Papatyalar yeniden açmaz

93 42 17
                                    

Zaman her şeyin ilacı derlermiş ya, çok doğru demişler. Zaman benim en büyük ilacım oldu. Benim hayata tutunma sebebim oldu. Günler, aylar, seneler geçtikçe benimde yaralarım iyileşti. Yeniden hayata tutundum. İlk zamanlar kendimde değildim, yaşadıklarımı zor hazmetmiştim.

Yüreğimin iyileşmesi zor oldu, bu dönemde yanımda ailem, kardeşim dediğim Eslem ve Ali, tabi Ömer, benim en büyük destekçim oldular. Yaramı onlarla sardım, onlarla ağladım, onlarla güldüm. Yüzümde tebessüm görmek için çok uğraştılar ve başardılar da.

Koskoca 4 yıl geçti, bu geçen yıllarda bende kendi içime döndüm, hayata daha çok sarıldım. Benim bir hayalim vardı, benim umutlarım vardı. Bunları biri uğruna feda etme zamanı değildi. Ben öğretmen olacaktım, bunu gerçekleştirmek için daha sıkı tutundum. Hayalimle yola devam ettim.

Artık hayallerimi gerçekleştirmek için bir adım kalmıştı. Bugün üniversiteden mezun olacaktım. Emeklerimin karşılığını en sonunda alacaktım. Tabi bir tarafım hüzünlüydü.

Okulumdan, hocalarımdan ayrılmak zor olacaktı. Acısıyla tatlısıyla güzel günler geçirmiştim. Belki en büyük acıyı bu okulda yaşamıştım ama yine de en güzel günlerimi bana bu okul vermişti.

Eğer sorsalardı bana zamanı geri alsak yinede aynı okula gelmek ister miydin diye? Cevabım kesinlikle evet olurdu. Bana geçmişimi vermiş, geleceğimi de aydınlatmıştı. Çünkü boş yere geçmişi beklememi engellemişti. Şimdi güzel bir vedayı hak ediyordu.

Bugünün bir özelliği daha vardı, benim doğum günümdü. Hem mezuniyet, hem de doğum günü ne güzel tesadüf... Akşam mezuniyet partisinde, doğum günümü de kutlayacaktık. Çünkü Eslem Hanım öyle emretti. Bana kalsa kutlamaya falan hiç gerek yoktu. Ama konu Eslem olunca ona hayır demek hiç kolay değildi.

Zaten öyle de oldu, mecbur evet demek zorunda kaldım. Bu geçen zaman da Eslem benim tebessüm sebebim oldu. Belki o olmazsa bu kadar çabuk toparlanamazdım, ona çok şey borçluyum. Bu yüzden ona nasıl hayır derdim, kalbimin baş tacına...

Akşam için bütün hazırlıklar tamamlanmış bize sadece eğlenmek kalmıştı. Elbise, ayakkabı, çanta hatta bana eşlik edecek kavalyem bile hazırdı, Ömer...

Ömer hayatıma kötü zamanda girmişti ama sonra iyi ki de girmiş dedim. Bizim eksilen grubun yeni üyesi olmuştu. Ne demişler gidenin yerini dolduran elbet olurmuş, öyle de oldu. Gidenin yerini çok iyi doldurdu, tek farkla sadece arkadaş olarak...Kalbime alamadım, yüreğim de yeni bir aşkı daha yeşertemedim. Giden öyle bir yara olmuştu ki, kalbim aşka da tövbe etmişti, sevgiye de...

Ömer sadece Ali gibi en yakın arkadaşım oldu. O bana ne kadar farklı baksa da, ben karşılığını veremedim.
Ömer de kabullenmiş, oda benim arkadaşlığımı kabul etmişti.

Şimdi sıra emeklerimi gökyüzüne salma vaktiydi, ailemi gururlandırarak yüzümde kocaman gülümsemeyle kepimi gökyüzüne saldım. 4 senenin her bir anı, her saniyesi elimdeki bir keple uçup gitti.

Sonrada arkadaşlarımı teker teker tebrik ettim. Eslem'ime, diğer arkadaşlarıma sıkıca sarıldım. Vedamız ise daha sonra olacaktı.
Eslem bugün ayrı bir neşeliydi, yerinde adeta hiç durmuyordu. Yanımda beş dakika durup, bir yerlere gidiyor tekrar geri geliyordu. Yine yüzünde kocaman gülümsemesi, tabi koşmasıyla... Şuanda bana doğru koşuyordu. Tıpkı ilk zamanlar da maraton koşan Eslem gibi.

"Doğum günü kızı nasıl heyecan var mı?"

"Sorma çok heyecanlıyım, bak ellerimde titriyor heyecandan..." Ellerimi ona doğru uzatarak heyecandan titrediği ima ettim. Tabi şakasına, oda ellerime vurarak beni bir güzel azarladı.

Elma ŞekeriWhere stories live. Discover now