeyi teker teker anlattım.

" Ayaz eğer seninle bir ilişkiye başlayacaksak aramızda tek sır bile olmayacak. Çünkü her sır benim hayatımın sonunu getirdi. Herkes bir şeyler sakladı. Ailemden tut sevdiğim adama kadar...Eğer Mirhan başından bana gerçekleri anlatsaydı hiç bir şey böyle olmazdı. Ben artık hayatımda tek sır istemiyorum. Sonradan benimle ilgili bir şey sakladığını öğrenirsem inan affetmem! Öncelikle Mirhan beni sana nasıl emanet etti? Aranız bozukken nasıl oldu bu? Sakın itiraz etme bugün bu konu konuşulacak."

Konuşmamı hiç kesmeden devam ettirmem biraz ağzımı kurutmuştu. O yüzden bir yudum çay alarak kuruluğu giderdim. Bakışlarımı tekrar Ayaz'a çevirerek anlatmasını bekledim. Bir süre gözlerime bakarak konuşmadı. Hadi dercesine kafamı sallayıp onu cesaretlendirdim.

İç çekerek bakışlarını benden çekip dışarıya baktı.

"Mirhan'la uzun süre konuşmadık. Çok ulaşmaya çalıştı ama ben hep engel oldum. Bu arada neden aranız bozuldu diye sorma o en son anlatılacak kısım. Bir ara bir kızı sevdiğini duydum ortak arkadaşlardan...

Mirhan çok fena abayı yakmış, hali perişan diyorlardı. Ben önce inanmadım çünkü o çocukluk aşkını hiç unutamamıştı.Onu bulmak için herşeyi yapıyordu, hatta bana çabuk polis ol sevdiğimi bul diye takılırdı. Uydurma haberdir diye üzerine gitmedim. Sonra bir duyduk ki Mirhan ortadan kaybolmuş. Kimse ona ulaşamıyormuş. Ece abla beni buldu ne olur kardeşimi bul diye. Bende merak etmiştim nerede bizim oğlan diye. Bir bakarım ki bizim aşık İstanbul'da sevdiğinin peşinde...Onu bir gölge gibi takip ediyor.

Bir gün arabasını yanlış bir yere park edince ceza yazmışlar. Bende tabii heryere haber salınca hemen yerini buldum. Bir görürüm ki cafenin köşesine saklanmış sevdiğini izliyor. Bakışlarını takip ederek izlediği kıza baktım. Açıkçası merak etmiştim aşık olduğu kızı, çocukluk aşkını unutturacak kadar olan bu kız kim diye? Sonra hüzünlü bir yüz gördüm. Ama o hüznün altında yatan çok güzel gözleri vardı. Gözleri gülmesede onlarda küçük bir parıltı olduğunu hissettim. Onu hayata bağlayan... İşte o zaman sende ne gördüğünü anlamış oldum. Herşeye rağmen hayatta kalmayı seçmiş bir kız..."

Ayaz son sözlerini söylerken başını bana çevirip gözlerime baktı. O zamana kadar bakışları hep dışardaydı. Benim ise gözlerim çoktan dolmuştu.

"Demek beni ilk o zaman görmüştün?"

"İlk o zaman boncuk göz demiştim sadece kendime fısıldayarak...Bakışlarımı senden çekip Mirhan'ın yanına gittim. Beni görünce çok şaşırdı inanamadı. Önce buna bir güzel fırça attım ortadan kaybolduğu için...Sonra bütün gerçekleri öğrenince şok oldum.

Meğersem çocukluk aşkı senmişsin ve aileleriniz yüzünden ayrılmak zorunda kalmışınız daha doğrusu o bırakmak zorunda kalmış. Çok kızdım ona, herşeyi ardına bırak geri dön sevdiğinin elinden tut diye. Bizi yarım bıraktın ama onu bırakma diye. Öylemi yapayım dedi afferdermi dedi. Ben bilmem dedim. Peki siz affettiniz mi beni dedi.

Affetmedik dedim. Son sözümü söyleyip yanından ayrıldım. Sonra zaten sana gelmiş herşeyi anlatmış ama affetmemişsin. Ölmeden bir gün önce beni aradı numaramı bulmuş nerden bulduysa. Liya affetmedi beni dedi. Unutma beni dedim unutmam demedi dedi. Onun sesini duyunca canım öyle bir yandı ki... Adresi ver yanına geleyim dedim kabul etmedi. "

Ayaz konuşmasına devam edemedi. Onun için öyle zordu ki benden başka kimse bu halini anlayamazdı. Seside artık titriyordu. Belkide anlatılması en zor kısmıydı. Sağ gözümden yaşı elimin tersiyle silerek tebessüm ettim.

"Devam et hadi!"

Sertçe yutkunup konuşmaya yeniden başladı.

"Sizde affetmediniz oda affetmedi dedi. Haklısınız benim gibi insanı hiç bir zaman affetmeyin zaten ama senden bir şey isteyeceğim dedi. Ben uzaklara gideceğim hemde çok...Dönmem artık imkansız...O yüzden Liya'yı her kötülüklerden koru, eğer gözünden yaş aktığını görürsen yanına git deki daha fazla ağlama şeker kız Mirhan görürse çok üzülür. Onun üzülmesine izin verme.

Ayaz onu sana emanet ediyorum ona iyi bak olur mu? Emanetime sahip çık. Bu arada sana bir paket göndereceğim onları açıp izle, sana Liya'mı anlattım. Senin yanımda olmadığın zamanlar sana aşık olduğum kadını böyle anlattım dedi ve benim konuşmama fırsat vermeden telefonu kapattı. Sonra çok aradım ulaşmaya çalıştım ama olmadı. Neden benimle böyle konuştu hiç anlamadım? Sanki hissetmişti öleceğini..."

Zorlukla tuttuğum hıçkırıklarımı serbest bırakıp sesli bir şekilde ağlamaya başladım. Şeker oğlan son nefesinde onu affetmemizi istemişti ama biz affetmemiştik. Son nefesinde bile beni düşünmüş ama ben ne yapmıştım? Bunları düşündükçe ağlamam dahada çoğalmış kendimi durduramaz olmuştum. Ayaz telaşla yanıma gelerek sandalyeye oturdu. Başımı göğsüne yaslayarak saçlarımı okşamaya başladı.

"Son defa ağlamana izin veriyorum. Son defa ağla ki Mirhan'la ilgili bütün acıların geçsin."

Ayaz'ın dediğini yapıp bir süre daha ağlamaya devam ettim. Sonunda yüreğimdeki acı biraz olsun hafifleyince ağlamamda azalmıştı. Bu arada sakinleştikçe kafamda bazı gerçekler yerine oturmaya başlamıştı. Birden Ayaz'ın göğsündeki başımı kaldırıp ona baktım. Oda bir anda ağlamamı kesip ona bakınca şaşırmıştı.

"Liya ne oldu?"

"Mirhan öleceğini biliyordu çünkü biri onu tehdit etmişti. Eğer yurt dışına gitseydi söylerdi, annesine öyle dedi ama sana farklı söylemiş. Buda demek oluyor ki onu ölümle tehdit ettiler oda bu tehdite razı geldi."

Elma ŞekeriWhere stories live. Discover now