Zorlu süreç...

123 52 0
                                    

Yengemin göğsünde derin uykulara daldım, o gece olanlar yüreğimde, bedenimde öyle yaralar bırakmıştı ki sabaha kadar gözlerimi hiç açmadan uyumuştum.

Sabah güneşi yüzüme vurunca göz kapaklarımı zor açtım. Yan tarafıma baktığımda ise yengem yoktu. Çoktan  uyanıp gitmişti, belkide hiç uyumamıştı.

Yatağımdan kalkıp adımlarımı banyoya yönelttim. Aynada kendime şöyle bir baktım, göz kapaklarım şişmiş, yüzüm solgun perişan haldeydi.

Çeşmeyi açıp soğuk suyu yüzüme çarptım. Su yüzüme değdikçe dün olanlar aklıma geliyor, daha da hiddetlenip yüzüme çarpıyordum, O an bütün her şey  suyla birlikte silinsin gitsin istedim.

Keşke öyle olsaydı, hafızamızdaki kötü anılar bu akan su gibi akıp gitse tamamen aklımızdan silinseydi.

Soğuk suyla ferahlamamla aklıma Mirhan geldi. Telefonum neredeydi, ya beni aradıysa, ya mesaj attıysa...

Telefonu bulup Mirhan'ı hemen aramam lazımdı. Banyodan çıkıp komidinin üzerindeki telefonu aldım ama şarjı yoktu. Önce şarj etmem gerekiyordu, kablosunu bulup prize taktım. Beş dakika olduktan sonra kapalı olan telefonu açtım. Açmamla mesajlar gelmeye başlamıştı. Tabi hepsi Mirhan'dandı, iki tanesi hariç. O ikisi de Eslem'e aitti.

"Ne yapıyorsun Şeker kız, seni şimdiden çok özledim.

Sen beni özlemedin galiba mesajıma cevap vermiyorsun.

Liya bir sorun mu var?
Liya telefonlarımı neden açmıyorsun?

Bak merak etmeye başladım. Eğer telefonu açmazsan yine evin önüne geleceğim.

Liya şuan sana öyle kızgınım ki, dua et evine gelmemem için Eslem beni zor ikna etti.

Pes ediyorum artık sen bana dönene kadar sana ne mesaj yazacağım, ne arayacağım."

Peş peşe Mirhan'ın mesajlarını okudum, gerçekten bana çok kızmıştı. Şimdi ne diyecektim ona ben, bütün olanları anlatsam Yiğit'i öldürürdü. En önemlisi haklı çıkmıştı. Şimdi nasıl derdim sen haklı çıktın.

Eslem'in mesajınıda girip okudum, oda beni çok merak etmiş, umarım telefonları açmamak için iyi bahanen vardır diye yazmıştı. Çok iyi bahanem vardı Eslem, çok iyi!

Kendimi biraz topladıktan sonra, aklımda bulduğum bir yalanla Mirhan'ı aradım. Her zaman ki gibi ilk çalmada açtı.

"Liya nerdesin sen, bir gün beni kalpten götüreceksin, arıyorum açmıyorsun, mesaj atıyorum cevap vermiyorsun. Sabaha kadar seni nasıl merak ettim haberin var mı? Haber vermek bu kadar mı zordu? Bir mesaj ya, bir mesaj atsaydın. Bu seferki bahanen nedir öğrenebilir miyim?"

Bu defa bahane değildi Mirhan başıma neler geldi bil bilsen, tabii ki de ona anlatamazdım. Kendimi toparlamaya çalıştım ama gözlerimden yaşlar akmaya başlamıştı gücüm yoktu ki konuşmaya.

"Liya orda mısın?"

Zar zor buradayım diyebildim.

"Niye ses vermiyorsun Liya, iyisin değil mi?"

"İyiyim Mirhan, özür dilerim seni bu kadar meraklandırdığım için. Benim telefonun şarjı bitmişti, şarj kablosu bozulunca da kapandı, evde de kimsenin uyumayınca mecbur kapalı kaldı."Ne kadar da sakin olmaya çalışsam da sesim titreyerek çıkıyordu.

Elma ŞekeriNơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ